Komşularla sıfır sorun, çözüm süreci vb.

A -
A +

Davutoğlu, Irak ve Suriye'deki gelişmelerin, "komşularla sıfır sorun" politikasına yapılan eleştirileri net biçimde boşa çıkardığını belirtiyor...
Başbakan Ahmet Davutoğlu, cumartesi günü akşam saatlerinde Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde; bazı gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle yaptığı sohbet toplantısında -bir kısmı yazılmamak kaydıyla- önemli açıklamalarda bulundu. Daha ziyade iç politikaya dair görüşlerini ve bundan böyle parti ve hükümet olarak, izleyecekleri yol haritasını anlatan Davutoğlu, sorulara cevap mahiyetinde bazı dış konulara da girdi. Bilindiği üzere, dışişleri bakanlığı görevinde iken Sayın Davutoğlu'na, medyadaki kimi kalemler tarafından en fazla yöneltilen eleştiriler "komşularla sıfır sorun" politikasıyla ilgili oldu. Son dönemlerde en çok tekrarlanan cümle de şu mealde idi: "Komşularla sıfır sorun diyerek, sorunlu olmadığımız bir tek komşu bırakılmadı..." Bunun yanında yine en çok işlenen bir diğer konu da, Orta Doğu'da bunca önemli ve yakıcı gelişme yaşanırken, kritik üç başkentte (Şam, Kahire ve Tel Aviv) Türkiye'nin büyükelçisinin bulunmayışı meselesi oldu.
Malum kesimin âdeta ağız birliği içinde savunduğu tez şu: "Davutoğlu, Türkiye'nin onayı olmadan Orta Doğu'da hiçbir şey yapılamaz diyordu, fakat gelinen noktada en hayati kararlar ve politikalar, tamamen Türkiye'nin etki ve iradesi dışında şekilleniyor. Türkiye müthiş bir yalnızlığa itildi ve olayları ancak izlemekle yetiniyor..." Evet, belki farklı kelime ve cümleler kullanıyorlar, ama aşağı yukarı bunları söylüyorlar. Bakanlık görevinde iken, her vesileyle Sayın Davutoğlu bu eleştirilere cevap verdi. Ancak başbakan sıfatıyla da, bundan böyle benzer eleştirilere muhatap olacağı muhakkak. Bu sebeple zaruri bir tekrar mahiyetinde, kendisine yukarıdaki eleştirileri ve son olarak, Suudi Arabistan'da IŞİD terör örgütü ile ilgili olarak alınan karara, Türkiye'nin katılmamasına dair söylenenleri hatırlatarak, cevaplamasını istedim. Başbakan, bu konulara daha önce çok kere ve detaylı cevap verdiğini kaydederek; bu sebeple ayrıntılara inmeyeceğini, sadece genel hatlarıyla değineceğini belirtti.
Öncelikle "sıfır sorun" konusunda, Irak ve Suriye dışında, ülkemizin diğer komşularıyla büyük sorunları yok. Bu iki ülkeye gelince, Türkiye'nin öteden beri seslendirdiği görüş ve tezlerin haklılığı, her geçen gün daha net biçimde ortaya çıkıyor. Mesela Türkiye, Nuri El Maliki'nin Irak'ta uyguladığı politikaların, ülkeyi parçalanmaya götüreceğini çok açık bir şekilde dile getirdi. Netice ortada... 'Sıfır sorun' politikasını uygulayan Başbakan Erdoğan şimdi Cumhurbaşkanı, onun dışişleri bakanı da şimdi Başbakan. Peki Maliki nerde?!. Suriye'de de, durum aslında farklı değil. Batı çok gecikmeli olarak, Türkiye'nin savunduğu tezlerin haklılığını ikrar ediyor. Suriye'deki durumun sürdürülebilirliği asla mümkün değil. Fakat Batı, Esad rejiminin katliamlarına seyirci kaldı. Türkiye'nin farkı, her türlü vahşete ve insanlık suçuna karşı sessiz kalmaması...
Başbakan Davutoğlu, Arap Baharı ile başlayan sürecin devamında; Suriye, Mısır ve Libya başta olmak üzere, bölge genelinde ülkelerin rejimlerinde otoriterleşme ve toplumlarda da etnik ve mezhebi çatışmalar yayılırken; Türkiye'de, "çözüm süreciyle" bir başarı hikâyesi yazıldığını ve bunun Orta Doğu'daki tek başarı hikâyesi olduğunu vurguluyor... Objektif bir gözle bakılırsa, bu gerçeği herkes görebilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.