DİR sıkıntısı olmasa mücevherde büyük hedefler daha da yakınlaşacak

Sesli Dinle
A -
A +

Burak Yakın son seçimlerde Mücevher İhracatçıları Birliği (MİB) Başkanlığına seçildi. Sektörün duayen isimlerinden Nadir Tütüncü’nün yanında çalışma hayatına başlayan Yakın ve ekibinin göreve gelmesi ile birlikte sektör bütün bileşenleri ile ilişki kurdu.

 

İhracatçılar, Kuyumcukent’ten, Kuyumcular Odası’na her kurum ve kuruluşla iş birliğine büyük önem verdi.

 

Dünya ile sıkı bir bağlantı kurdu. Sektörün en önemli kuruluşlarından birine üyelik gerçekleşti. Son Antalya etkinliğinde görüldüğü gibi dünyadan önemli alıcılar gelmeye başladı. Ayhan Güner ve çok önemli isimlerin yönetimde yer alması MİB’in gücüne güç kattı.

 

Burak Yakın ve Ayhan Güner ile bir araya geldiğimiz sohbette gördük ki Türkiye’nin mücevher ihracatında çok büyük avantajları var. İhracatı katlayabiliriz. Yeter ki bazı engeller ortadan kalksın.

DİR sıkıntısı olmasa mücevherde büyük hedefler daha da yakınlaşacakBurak Yakın

 

O engellerin başında DİR yani Dahilde İşleme Rejimi geliyor. Bakanlığın da yeniden ele almayı tasarladığı bu konuda bakın Burak Yakın neler söylüyor:

 

“DİR ülkemizde işlenmek üzere gönderilen ama karşılığında herhangi bir para çıkışı olmayan ham madde/emtia işlenerek geri gönderilmesi. Dolayısıyla, yurt dışındaki herhangi bir müşterimiz, hurda ya da külçe altınını gönderir, biz burada işlemleri yapar ve katma değer (işçilik vs.) faturasını keserek göndeririz. Bu faturada altın ya da gümüş bedeli yer almaz. Dolayısıyla buradaki uygulama aslında ülkemize döviz yükümlülüğü doğurmayan bir katma değer oluşturuyor. DİR kapsamında gelen altınlardan bir şirketle ilgili altının işlemleri tamamlanarak 4 ayda ülkeden çıkışı gerçekleşmediği için tüm sektöre bu anlamda farklı bir uygulama getirilerek, DİR kapsamında gelen altın geçici ithalat olarak kabul edilmeye başlandı. Aslında bu anlamda mevzuata uymayan şirketlere caydırıcı cezaların mesela yüzde 10 gibi tahakkuk ettirilmesi hâlinde firmalar da bu konuda daha dikkatli olacak ve öte yandan da ülkemizin ithalatı geçici de olsa olduğundan yüksek görünmeyecek. Biz sektör olarak hükûmetimize bu konuda tüm güvenceleri vermeye hazırız. DİR’in önünün açılması hâlinde altın ithalatı da azalacak. Kuyumculuk sektörü fabrika ayarlarına dönerse, yani pandemi öncesindeki uygulamalara dönersek aslında bu bile yeterli. DİR eskisi gibi uygulanırsa ithalatı azaltır.”

 

Peki bu çalışkan ekip DİR’i mi bekliyor? Yeni adımlar atmıyor mu? Cevap Burak Yakın’dan şu sözlerle geliyor:

 

