CHP'nin maksadı bağcıyı mı dövmek?

A -
A +
Seçim sonuçlarına itiraz etmek bir haktır. Bu hakkın kullanılmasıyla ilgili prosedür de belli. Peki, Yüksek Seçim Kurulu'nu basmak da ne oluyor?!.

Evet, görünen o ki CHP üzüm yemekten çok bağcıyı dövme peşinde... Seçim gecesinden bu tarafa koparılan gürültü ve patırtının başka da izahı görünmüyor. Daha henüz sandıkların yarısı açılmışken, "YÜZDE ELLİ OYLA ANKARA'YI ALDIK..." diye, erkenden şov yapan Mansur Yavaş'ı, bilahare açıklanan sonuçlar doğrulamadı. Şu saate kadar da etmiş değil. Ama Mansur Yavaş'ın, CHP teşkilatıyla ve yaptıkları el işaretlerine göre MHP'li olduğu anlaşılan bir kısım seçmen ve başka da hayli karışık gruplardan oluşan nümayişçilerle, yürüttüğü eylemlerin rengi giderek değişiyor! Burada sanki seçim sonucundan öteye, çok daha başka maksatlara dönük hareketler seziliyor. Hemen ifade edelim ki, bu tarz bir yaklaşım kesinlikle yanlış ve tehlikelidir.
Mansur Yavaş ve yeni partisi CHP, kendilerine verilen oyun takipçisi olmakta elbette sonuna kadar haklıdır. Bu hakkı aramanın yolu da çok açık ve nettir. İlgili mevzuat çerçevesinde, hukuki itirazınızı yaparsınız ve sonucunu sükûnetle beklersiniz. Ama bunu yapmayıp, işi peşinen sokak eylemlerine dökerseniz, hele hele Yüksek Seçim Kurulu gibi, en üst düzeydeki yargı merciini taciz ve işgal etmek gibi, son derece absürt bir işe kalkışırsanız, bunun izahını asla yapamazsınız. Sokak eylemleriyle, mahkemeyi taciz etmekle sandığa atılmış oyların sayısı değişmez. Yapacağınız şey, prosedürün işleyişine yardımcı olmaktır. Ankara'da mevcut sonuçlara göre, Mansur Yavaş, Gökçek'in en az 30 bin oy gerisinde. Buna rağmen itiraz edebilir. Bu itirazını kademeli olarak tekrar tekrar yapabilir. Seçimin iptalini bile isteyebilir. Ama bir şartla. Her şey meşru çerçevede olmalı... Şu kadar bin kişi toplandı, çoluk çocuklarıyla beraber nöbet tutuyorlar gibi, sokağa davetiye çıkaran söylem, maksadın üzüm yemek olmadığını gösterir.
Benzer bir tavrı, CHP Yalova'da da ortaya koydu. Orada çok az bir oy farkıyla devam eden yarışı normal mecrasından çıkarıp, başka alanlara taşımak için bu defa, Muharrem İnce'nin gereksiz şovlarını izliyoruz. Üstelik İnce, hiç de ince olmayan bir üslupla ve genel olarak bütün iktidar partisi mensuplarını itham etmek gibi, sakil bir yanlışa düşüyor. "Eğer dikkatli olmasaydık, bütün Türkiye'de bunlar yüz binlerce oyumuzu çalacaklardı..." gibisinden karalamalar yapıyor. Bu sözler doğrudan hakaret teşkil ediyor. Ve siyasi etikle, nezaketle uzaktan yakından alakası yok. Bu şekilde hiç görmediği, tanımadığı insanları sırf parti mensubiyetinden dolayı, oy hırsızlığı ile itham ediyor. Üstelik bunu siyasi dürüstlük kılıfı içinde sunmaya çalışıyor! Muharrem İnce bu söyleminde, ayrıca fena halde bir mantık hatasına düşüyor. "AKP meydanlarda alamadığını sandıkta ve masabaşında almaya çalışıyor..." diye bir ifade kullandı. Gördüğümüz kadarıyla AK Parti hem meydanlarda, hem de sandıkta CHP'yi ikiye katladı. Hesap ortada...
Netice: Seçimi kazanırsınız veya kaybedersiniz. Bu, dünyanın sonu değil. Ama illegal örgütlerin ülkeyi karıştırmak için alesta beklediği bir sırada, onlara kapı aralayacak yeni bir gerilime sebebiyet verirse, CHP bunun hesabını katiyen veremez!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.