AK Parti ve Misyon...

A -
A +

AK Parti'yi farklı kılan husus, "misyon partisi" olması... İsimler üzerinden değil, ilkelere dayalı siyaset yapmasıdır. Onu rakiplerine göre çok daha güçlü kılan da budur.
Bugün itibariyle 12. Cumhurbaşkanı olarak görevi devralacak olan Recep Tayyip Erdoğan'ın 13 yıl 13 gün süren genel başkanlık dönemi bitti. Ve AK Parti için yeni bir dönem başladı. Ama bu yeni dönemin asla bir misyon değişikliğine yol açmayacağını, sadece bir isim değişikliğinin söz konusu olduğunu, hem Erdoğan hem de Davutoğlu teyit etti. Türkiye'de bugüne kadar siyaset sahnesinde varlık gösteren partilerin genellikle lider merkezli olduğunu, kurucu veya etkili liderlerin ardından partilerinin de çok gitmeden sahneyi terk etme durumunda kaldığı gerçeğini biliyoruz. Ancak AK Parti bu noktada çok farklı bir tablo yansıtıyor...
Kurucu genel başkanı olduğu partisine veda ederken, Erdoğan, "aşkım, çocuğum..." gibi sıfatlarla nitelendirdiği bu siyasi hareketin esas karakterini ve derin köklerini de çok çarpıcı biçimde anlattı. AK Parti'nin yalnızca 13 yıllık bir parti olmadığını, kökleri neredeyse bin yıla uzanan bir fikriyatın devamı olduğunu vurguladı. "1071 tarihinde Malazgirt'te Sultan Alprslan'ın arkasında yürüyen ve ellerini semaya kaldıran erlerin hissiyatı ne ise bizim de hissiyatımız odur..." dedi. Devamında Kudüs'e yürüyen Selahaddin-i Eyyubi'den Sultan Abdülhamid Han'a kadar, tarihteki benzer birçok önemli şahsiyeti anarak onların yolunda gittiklerini hatırlattı. Fikir, inanç ve gönül dünyasındaki yıldız isimleri, Ahmed Yesevi'yi, Fekiya Tayran'ı, Ahmed-i Hani'yi, Mevlana'yı Hacı Bektaş-ı Veliyi, onların öğrettiklerinden ve öğütlediklerinden çıkardıkları dersleri dile getirdi.
Nöbeti kendisinden devralan Ahmet Davutoğlu da, aynı vizyon, aynı istikamet, aynı şuur ve aynı dava anlayışını, neredeyse aynı ifade kalıplarıyla dile getirdi. Yani her ikisinin seslendirdiği duygu ve düşünceler, hedef ve maksatlar tıpa tıp aynı. Öyle ki, konuşma metinleri el değiştirse, hiçbir şey fark etmeyecek... İşte bu hakiki birlik ve bütünlüktür. Dava etrafında kenetlenmektir. AK Parti'yi kurulduğu günden buyana, önüne çıkarılan bütün engellere rağmen, başarıdan başarıya koşturan sır da burada... Başka hiçbir siyasi partide bu özelliği görmek mümkün değil. Erdoğan'ın söylediği şu sözün altını kalın bir çizgi ile çizmek gerekiyor: "Bu dava mensuplarından şeref kazanmaz. Tam aksine, mensupları bu davanın yüceliğinden şeref kazanır..." Evet, davaya gönül vermek ve onu devam ettirmek için her türlü fedakârlığı yapmak, böyle bir inançla mümkün.
Ahmet Davurtoğlu'nun kongrede yaptığı konuşma, Erdoğan'ın hitabı ile ne kadar örtüşüyorsa, bundan sonra onun genel başkanlığı ve başbakanlığında yapılacak siyasi icraat da aynı derecede benzerlik ve ayniyet ifade edecektir. AK Parti'nin bugüne kadarki siyasi duruşu, kendi içindeki dayanışması ve birlik ruhu bunu ortaya koyuyor. İstişare mekanizmaları neticesinde gösterilen ortak aday olarak Davutoğlu, geçerli oyların tamamını alarak genel başkanlık koltuğuna oturdu. Memleket –millete hayırlı olsun. Bu yapısıyla AK Parti, siyaset biliminde "HÂKİM PARTİ" olarak tanımlanan ve uzun yıllar iktidarı kimseye kaptırmayan siyasi gücünü pekiştirmiş bulunuyor. Bu saatten sonra, muhalefet partilerinin yeni vizyon ve programlarla veya yeni işbirliği ve ittifaklarla iktidarı kendisinden alması pek mümkün görünmüyor. Bunun yanında AK Parti'nin misyon değiştirme veya misyonu tamamlamış olma durumu da söz konusu değil. Zira 2023, 2053 ve 2071 gibi yakın, orta ve uzun vadeli hedefleri var...
Geriye bir tek şey kalıyordu; Karizmatik liderden sonra siyasi zaafa uğrama ve parçalanma ihtimali. Onun da olmayacağını dünkü olağanüstü kongre çok net bir biçimde ortaya koymuş oldu. Herkes hesabını buna göre yapsın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.