Herkese kucak açmak...

A -
A +
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yedi yıllık görev süresini tamamlamak üzere. Çankaya Köşkü'ne artık veda etmeye hazırlanırken, çok zor bir dönemde ve fevkalade şartlar altında seçildiği makamın hakkını vermiş olmanın rahatlığı ile bazı değerlendirmelerde bulunmuş... Hakikaten 2007 yılının Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında, ülkemizde cereyan eden olaylara baktığımızda, Türkiye'nin siyaset kültüründeki tuhaflıkları derhal fark edebiliriz. Askerlerin "e-muhtıra" ile Anayasa Mahkemesinin de, dünyada bir eşi bulunmayan 367 kararı ile Sayın Gül'ün seçilmesini engellemeye çalıştığı ve maalesef geçici bir süre için bunu sağladığı günleri şöyle bir hatırlayalım. Kimler neler, neler söylüyordu!.. Fakat necip Türk milleti, her zamanki asil duruşuyla; gayrimeşru yollardan yapılan bütün bu engellemeleri kaldırdı, Adalet ve Kalkınma Partisine 2002'de verdiği % 34'lük desteği, Haziran seçimlerinde % 47'ye yükselterek, demokrasinin yolunu ardına kadar açtı.Böylece Abdullah Gül'ün önünü kesmeye kalkan bütün unsurlara, gerekli dersi verdi. Neticede taşlar yerine oturdu, Gül, Çankaya Köşkü'ne çıktı. Fakat ne yazık ki, daha önce Merhum Turgut Özal'a karşı ika edilen çirkeflikler, Sayın Gül'e de yapıldı. Mantıksız, saçma-sapan bir sürü bahane ve karalamalarla taciz edildi. Ancak O, bunların hiçbirini ciddiye almadı ve büyük bir başarı ile görevini ifaya devam etti. Zaman içerisinde, muhalif kesimlerin pek çok sivrilikleri törpülendi. Sayın Gül'ün liyakatle cumhuru temsili, içerde ve dışarda ortaya koyduğu devlet adamlığı vakarı, büyük takdir gördü. Öyle ki, başlangıçta keskin muhalefet yapan bazı kesimler, yavaş yavaş hizaya gelerek Gül'ün hakkını teslim etmeye başladı. Bunun da ötesinde, siyasi gerilimin yükseldiği dönemlerde, ortamı yatıştırması için kendisinden medet umdular!..Son yedi yılda çokça tekerrür eden bu gibi durumları da hatırlatarak, Sayın Gül; 2007'de kendisine en fazla karşı çıkanların dahi, sonunda buldukları açık kapının Cumhurbaşkanlığı makamı olduğuna dikkat çekiyor... "Hepsine kucak açtım" diyor. İlginç bir durum değil mi! Acaba bu iflah olmaz muhalif kesim, şöyle bir geri dönüp son yedi yılın etik muhasebesini yapar mı? Yapabilir mi? Abdullah Gül'e yaptıkları büyük haksızlıktan ötürü özür dileme erdemini gösterebilir mi? Vaka Gül'ün böyle bir beklentisi olduğunu da sanmıyorum. Ancak Türkiye'nin siyaset kültürü ve siyaset ahlakı açısından, 2007-2014 arası dönem, sayısız derslerle doludur. "Çankaya Noteri" gibi, yakışıksız ifadelerle Cumhurbaşkanını cerh etmeye yeltenenler, Gül'ün sessiz sedasız şekilde yasama ve yürütme alanıyla ilgili yaptığı önemli işleri gördükleri halde, asla hakkını teslim etmediler. Etmediler, zira siyasi izan ve insaf bakımından nakıs idiler!Neticede ne oldu? Sayın Abdullah Gül görevini bihakkın yapmanın gönül rahatlığı içinde... "Büyük hadiselerin cereyan ettiği bu dönem hakkında, şüphesiz tarih hükmünü verecektir" diyor. Vaktiyle kendisine burun kıvıranların hacil durumunu da, yüzünden hiç eksik etmediği tebessümle değerlendiriyor!.. Bir vatandaş olarak ben, Sayın Gül'ün cumhuru hakkıyla temsil etmesinden ötürü müteşekkirim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.