Erdoğan'ın milletvekilliği bitti mi?

A -
A +

CHP ve MHP, cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunun ilan edildiği 15 Ağustos'tan bu yana Başbakanlık makamının boşalmış olduğunu iddia ediyor. Acaba öyle mi?
Cumhurbaşkanlığı seçimi bitti ama ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor...  CHP'li Akif Hamzaçebi ve MHP'li Oktay Vural, ağız birliği içinde, 15 Ağustos'tan bu yana Başbakanlık makamının boşlamış olduğunu öne sürüyorlar. Gerekçe olarak, Erdoğan'ın milletvekilliği sıfatının düşmüş olduğunu gösteriyorlar. CHP'li Atilla Kart ise daha faal, hem Yargıtay'a hem YSK'ya başvurarak Erdoğan'ın vekilliğinin düştüğünü ispatlamaya çalışıyor, hem de Çankaya İlçe Seçim Kurulu'na müracaatla, AK Parti'nin 27 Ağustos'ta yapacağı kongreyi iptal ettirme veya yok saydırmaya çalışıyor!.. Acaba hukuki durum ne?
CHP ve MHP Grup Başkanvekillerinin dayandığı hüküm, Anayasanın (AY) 101. Md. son fıkrasıdır: "Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer." Bu maddeyle ilgili tartışmalar sırasında, 1982 anayasasını yapan komisyon üyelerinden bazılarının da, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini savunduğunu ilginç bir not olarak hatırlatalım... AY madde hükmü, Cumhurbaşkanının seçilmesinin sonucunu düzenliyor. Ancak seçilmiş olma durumunun tam olarak ne zaman gerçekleştiğine dair açık bir hüküm ifade etmiyor. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 1990 tarihli bir kararı, cumhurbaşkanlığı sıfatının kazanılmasının, seçilen kişinin and içip göreve başlamasıyla birlikte gerçekleştiğini hüküm altına alıyor. Bu noktanın altını çizelim... Diğer taraftan 6271 Sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 20 ve 21. Maddeleri de, 2007 yılında yapılan anayasa değişikliğinin yeni hükümlerine göre, cumhurbaşkanlığı seçimi prosedürünü tanzim etmektedir.
Bahse konu kanunun 21. Maddesi, and içme ve göreve başlama hususu için şu hükmü getiriyor: "Seçilen cumhurbaşkanı adına, düzenlenen tutanak, TBMM Genel Kurulunda TBMM Başkanı tarafından verilir ve aynı oturumda and içme töreni yapılır. Bu oturum, eski cumhurbaşkanının görev süresinin dolduğu gün, makamın başka sebeplerle (istifa, çekilme vs. İ.K.) boşalması halinde ise seçim sonuçlarının kesinleşmesinden sonra üç gün içinde gerçekleştirilir." Bilindiği üzere Sayın Gül'ün görev süresi 28 Ağustos'ta dolmaktadır. Erdoğan'ın and içme töreni de o tarihte icra edilecektir. Bu tarihe kadar, Sayın Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı sıfatını kazanması ve bu çerçevede yetkilerini kullanması mümkün değildir. Meselenin hukuki boyutu bundan ibarettir. Geriye kalan bütün tartışmalar siyasidir ve yasal ve anayasal bir sonucu yoktur.
Bugün için Erdoğan'ın 13 gün süreyle başbakanlık yapmasına itiraz eden CHP ve MHP, 2007 yılında Necdet Sezer'in iki buçuk ay Çankaya'da yasal dayanağı olmadan oturmasına hiç ses çıkarmamışlardı. Şöyle ki, AY 106. Maddesi cumhurbaşkanına vekâlet müessesesini düzenlemektedir: "... ölüm, çekilme veya başka bir sebeple (görev süresinin dolması İ.K.) cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, TBMM Başkanı cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanının yetkilerini kullanır." Evet, hüküm gayet açık... 16 Mayıs 2007'de görev süresi dolan (Gül henüz seçilmemişti...) Sezer, 28 Ağustos'a kadar Çankaya Köşkü'nde kalmaya devam etti. Hal bu ki, onun yerine TBMM Başkanı Arınç'ın vekillik etmesi gerekiyordu. Fakat o sıralarda e-muhtıra ile sistem üzerindeki vesayetini pekiştirmiş olan askerî cenahın yanında, CHP de aynı sazı çalıyordu! Oysa 1980'de Fahri Korutürk, süresi dolunca Köşk'ü terk etmiş ve yerine Senato Başkanı İhsan Sabri Çağlayangil, beş buçuk ay (6 Nisan-12 Eylül 1980) boyunca vekâlet etmişti...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.