Konuşsa bir türlü, konuşmasa bir türlü!..

A -
A +

Ekmeleddin İhsanoğlu, "siyaset dışından gelen" bir aday olarak, ısrarla polemiğe girmeyeceğini söylüyor. Lakin farkına varmadan da, polemiğe girmiş olabilir!..
CHP ile MHP'nin kolayca üzerinde anlaştığı ve muhafazakâr yapısı sebebiyle bir ihtimal, (AK Parti cenahından da oy alabilir) diye hesap yaptığı; Çatı Aday Ekmeleddin İhsanoğlu, vatandaşlar arasına girdikçe farklı görüntüler de vermeye başladı... Bugüne kadarki yaşantısı elit çevrelerde geçtiği için, sıradan vatandaşlarla münasebeti pek fazla olmamış besbelli. Bu yüzden kimi acemilikler sergilemesi çok da yadırganmamalı. Ne de olsa o bir siyasetçi değil. Fakat cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir makama talip olan kişinin siyasetten büsbütün uzak durması ne kadar mümkün olabilir? İhsanoğlu, ısrarla ben polemiğe girmeyeceğim diyor. Peki ya fakına varmadan zaten polemiklere girmişse!..
(Farkına varmadan nasıl polemiğe girilir?) diye sorduğunuzu, duyar gibiyim. İşte siyaset de biraz böyle bir şey... İhsanoğlu'nu, elinde Türk Solu Dergisi ile poz verirken gördüğünüzde, mesela ne düşünürsünüz? Dergi'nin kapağında şöyle bir başlık vardı: Ekmeleddin'e neden evet? Türk Solu dergisinin mahiyetini ve mazisini bilenler için, bu görüntüde gereğinden fazla malzeme var zaten! Neyse o kadar derinlere dalmadan, kısa söyleyelim. Ekemeleddin Bey henüz yeni olduğu için, bazı püf noktalarını bilmeyebilir. Ama onu Gezi Parkı'na yönlendirenlerin, ne yapmak istediklerine biraz dikkat etse iyi olur. Zira aynı zamanda MHP ve AK Parti tabanından da oy alması gerekmiyor mu? Irkçı ve faşist yaklaşımlarıyla bilinen bahse konu derginin, meseleye yaklaşımı ironik. Diyor ki: Bu düzen İhsanoğlu gibi birisine bizi muhtaç hâle getirdiği için evet... Anlaşılan Çatı Adayımız işin bu yönüne pek fazla vâkıf değil.
Fakat bu ince noktalara dikkat etmezse çok sıkıntı çeker. Bakınız Devlet Bahçeli, Selahattin Demirtaş'ın adaylığının reddini istedi. Demirtaş da buna karşılık, özellikle İhsanoğlu'ndan bir tepki beklediğini açıkladı. Şimdi ne olacak peki? Sessiz kalsa bir türlü, konuşsa bir türlü... Demem o ki, Çatı Adayın işi hiç kolay değil. Seçilip seçilmeme ayrı konu... Ben işin propaganda safhasından bahsediyorum. Ekmel Bey, "Yol yapmak Cumhurbaşkanının işi değil..." gibi bir söz söyledi. Bu söz eski futbolcu olan Başbakan Erdoğan'a müthiş bir pas oldu ve hemen gole çevirdi... 'Monşer' polemiği başladı bile. Sayın İhsanoğlu, yalnız akademik üslûpla bu seçim çalışmalarını sürdüremez. İster istemez o da bir yerde topa girecek. Hatta girdi bile. Aydın'daki temasları sırasında ilginç bir laf etmiş: "Adaylık teklifini geri çevirmem mümkün değildi. İşte o zaman vatana ihanet olurdu..." Haydaa... Yani bugüne kadar, benzer teklifleri geri çevirenleri hain mi sayacağız?! Bir de hangi kontekste söyledi bilmiyoruz ama galiba ilk turda yüzde 55 oy alacağını filan seslendirmiş.
Görünen o ki, önümüzdeki günlerde, kendisi girmese bile Sayın İhsanoğlu epey polemiklere konu olacak. CHP ve MHP'li danışmanlarına daha çok iş düşebilir. Zira yarışa başlangıç pek parlak olmadı. Bu ülkede cumhurbaşkanlığına talip olmak, sadece protokol görevi üstlenmek anlamına gelmez. Yerine göre yol-su-elektrik işleriyle de ilgilenmek gerekir. Çünkü vatandaş bu konuları da soruyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.