Büyük-küçük farkı

A -
A +
Biliyor musunuz; bu maçın en çok üzerinde durulacak anı neresiydi? İddiam odur ki, bugün okunacak tenkit yazılarının hiçbirinde bu nokta üzerinde kimse gezinmeyecektir. O zaman açalım... Maçın ilk yarısının 42. dakikası henüz dolmamıştı. Kasımpaşa, Donk'la başlattığı akını, Adem'e kadar, hatta Tunay'a varıncaya kadar, Babel'i ve de orta alandaki destekçileri de unutmayalım Fenerbahçe ceza alanı yakınına kadar taşır gibi oldu. Çok kişi Kasımpaşa'nın bu toplu eyleminde bir kaza çıkar mı diye dalıp gitmişken, bir de baktık ki, top kimlere bulaştıysa Kasımpaşalı olarak, gerisin geriye taaaa İsaksson'a kadar gerileyip gitti.
Yazıya neden böyle girdim? Şundan; büyük takımla küçük takım arasındaki fark, büyük takımın deplasmanı bile olsa böyle çıkıyor ortaya işte... Nerede mi? Tabii ki bizim ligde... Fenerbahçe Selçuk'un çok ciddi destek aldığı Meireles'le geri dörtlüsünün önüne her rakip kıpırdanmasında iyi kapattı. Çıkışta ise yine Gökhan, Caner etkili olurlarken, Diego Ribas da yanına alış verişine ne zaman Meireles'i çağırsa, Kasımpaşa'nın toplanması mümkün olmadı. Alper çok çiğnedi, Kuyt golü büyük ustalıkla attı, Emenike ise bu defa taşıyıcı, delici, denge bozucu ve sunucu rolünü ilk devrede iyi oynadı. Eksikleri önemli bölge ve işlevlerde de olsa dediğim gibi oturmuş, felsefesi kalıplaşmış takımlar sıkıntı çekmiyor. Kasımpaşa mı? İsim olarak 'korkulu' ama cisim olarak 'ufaklık' sıfatını hâlâ değiştirememiş göründü. Millet teknik adam değişikliği ile acaba doğru bulunabilir mi derken... Haa bir de şu milli santrforumuz var ya... Aman aman...
Maçın ikinci yarısında acaba Kasımpaşa 'ufaklık' sıfatından 'korkulu' sıfatına döner mi diye beklenirken Castro'nun bir ustalık, bir acemilik eseriyle olmaza kilitlendi. Sonra mı, Fenerbahçe Meireles'i bile kaybetmesine rağmen tıpkı ilk yarıdaki organize ve şık golünü yine Kuyt'la tabelaya yazdırıverdi. Kasımpaşa'nın gerçekten de daha önceki yazılarımda da dile getirdiğim gibi kenardan iyi yönetilemediği, yönlendirilemediği, bu konuda bizim önyargılı olmadığımız ortaya çıktı. Şota'nın Adem'i hâlâ birinci lig santrforu olarak görüşü de bunun ispatı gibi oldu. 
MAÇIN ADAMI
Dirk Kuyt
KIRILMA ANI
Fener'in ilk golü
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.