İktidar tam gaz, peki ya muhalefet?

A -
A +

Türk Halkının, 12. Cumhurbaşkanı olarak seçtiği Tayyip Erdoğan'a verdiği güçlü desteğin tartışma götürür hiçbir yanı yok... Bu parlak başarının net yansımaları olacaktır...
Önce küçük bir hatırlatma: Cumartesi günkü yazımızı bitirirken, seçim tahminimizi de kayda geçirmiştik. Arzu eden yazının tamamına bir göz atabilir. Biz sadece son paragrafı buraya derc edelim. Şöyle demişiz: (Erdoğan için yüzde 52-53 bandını telaffuz etmiştik. Bir-iki puan yukarıya doğru opsiyonla birlikte, aynen tekrarlıyoruz. İhsanoğlu yüzde 40 bandını yakalarsa önemli başarı olur. Demirtaş için en üst oran ise yüzde 7.5-8 görünüyor.) Eh fena tahmin sayılmaz!
Sadede gelirsek, halkımızın 12. Cumhurbaşkanı olarak doğrudan ve ilk defa seçtiği, Sayın Tayyip Erdoğan'ın arkasındaki güçlü desteğin, mutlaka yansımaları olacaktır... Muhalif kesimden kimi kalemler, çok zorlama yorumlarla Erdoğan'ın aslında istediği ve beklediği başarıyı yakalayamadığını filan söylüyor. Bu kabil yorumların hiçbir kıymeti harbiyesi yok! Bu birinci husus... İkinci olarak da şunu vurgulayalım: Erdoğan, son on iki yılda üç genel, üç yerel seçim; iki referandum ve nihayet cumhurbaşkanlığı seçimiyle tam dokuz defa, açık ara üstünlükle, sandıktan zaferle çıkmış bir liderdir. Böyle bir başarı her faniye kolay kolay nasip olmaz!.. Burada çok önemli bir başka noktayı da tebarüz ettirmek gerekiyor. Bütün bu parlak başarıların neticesinde, Erdoğan kibre kapılmadıklarına, bu sonuçların Allah'ın bir lütfu-ihsanı olduğuna, dikkat çekiyor. Bunun hamd-ü senâsını yapmayı da asla ihmal etmiyor.
Şüphesiz bu başarıların temelinde büyük gayretler yatıyor. Son on iki senede, ülkede en fazla açık hava mitingi yapan, en çok kapalı salon toplantısı gerçekleştiren, kitle haberleşme araçlarında en fazla yer alan lider, hiç şüphesiz Sayın Erdoğan oldu. Muhalefet partileri, ne genel ne de yerel seçimlerde, hiçbir zaman AK Parti kadar çalışma yapmadılar. İktidar partisi yeri geldiğinde, sokak sokak; ev ev dolaşarak ve neredeyse her seçmenle doğrudan ya da dolaylı şekilde temasa geçerek programını ve icraatını anlatmayı başardı. 12 yıllık iktidar yıpranmasına rağmen, 30 Mart yerel seçimlerinde aldığı yüksek başarı ortada iken, Erdoğan ve ekibi tempoyu hiç düşürmeden, hiç mola vermeden, dur-durak demeden 10 Ağustos'a kadar tam gaz propaganda faaliyetlerini sürdürdü. Netice de ona göre tecelli etti. Buna karşılık CHP ve MHP, ortaklaşa gösterdikleri "Çatı Aday" için, neredeyse hiçbir şey yapmadı. Şimdi de aldığı başarısız sonuç için birtakım bahaneler bulmaya çalışmasını, kimse ciddiye almaz. Bu kadar net...
Evet, Türkiye'de kesinlikle bir muhalefet problemi var!.. Güçlü iktidarı denetleyecek ve onunla yarışacak kapasitede bir muhalefet teşekkül etmezse şayet, ülkedeki demokratik gelişim süreci, bundan olumsuz etkilenir. Bakınız iktidar partisi 10 Ağustos zaferinin ardından, derhal yeni dönem için kolları sıvayıp, 15 gün sonra olağanüstü kongreye giderek, genel başkan ve başbakanı belirleme programını dahi yaptı. Peki ya CHP ve MHP ne yapıyor? Seçim sonuçlarını bile doğru dürüst biçimde değerlendirmekten kaçınıyor? Bu halde nereye kadar? Görünen o ki, Çatı ortakları, 2015 Haziran seçimlerine kadar, aynı kulağın üzerine yatma eğiliminde. Bu durum kesinlikle istikbal vadetmiyor. Ve bunun bir ceremesi olacak!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.