Zekeriya kardeş ve Bünyamin Gezer!

A -
A +
MHK Başkanı Zekeriya Alp istifa etti. TFF de bence çok esaslı bir bildiri ile bu kararı açıkladı. Anlayana davul zurna, anlamayana... Bildirinin son cümlesi de Alp'ın makamına Yusuf Namoğlu'nun oturtulduğunu kapsıyordu. Ne mi derim? Allah derim! Yusuf kardeşim Beşiktaş Belediye Başkanlığı da yapmıştı. Neyse... Ama bir zamanların apoletli polisi Bünyamin Gezer ne demiş bu istifa üzerine, ona bakalım. Buyurmuşlar ki, "Zekeriya Alp, aslında Kasımpaşa-Beşiktaş maçı için alınan tekrar kararından sonra istifa etmeliydi..." Hadi be oradan eski komiser! Sen önce aynaya bakıp, Saracoğlu'ndaki Fenerbahçe-Galatasaray maçını nasıl oynattığın kararınla yüzleş! Yardımcının kafasından oluk gibi akan kanı hatırla bu arada... Şimdi nerede mi bu zat? Nerede olacak, arızalılar kanalı TRT'de... Zekeriya kardeşimi çok eski tanırım. Taa Moda'da babasının dondurmacı dükkânı varken... Zekeriya dostumun da kararını açıkladıktan sonra kısa cevaplarının karşılığı bence orada kalmamalıdır. Neyse, hayırlısı olsun! Ama acilen şu salı makarası kalksın! 
O tribünün parasını kim ödüyor?
Son bir kaç maçtır Şükrü Saracoğlu Stadı'nın okul tarafındaki açık tribünün üstü tamamen boş, alt katında da parmakla bile kolayca sayılacak kadar seyirci görülüyor. Bunun sebebi ne mi? Şu; Aziz  Bey, hem de çuvalla para ödeyip kombine alan muhaliflere, o tribün için "Yassak" muamelesi yapıyor. Tam karşısı mı? Full. Peki onlar mı? Bana ne, siz sorup öğrenin... Acaba diyorum, Divan'da veya Kongre'de hakiki sınıfından bir delikanlı Fenerbahçeli çıkıp bunun hesabını soracak mı? Bahse girerim ki, hayır! Hani dese ki, bir zamanlar Ortega'yı basından bile saklayıp bu tribün seyircisine pasta yemeğe göndermediniz mi? Şimdi niye? (Belgeli)
Galatasaray yönetimi utanmalı!
Bu ülkeye basketbolu getiren ve sevdiren ilk kulüp Galatasaray'dır. Sanırım bunu kimse inkâr edemez. Sonraları Fenerbahçe, Modaspor, Kadıköyspor, İTÜ, Eczacıbaşı, Çukurova falan... Ama aynı Galatasaray geçtiğimiz hafta tarihini zedeleyecek bir depremle sarsıldı. Önce Furkan, sonra da üç yabancı paralarını alamadıkları gerekçesiyle sözleşmelerini tek taraflı feshederek ayrıldılar. Ve Eurolig ile bizim ligin en civcivli döneminde Galatasaray, yanlış görmediysem son maçına yedi kişi ile çıktı. Çağımızda 24 saniye kuralı varken. Yani eskiden olduğu gibi on dakika topu tutup kullanma miskinliği bitmişken. Dahası da yorulmanın doruk noktasına çıkıldığı süreçte... Bu ayıbı Ergin Ataman'ın, "Ünal Aysal" formülü mü temizler, yoksa Yarsuvat başkan bir çare mi bulur, bilemem. Ama bildiğim, bu tarihi bir utanç vesikasıdır. 
Acaba Mecnun Bey konuşur mu?
Sivasspor için öteden beri yazlık takım yakıştırması yapıyorum. Bu defa Fenerbahçe'den dört (az bile) yedikten sonra Tuzla'ya varıp orada da üçlük oldular. Küme düşerler mi, düşmezler mi bilemem... Ama durum vahim. Acaba diyorum başkan Mecnun Odyakmaz'ın, bir türlü dökülemediği şu şike süreci yerine bu durumla ilgili Sivaslılara söyleyecek bir şeyi olmaz mı? Neyse 13 Ocak'ta konuşur umarım... Aynı zamanda da umarım ki, Sivasspor tehlikeli bölgeden çıkmış olur. Pardon unutuyordum yahu; Sivasspor, Avrupa Kupaları'na katılma hakkı elde etmiş olmasına rağmen neden alınmadı ki? Ama bir konuşurlarsa... 
Ersun Yanal neyin peşinde?
Trabzonspor takımı ekrana düştüğünde, Rizespor'a karşı ben yine Yusuf'un sol arkada oynayacağını sandım. Elimdeki kağıda da takımı öyle yerleştirdim. Aaaa o da ne? Sol arkada Constant var... Ersun hocaya bir kere sesleneyim, bu kaçıncı olduğu hatırlamıyorum, savunmayı kemikleştiremezsen hiç bir yere varamazsın. Acaba bu Constant neler çekti orada? Onu bilmem ama, Trabzonspor defansı allak bullak oldu, onu gördük. 
Beşiktaş'ta büyük devrim!
Yok yok öyle sandığınız gibi değil... Baştan gidelim isterseniz. Kaleci Cenk, Sivok, Ersan, Motta, Veli, Necip, Oğuzhan (o zaten hep sakat), Demba Ba, Pektemek (o da zaten hep sakat), Cenk Tosun şimdilik sakatlar ordusunu kurmuş durumdalar. Kenarda da bu yüzden, bırakın biz medyayı, Beşiktaşlı yöneticilerin bile tanımadıkları çoluk-çocuk oturuyor. İster misiniz, bu defa da mecburiyetten yeni Rızalar, Feyyazlar, Metinler, Aliler, Gökhanlar falan türesin! Vallahi devrimin babası olur yani... 
Ah Semih ah!
Semih Şentürk, bu benim görüşüm ve iddiamdır, bu ülkenin en son adam oyununu en iyi bilen futbolcusudur.  Bakın attığı goller demiyorum. Şimdi de Başakşehir'de gösterisini sürdürüyor. Ama Semih kendine etmiştir. Yedekten sahaya çıka çıka gol kralı olmuşsun, buna rağmen seni ezmeye devam ediyorlar, çekip gitsene be kardeş! Aman aman neyse, İstanbul dışına çıkmadın... Eh, evden ikinci köprü yoluyla da kolayca gidiyorsundur oralara...Ey Semih; Arda ta nerelere gitti yahu!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.