Kim zengin kim fakir?

Sesli Dinle
A -
A +

"Kim kimin imtihanı, kim kimin mükâfatı bilemezsin!.." Halime Gürbüz

 

Microsoft'un kurucularından Bill Gates’e; “Bu dünyada senden daha zengini var mı?” diye sordular. Gates; “Evet benden daha zengini var...” Ona “Peki kim bu?” diye sordular. Gates şöyle cevap verdi:

 

“Eğitimi tamamlayıp Microsoft Apple şirketini kurmaya karar aşamasında iken bir uçuş öncesinde New York havaalanındaydım... Birden gözüme bir gazete satıcısı ilişti... Elindeki gazetelerinin birindeki başlık ilgilimi çekmişti... Elimi cebime attım ama hiç bozuk param yoktu... Oradan uzaklaşmak üzere ayrılıyordum ki... Siyahi bir çocuk birden atılarak;
-Beyefendi buyurun gazete benden size hediyem olsun... dedi. Ben de ona;

 

-Elimde bozuk param yok, dedim. O da;
-Sana ben onu hediye ediyorum, dedi.
Bu olaydan 3 ay sonra yolculuğum aynı havaalanına denk geldi... Gözüm yine bir gazeteye ilişti... Elimi cebime attım ama yine de bozuk param yoktu. Aynı çocuk geldi;
-Gazeteyi al, dedi. Ben de ona;
-Oğlum geçen gün aynı durum yaşandı. Sen bu durumla her karşılaştığında insanlara gazeteyi hediye mi ediyorsun? dedim... Dedi ki:
-Tabii ki.. Ben verdiğimde, tüm kalbimle veriyorum. Bu beni mutlu edip rahat kılıyor...”

 

Bill Gates diyor ki:
“Bu cümle benim aklımı daima o kadar kurcaladı ki; acaba çocuk hangi mantık esasına ve hangi hissiyata göre böyle söylüyordu...”
Gates anlatmaya devam ediyor:
“19 yıl aradan sonra... Ekonomik gücümün doruğuna ulaşıp, dünyanın en zengin adamı olduğumda... ‘Bu delikanlının iyiliğinin karlılığını verebilmek’ maksadıyla onu arayıp bulmaları için bir grup oluşturdum... Onlara; ‘falan havaalanına gidin ve bana gazete satıcısı siyahi genci bulun” dedim. Bir buçuk ay aradan sonra havaalanının birinde bekçilik yaptığını öğrendim... Ona bir davetiye gönderip ofisimde ağırladım. Aramızda şöyle bir konuşma geçti:
-Beni tanıyor musun?
-Tabii ki sen Bill Gates’sin, herkes seni tanır.
-Hatırlar mısın, sen çocukken gazete satıyordun, bende bozuk para yoktu ve sen bana gazeteyi hediye ettin. Bunu neden yaptın?
-Belli ve kesin bir sebebi yok. Yalnız birine karşılık beklemeden bir şey verdiğim zaman mutluluk duyuyorum ve beni rahat ve huzurlu kılıyor.

 

-Sana iyiliğinin karşılığını vermek istiyorum... Dile benden ne dilersen!..
Bana gülerek dedi ki:
-Ne istersem verecek misin? Bu gerçek mi?
-Evet. Ne istersen vereceğim...
-Size teşekkür ediyorum beyefendi. Fakat hiçbir şeye ihtiyacım yok...

 

-Bir şey istemen lazım, sana iyiliğinin karşılığını telafi etmek istiyorum...

 

-Sayın Bill Gates, her şeyi yapacak gücün var ama benim iyiliğimi telafi edemezsin!
-Ne demek istiyorsun ve nasıl olur da telafi edemem?
-Seninle benim aramızdaki fark; ben sana yoksulluğumun doruğunda vermiştim, ama sen zenginliğinin doruğunda bana veriyorsun. Bu da durumu telafi etmez... Ama senin yaptığın bu güzellik beni çok mutlu etti... Teşekkür ederim.
Bill Gates’in, bu konudaki son sözleri şu oldu:
“Genç adamın işte o sözü, kendisinin benden daha zengin olduğunu hissetmeme sebep oldu... Çünkü en makbul verme çeşidi, senin ihtiyacın var iken vermendir... Çocukken, yıllar önce bana yaptığı da bu idi...”
 
Ninem diyor ki; Az veren candan, çok veren maldan.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.