İngiliz ahlâkı, vicdanlılar –vicdansızlar...

A -
A +

İngiliz Başbakanı David Cameron, ölen birkaç İsrail askeri için başsağlığı dilerken, yüzlerce Filistinli ve yüze yakın küçük çocuk için, hiçbir şey söylemedi. İngiliz ahlâkı!
Başbakan Erdoğan, İngiliz mevkidaşı Cameron'un ölen İsrail askerleri için başsağlığı dilediğini, ama öldürülen yüzlerce sivil Filistinli ve özellikle vahşice katledilen küçük yaştaki çocuklar için hiç sesini çıkarmadığını hatırlatarak, Batı dünyasındaki çifte standart ve ikiyüzlülüğe dikkat çekti. Filistin davasına sahip çıkmak için, "Küresel vicdanı rahatsız etmeyi sürdüreceğiz..." diyen Erdoğan, İsrail'e karşı verdiği sert tepkiden ötürü rahatsızlık duyan; Başta ABD yöneticileri olmak üzere, Batı'nın siyasi çevrelerine bir nevi meydan okuyor. Erdoğan'ın bu insani tavrının, dünya halkları nezdinde büyük yankılar bulduğunu da belirtmeliyiz.
Bugün, İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırıma sessiz kalmakla yetinmeyip, bir de destek veren aynı İngiliz Başbakanı, tam dört yıl önce (27 Temmuz 2010) Ankara'ya geldiğinde şöyle demişti: "GAZZE AÇIK HAVA HAPİSHANESİ OLARAK KALAMAZ..." Birileri, Cameron'un bu sözünü alıp yüzüne tutsa ve ikiyüzlülüğünün, İngiliz Ahlâk anlayışındaki yerini sorsa ne iyi olurdu! Gazze, 2007 yılından beri Açıkhava hapishanesi ve şimdi de Saraybosna gibi toplu bir mezarlık haline getiriliyor. Batının egemen çevreleri, her dakika İsrail'e destek verip, onun meşru müdafaa hakkından bahsederken, İsrail de bundan cür'et alıp; cami, hastane, ambulans ve bilhassa sivil insanları ve çocukları bombalıyor. İsrail'in bu barbarlığı, dünya toplumunda sivil vicdanları isyan ettiriyor. Gazetemizin bugünkü haberinde, bunun bazı örneklerini okuyacaksınız.
Bilindiği üzere İngiliz Başbakanı, aynı zamanda Muhafazakâr Partinin de başkanı... Onun hükümet ortağı Liberal Demokrat Parti'den milletvekili David Ward, İsrail'e tepkisini; attığı iki tweetle, sosyal medya üzerinden şöyle dile getirdi: "Önemli olan soru şu: Eğer Gazze'de yaşıyor olsaydım bir roketi ateşler miydim? Muhtemelen evet." "Ben Filistinliyim. Batı kimin tarafını tutacağına karar versin..." Ward'ın, John Kenedy'nin o meşhur "Ben Berlinliyim..." sözüne telmih olarak, 'Ben Filistinliyim' cümlesini Almanca; "Ich bin ein Palestinian" şeklinde yazması da, ayrıca dikkat çekiciydi. Fakat tersi yönde de büyük yankı uyandırdı. Ward'ın partisi derhal bir açıklama yaparak, hakkında disiplin işlemi başlattığını duyurdu...
Liberal Demokrat Parti, "Biz bu alçak, kaba ve düşüncesiz yorumları şiddetle kınıyor ve bu sözlerin kesinlikle Liberal Demokratların görüşlerini temsil etmediğinin altını çiziyoruz." diyerek, klasik İngiliz Ahlâkının; muhafazakâr ya da liberal demokrat ayırımı yapmadığını, hep aynı tıynette olduğunu bir kere daha gösterdi. Ve böylece koalisyon ortağı David Cameron'un, utanç verici yaklaşımını perçinledi. Yani İngiliz ahlak anlayışına göre; İsrail Gazze'deki savunmasız çocukların tepesine, her türlü kimyasal bomba yağdırabilir. Fakat Gazzelilerin iptidai imkânlarla yaptığı roketlerle karşılık vermesi, asla kabul edilemez!..
Merak etmeyin, vicdanlar bu ahlaksızlığa isyan ediyor ve isyan çığlıkları da gün be gün güçleniyor. Batı, doğru tarafta durmamakla sürekli kaybediyor. Bu kayıplar Batıya öyle ağır faturalar çıkarak ki, altından kalkması asla mümkün olmayacak...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.