Eshâb-ı kiramın hepsi müctehid idi

A -
A +
Peygamber efendimizi gören Müslümanların hepsi derin âlim ve her biri, birer müctehid idiler.   Sual: Peygamber efendimizi gören, sohbetinde bulunanların her biri, mezhep imamı gibi müctehid mi idi?Cevap: Eshâb-ı kiramın yani Peygamber efendimizi gören Müslümanların hepsi derin âlim ve her biri, birer müctehid idiler. Din bilgilerinde, siyasette, idarecilikte, zamanlarının fen bilgilerinde ve tasavvufta, ahlak ilminde birer derya idiler. Bu bilgilerin hepsini, Resûlullah efendimizin mübarek yüzünü görmekle ve kalplere işleyen, ruhları çeken sözlerini işitmekle az zamanda edindiler. Müctehide kendi ictihadı ile amel etmek lazım olduğundan her birinin mezhebi vardı. Mezhepleri az veya çok farklı idi. Tabiin yani Eshâb-ı kiramı görenler ve Tebe-i tabiin yani Tabiini görenler arasında da müctehidler vardı. Bu müctehidlerin mezheplerinden yalnız dördünün kitaplara geçip dünyanın her yerine yayıldığını, diğerlerinin mezheplerinin unutulduğunu, Seyyid Abdülhakim Efendi ve Hamdullah Decvî hazretleri açıkça bildirmektedir.            *** Sual: Mezhep imamı diye kimlere denir ve bunların özellikleri nedir?Cevap: Kur'ân-ı kerimde ve hadîs-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan din bilgilerini, Eshâb-ı kiramdan işiterek veya nakil yolu ile toplayan, açıkça bildirilmemiş olanları da, kendi koydukları usullere, metotlara göre açıkça bildirilmiş olanlara benzeterek çıkaran ve mutlak müctehid olan derin âlimlere mezhep imamı denir.            *** Sual: Bilinen mezhep imamlarından başka mezhep imamları var mı idi?Cevap: Bilinen dört mezhep imamından başka mezhep imamları da vardı. Fakat bunların mezheplerinde olanlar azala azala bugün hiç kalmadı. Eshâb-ı kiramın hepsi de derin âlim ve müctehid idi. Her biri kendi mezhebinde idi. Hepsi de bilinen mezhep imamlarından daha üstün idi. Fakat bunların kitapları olmadığı için mezheplerinin unutulduğunu, İmam-ı Şa'rânî hazretleri bildirmektedir.            *** Sual: Kötü huyları değiştirmek için belli bir çare, ilaç var mıdır?Cevap: Kötü huyların hepsi için ortak ilaç, hastalığı, zararını, sebebini, zıddını ve ilacın faydasını bilmektir. Sonra, bu hastalığı kendinde aramak, bulmak gelir. Bu teşhisi kendisi yapar, yahut bir âlimin, rehberin bildirmesi ile anlar. Mümin, müminin aynasıdır. İnsan kendi kusurlarını zor anlar. Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusurunu öğrenir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.