TARİH İLE TALİH

A -
A +
Hafta sonu başkentte tarihî bir güne şahitlik ettik.
Kendimizi yoğun bir trafiğin içinde bulduk.
Erdoğan’ın TBMM’de yemin etmesi,
Her fâniye nasip olmayan;
Devlet başkanından başbakanına,
Bakanlardan diplomatik misyonlara kadar
81 ülkenin temsilcisinin katıldığı,
Külliye’deki göreve başlama töreni…
Çankaya Köşkünde Kabine açıklaması…
Bütün dünyanın merakla takip ettiği,
Türkiye’nin büyüklüğünü gösteren,
Hepsi muhteşem,
Hepsi gurur verici,
Hepsi onur verici,
Türk tarihine altın harflerle not düşülen
Müstesna törenlerdi.
Bu manzarayı umumiyi yakından gören,
Türkiye dostları mutlaka sevinmiştir.
Tabii ki üzülenler de olmuştur;
Bize karşı kin güden,
Husumet besleyen…
Her türlü cambazlığa soyunan,
Sonra da utanmadan iş birliğine devam diyen,
İç ve dış mihraklar başta olmak üzere…
Millet İttifakı da buruk acı içinde kıvranmıştır.
Hele hele Kemal Kılıçdaroğlu…
Kim bilir içinden ne geçirmiştir.
Kendi kendini teselli etmek için.
“Küçük partilerin elinde oyuncak oldum,
Ali, Ahmet, Temel, Gültekin, harcadınız beni.
HDP, beni çıkmaz sokakta bıraktınız.
Kuytu, karanlık köşelerde yapayalnız kaldım.
Sizin yüzünüzden milletvekilliğim de bitti.
Şimdi ben ne yapacağım?” diye.
Karalar bağlamıştır, ne mendiller eskitmiştir?!
Neyse biz tekrar konumuza dönelim.
Erdoğan’ın seçilmesi bir kez daha göstermiştir ki;
Kalkınan, gelişen, dünyanın geleceğini düşünen,
Uluslararası ve bölgesel sorunlarda öncü,
Küresel sermayenin koşa koşa geldiği,
Dünyanın her yerinde var olan,
Mağdurların, mazlumların ümidi,
Garip gurebanın sahibi,
Türkiye büyük bir ülkedir.
Bunun da tek göstergesi Erdoğan’dır.
Kanıtı da önceki günkü göreve başlama konuşmasıdır.
Toplumun her kesimine, siyasiler de dâhil…
Birlik, beraberlik ve kucaklaşma mesajı veren...
 
DÜNYA HÂLİ…
 
Pandemi arkasından Rusya-Ukrayna savaşı…
Tüm dünyayı ekonomik krizle kuşattı.
Enflasyon aldı başını gidiyor.
Anlı şanlı ülkeler;
Resesyon, stagflasyon korkusuyla yaşıyor.
İşsizlik, yokluk, yoksulluk sarmalı altında.
Siyasi tıkanıklık da kapıda.
İsterseniz birkaç ülkeye kısaca bakalım.
Mesela Almanya;
Sağlık sistemi çöktü.
Doktor bulamıyorlar.
Sağlık çalışanı sıkıntısı had safhada.
Tıbbi malzeme ve araç yok.
Hükûmet karar alma eşiğinde
Hastanelerin yüzde 25’i kapatılacak.
Koalisyon sıkıntıda…
Yapılan kamuoyu araştırmasında, güven yüzde 20’lerde.
‘Türk doktorlarmaddi sıkıntıda olduğu için,
Bilimsel çalışma yapamadıkları için,
Gelecek korkusu yaşadıkları için,
Yurt dışına gidiyorlar’ diyenlere cevabımız…
İşin aslı Almanya’nın sağlık sisteminin çökmesi.
Mesela İngiltere;
Gıda fiyatlarındaki artışın çaresizliği içindeler.
Peynir, et gibi ürünlerin fiyat artışı dizginlenemiyor.
Süpermarketlerde hırsızlık had safhaya ulaştı.
Talan-yağma korkusu ürkütüyor.
Firma sahipleri önlemek için,
Bu ürünleri kilit altında tutmaya başladılar.
Örnek çok ama yerimiz yok.
     ***
Türkiye’de ise:
Millet yeniden ‘Erdoğan’ dedi.
Siyasi istikrar ve güven devam ediyor.
Piyasalar daha sıkı kontrol altında tutulacak.
Gerekirse cezai uygulamalar devreye sokulacak.
Gıda spekülasyonuna fırsat verilmeyecek.
Gıdada aşırı artışların önüne geçilecek.
Asgari ücrette, kamu çalışanlarına artış yolda.
Emeklilerin maaşları da yeniden düzenlenecek.
Dar gelirlilerin daha rahat nefes alması sağlanacak.
Özellikle de aşırı kira artışları frenlenecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan her şeyin farkında.
Olup biteni yakından takip ediyor.
Sözünü tutan bir lider.
En kısa zamanda vaatlerini yerine getirecektir.
Bundan 85 milyonun hiç şüphesi olmasın.
Meydanlarda boşuna söylemedi:
"Kira meselesini de, çarşı pazarda,
Aşırı fiyat artışlarını hâl yoluna yine biz koyarız" diye…
Sağlık meselesi hakkında da birkaç söz:
Şehir hastanelerimiz dünyaya örnek.
Sayısını çoğaltmak için çalışıyoruz.
Personel, araç-gereç sıkıntımız yok.
Aranılan her ilaç bulunuyor.
Darısı diğer ülkelerin başına.
 
ŞAHANE BAHANE!..
 
Muhalefet yenilgiye yeni kılıf buldu.
Millet İttifakı seçimde yenilmemiş.
Olağanüstü başarı sergilemiş.
Kaybetmemiş ama kazanamamış.
Bu müthiş öngörü sayesinde;
Yüzde 49,52’in yüzde 44,88’den
Yüzde 52,18’in de yüzde 47,82’den küçük ve değersiz olduğunu öğrendik!..
Hesaplamaya aklımız yetmediği için.
Artık onu da cahilliğimize verin!?.
Rahmetli Demirel söylemişti.
ANAP’a karşı az bir farkla seçimi kazandığında.
“Galibiyet galibiyettir.
Ha 1-0, ha 3-1 ne fark eder...”
Demek ki o da vakti zamanında kavrayamamış.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.