CHP’nin Titanik’ine binmek…

A -
A +
Siyaset elbette ki Abdullah Gül'ün hakkıdır. İstediği zaman parti kurabilir, ya da bir yerden aday olabilir. 
Buna kimsenin bir şey dediği yok.
Mesele; kapalı kapılar ardında, fısıltılı konuşmalarla gizli saklı işler yapılması...
Benim itirazım buna... 
"Abdullah Gül önemsiz biridir" demiyorum. Ama "AK Parti için çok önemli biridir" yönündeki görüşlere da katılmıyorum.
Şunu kabul edelim.
AK Parti kurulmamış olsa, Abdullah Gül belki de siyasetin dışına itilmiş isimlerden biri olacaktı. 
"Adam"ın biri çıkacak, bütün önemli makamları size altın tepside sunacak. 
Önce AK Parti Genel Başkan'ı olarak ilan edecek. 
Yetmeyecek, Dışişleri Bakanlığı makamını sunacak. O da yetmeyecek, Başbakanlık koltuğuna oturtacak. 
Bu da yetmeyecek...
Vesayetlere, manşetlere, hakaretlere ve darbe muhtıralarına karşı canını ortaya koyarak sizi Cumhurbaşkanlığı makamlarına taşıyacak.
Tüm bunların karşılığında sadece ama sadece vefasızlık görecek!
Sonra da, "Ben niye tekrar Genel Başkan ve Başbakan olamadım" diye küsüp köşenize çekileceksiniz. 
Siyaset dediğiniz, komşu çocuğunun bisikleti değil ki "Bi tur daha atayım" diyesiniz mübarek!
İsteğiniz olmayınca bir anda karşı cepheye geçmeniz en hafif tabirle ayıptır! 
Yahu bu adam sizin Cumhurbaşkanı olabilmeniz için gece gündüz çalıştı. Şehir şehir, ilçe ilçe, meydan meydan dolaştı. 
Bunun hiç mi kıymetiharbiyesi yok! 
Bunun karşılığı kapalı kapılar ardında "Erdoğan'ın gücünü nasıl zayıflatırız" çalışması yapmak mıydı?
Bu mu sizin vefa anlayışınız? Bu mu dava arkadaşlığınız? Bu mu kardeşliğiniz Sayın Abdullah Gül?
Samimi olmak, sahici olmak bu kadar mı zor? 
Çıkarsınız, "Ben artık bu adamla aynı kaderi, aynı yazgıyı paylaşmak istemiyorum. Kendime yeni bir rota belirledim" dersiniz, yolunuza yeni yol arkadaşlarıyla devam edersiniz. 
Sayın Gül...
Tatsız hatıraları önünüze sermek istemem ama hatırlamanızda yarar var. 
Bu ülkede eşinizin başörtüsünü "Playboy"a benzetenler oldu. Başörtülü olduğu için sınava almayanlar oldu. Hakkınızı mahkemelerde aradınız diye size yakası açılmamış hakaretlerle saldıranlar oldu.
Biz bu hakaretleri, namusumuza saldırı gibi algılayıp karşı koyduk. Biz unutamamışken siz nasıl unutabildiniz? Nasıl oldu da bunu yapanların safına geçebildiniz? 
Alın işte!..
Düne kadar size hakaret etme konusunda resital sunan CHP'liler, "Keşke bizim kayığımıza binse" şeklinde açıklama yapıyor. Yahu bana böyle bir davet gelse, vallahi utancımdan yerin dibine girerim. 
Size zamanda oy vermiş ve inanmış bir seçmen olarak sesleniyorum:
Lütfen gelen teklifi geri çevirmeyin ve CHP'nin Titanik'ine hemen binin!.. 
Ama şunu bilin...
Titanik ilk seferinde nasıl denizin dibini boyladıysa, siz de ilk seçimde sandığın dibini boylayacaksınız.
Benden söylemesi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.