Bunlar iyi günler mi?

A -
A +

Basketbol Federasyonumuzun bizim ligin üzerine düşürdüğü 5+1 darbesi gelecekte bize bu günleri bile aratacaktır.

Basketbol Milli Takımımız, Ukrayna'ya bir türlü çeşitlemesini beceremediği ya da çeşitlediğinde de adresi yanlış seçtiği maçı kaybetti.
Özellikle basketbol oyunu yetenek yani eskilerin deyimiyle kabiliyet işidir. Çağımızda atletik yapı, yorulmak bilmeyen hücreler ve tarihten kalma bilek hünerleriyle zenginleşiyor.
Ömer Aşık'ın pota altındaki dominant oyununa rakip ikinci periyottan sonra çözümler üretti. Biz ise şutör diye bildiklerimizin hem ürkekliği, hem de onlara o pozisyonları hazırlayamamak yüzünden çöktük gittik.
Yanlış hatırlamıyorsam, 10 adet üçlük yedik. Basketbol Federasyonumuzun bizim ligin üzerine düşürdüğü 5+1 darbesi gelecekte bize bu günleri bile aratacaktır. Bu takımda bile 3+2'den zor bela oynama şansı bulanlar, yarın tıpkı biz tribündekiler gibi dikkatli birer izleyici olacaklardır.
Şimdi bir Finlandiya oyunu var, vizenin en zor kalan kısmı. Sonra Dominik Cumhuriyeti. Ergin Hocam sıkıntılar içinde ne kadar uyur, oyuncularımız ne kadar bu maçı unuturlar bilemem ama çok organize ve dikkatli olunması gereken bir maç bu. Hele hele bazı bölümlerde bu defa niye başvurmadığımız alan savunması düşünülerek oynanır mı?
Oğuz, Kerem ve Ömer potanın altında fizik savaşı mutlaka vereceklerdir ama dışarıya çıkaracakları toplar, ya da bizim gezdirdiklerimiz yüksek şut yüzdeleri bulamazsa...
İster misiniz çok erken dönelim?
Şimdi yazıyı buraya kadar yazdıklarımdan harmanlayarak bir hayalle bitiriyorum. Ola ki, Emir gibi Naumoski'yi Türk yapmışım, bir yanına İbrahim Kutluay'ı, öbür yanına Ufuk Sarıca'yı koydum diyelim. Uzun olarak kimi isterseniz siz seçin. Ne dersiniz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.