Bu hesap hiç düzelmez!..

A -
A +

Kılıçdaroğlu'nun yaptığı hesap o kadar yanlış ki, hiçbir zaman düzelme ihtimali bulunmuyor... Ne yeni kurultay, ne de başka bir şey bu yanlışa çare olamaz!
"Yanlış hesap Bağdat'tan Döner" derler. Fakat hesap uzmanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı hesap o kadar yanlış ki, bunun anlaşılması için, Bağdat'a kadar gitmeye de gerek yok... CHP Liderine göre, Tayyip Erdoğan mevcut toplam seçmenin yüzde 38'inin oyunu almış, dolayısıyla yalnızca onların cumhurbaşkanı imiş! Böyle bir değerlendirmeye kargalar güler. 2002 yılından beri bu türden komik hesap yapan çok oldu. Ancak hiçbirinin sözü kayda değer bulunmadı. Şayet öyle olsaydı, herhalde ülkedeki siyasi tablo, bugün çok daha başka olurdu. Gerçekleri kabul etmek yerine, kendi küçük hayal dünyasında gezinmeye devam edenler, her genel ve yerel seçimde ve referandumlarda, halkın verdiği net mesajı bir türlü okuyamadı. 10 Ağustos için de aynı durum söz konusu...
Son on iki yılda Türkiye'yi başarıdan başarıya koşturan ve liderlik karizmasıyla, kendi partisinde tartışmasız bir konuma sahip olan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına aday olmadan önce, tavandan tabana kadar bütün mekanizmaları işleterek, en geniş ölçekte istişarelerde bulundu. Buradan çıkan ortak kanaate göre de, adaylık kararını verdi. Peki, buna karşılık CHP ve MHP kanadı ne yaptı? Kemal Kılıçdaroğlu, bırakın partinin yetkili kurullarına danışmayı, kendi yardımcılarına dahi danışma zahmetine girmedi. Bu durumda sandık sonuçları zaten başka türlü olamazdı. Şimdi Kemal Bey kalkmış, ortadaki büyük hezimete kılıf bulmaya çalışıyor. Neymiş efendim, adaletsiz kampanya sürdürülmüş de; bütün billboardlara Erdoğan'ın resmi asılmış da, kamuoyu şirketleri algı operasyonu yapmış da, YSK buna sessiz kalmış da, zaten bir kısım seçmen de sandık başına gitmemiş de... Eh, bu yüzden Çatı Aday İhsanoğlu, seçimi kazanamamış!
CHP'deki ulusalcı muhalif kanat kazan kaldırmış, Kemal Beyin istifasını istiyor. O ise delege bazında durumunu sağlama almış olmanın rahatlığı içinde meydan okuyor. Bakınız bu CHP hep böyle idi. Taa İsmet İnönü devrinden beri değişen bir şey yok. CHP'nin tavanındaki zihniyete göre, parti içi iktidarı ele geçirmek veya elde tutmak, ülkenin siyasi iktidarına uzanmaktan daha önemlidir. Dolayısıyla dünyadaki gelişmeleri okumak, ona göre de siyasi plan ve programlar geliştirmek yerine, CHP'nin kuruluş felsefesindeki ideolojiyi canhıraş şekilde savunmayı yeğliyorlar. Öyle olunca da, 1930'lardan, 40'lardan bu tarafa bir türlü gelemiyorlar. Varsa yoksa Kemalist devrim ilkeleri ve onun etrafındaki laf kalabalığı. Oysa 'Kemalist Devrim', zaten siyaseten içi doldurulamamış bir kavram olarak, çoktan miadını doldurmuş bulunuyor. CHP'nin hem statükocu, hem de yenilikçi geçinen fraksiyonları, bu durumu bir türlü kabullenemiyor.
Kılıçdaroğlu'na başkaldıran ulusalcı kanat, bir taraftan Selahattin Demirtaş'ın aldığı oylardan yola çıkarak, sosyal demokrasi tezini işlemeye çalışırken, diğer yandan katı laikçi Kemalist ideolojiyi canhıraş biçimde savunarak büyük çelişkiye düşüyor. Ne var ki, bu çelişkinin dahi farkında görünmüyorlar. Evet, CHP Yönetiminin de, elan onu devirmeye çalışan parti içi muhaliflerin de hesapları o kadar yanlış ki, düzeltilmesi mümkün değil. O yüzden Tarhan Erdem, "CHP'yi yıkıp yeniden yapmak lazım" diyor. Çok haklı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.