Komşu zulmüne kim son verecek?

Feridun Ağabey, ben Ankara’da yaşayan emekli bir devlet memuruyum. 2013 yılından beri üst katımda oturan daire sahibi başka bir daire alıp benim üstümdeki daireyi de kiraya verdi. O yıldan bu zamana kadar iki kiracı gitti üçüncü kiracı geldi. Bu kiracı da bir buçuk yıldır oturuyor. Bu üç kiracının üçü de sanki bizim evden çıkmamızı istercesine bize üst kattan gürültü vb. adına yapmadıkları işkence kalmadı. Kemal Sunal’ın bir filminde kirada oturduğu evden çıkması için ev sahibinin üst katta spor çalışmaları yaptırtması gibi.

Bir yıla yakın bir zamandır, ben ve kardeşim bu zulme dayanamayıp birkaç parça eşya alıp başka bir eve geçtik. Dolayısıyla evimi kullanamıyorum ve mağdur durumdayım.

Gece gündüz demeden yere sert cisim atmalar, gece geç vakit ve sabah 06.30 civarında elektrik süpürgesini yere vura vura saatlerce çalıştırmak, gürültüden rahatsız olduğumuzu söyleyince kabadayı veya mafya usulü suni deprem oluştururcasına sandalyeleri yere vurmak ve tehdit etmek gibi bezdirici hareketler...

 

 

İki üç kere durumu anlatıp karakoldan polis çağırdım. Karakola gittim. Bize yapılanların “komşu gürültüsüne girdiğini bir şey yapamayacaklarını, zabıtanın ceza kesebileceğini" söylediler. Zabıta ile görüştüğümde "böyle bir durumda bütün apartmana ceza kesilir, para cezası kesilirse yaptıkları gürültü şiddetini daha da artırırlar" dedi.

Bu bir buçuk yıl içerisinde iki defa savcılığa başvurdum. İkisinde de “kanıt yok” diyerek takipsizlik kararı çıktı.

Oysa savcıya ilk başvurduğumda benimle yaşayan kardeşim şahit olmuştu. Ben bu durumu başka nasıl ispatlayabilirim?

Üç kiracının da bize bu gürültü şiddetini uygulamaları bir kasıt olduğu içindir diye düşünüyorum. Şöyle ki; beni yıldırıp evimi kelepir fiyata birilerine aldırmak olduğunu düşünüyorum. Bu durumdan mal sahibinin de komşuların da haberi var ama kimse tepki vermiyor.

Feridun Ağabey, bu gibi durumda güçlü olmayan ama hukukun gücüne sığınan kimselere emniyetimiz, savcımız kanunlarımız niçin kol kanat germiyor? Benim gibi sessiz kalıp güçlülerin ve kabadayıların karşısında sessiz kalan mağdurların sesi olarak bu konuda kanunlarda caydırıcı tedbir niçin alınmıyor?