“Olur mu biz çalışmaya devam ediyoruz. Dış ticaret dengesine baktığınız zaman yaklaşık 900 milyon dolar ithalat, 6 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Yolcu beraberi ihracatı da kattığınız zaman ihracatımız ithalatımızın 8 katı. Tabii biz ihracatı daha da artırmak istiyoruz. Burada iki nokta var, ihraç ettiğimiz ürün miktarını artırmak ve bir de nitelik olarak artırmak. Yani katma değerli ürün, marka ihraç etmek ki bu da markalaşmadan geçer. Marka değerimizi yükseltmek için çalışıyoruz. Daha çok çalışıp daha az kazanmak istemiyoruz, Türkiye’de kuyum üreticisi firma sayısı 6 bin civarında, ancak bin 250 civarında aktif ihracatçı var. Biz bu sayıyı 3-4 bin seviyelerine çıkarmalıyız. Bu amaçla eğitimler veriyoruz, atölyelerimize danışmanlık yapıyoruz, Kuyumcukent'te info merkezi açtık, sektöre verdiğimiz vaatlerden biri hariç tamamını hayata geçirdik. Sadece DİR konusunda sonuç alamadık henüz. Hedefimiz aslında çok daha yüksek. 7 milyar dolarlık hedef sadece TİM verilerine göre, yolcu beraberindeki bireysel satışlar dâhil değil, külçe ihracatının çoğu dâhil değil. Mesela pırlantalı mücevher ihracatımız 259 milyon USD seviyelerinde, bu rakam 2 milyar doların üzerine yükselebilir, Türkiye’nin potansiyeli var. Dünyanın en güçlü montür stoku bizde. Montür üreticilerimiz dünyada liderliğe oynuyor. Dolayısıyla gerekli adımları atabilirsek birkaç yıl içinde çift haneli rakamlara ulaşmamız mümkün.”

 

 

 

DİR sıkıntısı olmasa mücevherde büyük hedefler daha da yakınlaşacak

 

 

 

Tarımda başarı ödülleri verildi

 

 

 

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci önemli çalışmalara imza atıyor. Üreticiler tarihte ilk defa bakanlık desteği ile Adana’da ödüllendirildi. Güvenilir Ürün Platformu’nun koordinasyonu ile gerçekleşen ödül töreninde Türkiye’nin önde gelen firmaları da vardı, Ama Tunceli’deki koyun yetiştiricisi kadın girişimciler de, gençler de ödüllendirilmişti.

 

Bu ödüllerin dalga etkisi yapması ve her yıl alanında başarılı olan tarım girişimcilerinin ödüllendirilmesi bundan sonra da gündemde olacak.

 

Bu yıl Ezgi Davulcu-Melih Andaç, Sunar NP, Münevver Kepenek, Doğuş Çay, Münevver Aşama, Progen Tohum, Kız Kardeşim Projesi (Coca Cola), Cansu Binici, İstanbul Ticaret Borsası, Özge Kaya, Yayla Agro, Cumali Doğru, NÇS Tarım, Büşra Demirel-Mustafa Demirel, Rukiye Yılmaz, Ali Baba Süt, Necla Kos ve Adana Ticaret Odası ödül alanlar arasındaydı.

 

Daha kuraklığın başlamadığı günlerdi. Bakan Kirişci Bursa toplantısında su meselesini gündeme getirmiş ve su yönetiminden bahsetmişti. Bugün kuraklık bastırınca herkesin ilgi alanına giren su meselesini ilk gündeme getiren isimdi.

 

Bu nedenle Adana ödül töreninde kuraklık meselesi gündeme geldi. Endişeye gerek yok mesajı verdi Bakan Kirişci ve devam etti:

 

“Kuraklık şu anda kış ekimini olumsuz etkilese de, şubatta başlayacak yağışlarla tarım üretimi kendini dengeleyecek inşallah. Panik yapacak bir durumda değiliz henüz. Allah korusun kuraklık devam ederse buna karşı da tedbirler alıyoruz.”

 

 

 

 

 

Su verimliliği seferberliği başlıyor

 

 

 

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin kuraklıkla ilgili sözlerinden az sonra Ankara’dan Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever’den şöyle bir mektup aldık:

 

“Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde ve Bakanlığımız koordinasyonunda, değişen iklime uyum sağlanması, su kaynaklarının kalite ve miktar açısından korunması ve sürdürülebilir yönetiminin sağlanmasına ilişkin çözüm yollarının ve kaydedilen gelişmelerin katılımcı ve çok paydaşlı şekilde değerlendirilmesi, politika, strateji eylem planlarının oluşturularak uygulanması ile konuya ilişkin farkındalığın artırılması amacıyla, toplumun her kademesinden bütün paydaşlarımızı kapsayacak şekilde ‘Su Verimliliği Seferberliği’ başlatılacaktır.”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.