Saat ustaları okulunda yetişiyor! Burada her şey tıkırında

Sesli Dinle
A -
A +

Saatçi Ali, Hafız İbrahim Bursevi gibi efsane ustaları yetiştiren Bursa, saat üssü olma yolunda...

 

 

 

Çocuk hamala soruyor saat kaç amca?

 

- Oootız.

 

- Hiç saat otuz olur mu?

 

- Hiç hamalda saat olur mu?

 

Şimdi var ama. Arabada, bilgisayarda, telefonda, garda, garajda... Hastane, postane nereye baksan karşında... Klasik saat takanlar da eksilmedi. Hatta arttı gibi geliyor bana...

 

Bursa saatçilerinden Hayreddin Akpınar büyüğümüz anlatıyor: Macron Japonya’ya inmiş. Baksa ki havaalanında bir kalabalık. Ellerinde hoş geldiniz pankartları, çiçek taşıyan kızlar, tıfıllar...

 

“Ben bu kadar seviliyor muydum yaaa?”

 

Sonra öğreniyor ki ünlü saat ustası Philippe Dufour’u karşılamak için toplanmışlar.

 

Adı geçen usta 48 doğumlu bir İsviçre vatandaşı, karmaşık saatler yapsa da sadelikten yana. Bu sevda çocukluk yıllarında başlıyor, orta mektebi müteakip Ecole d’Horlogerie de la Vallée de Joux’dan mekanik eğitimi alıyor ve Jaeger-LeCoultre tezgâhlarında mesleğe adım atıyor.

 

Şu an yaptığı tek saatle benim diyen mühendisin on yıllık maaşını kazanıyor. Saatlerinden biri (Grande et Petite Sonnerie 1’D) müzayedede 5 milyon 260 bin dolara gidiyor.

 

Saat ustaları okulunda yetişiyor! Burada her şey tıkırında

 

BU GÜNÜ DE GÖRDÜK YA

 

Bizim de ünlü saatçilerimiz vardı. Ahmet Eflaki Dede; Mehmet Şükrü Bey; Şeyh Efendi; Süleyman Leziz; Mustafa Aksarayi; Bandırmalı Osman Nuri; Mustafa Refik; Derviş Yahya; Ahmet Gülşenü’l-Mevlevi; Mehmet Muhsin; Bulugat, Şahin Usta; Selim Usta, Zihni Usta ve Mustafa Şemi gibi.

 

Yine de olabilir. Alman, Fransız ve İsviçreli ustalar saatçilik okullarında yetişiyor. Demek mektebin olacak bi’ defa. İşte yıllardır bunun için koşturduk, umduğumuza nail olduk sonunda. Artık Abdülhamid Han’dan yadigâr Tophane Meslek Lisesinde aydınlık ferah bir binamız var. Cihazlarımız da Avrupalılardan aşağı değil. Cenevre’nin en itibarlı okulunda dört Schaublin tezgâh varken, bizde 12’si yanyana... Bununla yapamayacağınız iş yok, her torna bir fabrika.

 

Bir ara İstanbul Kapalıçarşı’da bir kuyumcu arkadaşa uğramıştım. Aaa o da ne? Küflü bir saat tezgâhı duruyor kenarda. Ki kadran da yapılabilir bununla. Bir heves Almanya’dan almış, taşımış, kurmuş ama kullanamamış. Kıymetli bir cihaz, çürüyor boşuna. Okul adına talip oldum, kırmadı. Ki elinizde böyle bir cihazın olması büyük itibar. Hayır sahibi vefat etti, yıllar sonra yurt dışından oğlu geldi. Baktı alet boyalı, cilalı, hassas ayarları yapılmış bakımlı. Çok hoşnut kaldı.

 

Saat ustaları okulunda yetişiyor! Burada her şey tıkırında

 

SİNEĞE KALP AMELİYATI

 

İsviçre frezeleri çok hassastır. Hata payı %01 civarında... Stratejik cihazlar, ne Ruslara veriyorlar, ne Japonlara. Artık Türkleri de rakip görüyor, yaklaştırmıyorlar.

 

İyi ki daha evvel almışız. Kosovalı bir usta getirdik, kalibrasyonlarını yaptırdık, şimdi saat gibiler maşaallah… Konyalı Saat İstanbul’da Junghans’a parça üretirdi, o da tezgâhını okula bağışladı.  İstanbul’dan bir sanayicinin hediye ettiği cihaz ise ileri teknoloji ürünü, 3D yazıcının yaptığını yapıyor, çelik ve titanyum işleyebiliyor.

 

Sonra elektro erozyon makinemiz var, otoket labaratuvarında sıra sıra bilgisayarlar...

 

İsviçre’deki şahsi dostluklarımızdan dolayı bazı firmalar (mesela Rolex) destek oluyor. Yoksa bu makineler aramakla bulunmaz, parayla da alınmaz.

 

Binada epoksi zeminden, hareketli tavan lambalarına her şey hazır. Dört yıl sonra çocuklarımız piyasaya çıkacak, sektöre hız katacak.

 

Hoş, mikro mekanikçi sadece saat yapmaz, “Millî Muharip Uçağı”mıza parça da üretebilir icabında.

 

Saat ustaları okulunda yetişiyor! Burada her şey tıkırında

 

MEĞERKİ RAST GELE

 

Vakfımızın zaman, mekân, feza, coğrafya ve saat teknolojileri hususunda binlerce kitabı var. Bilhassa saat fabrikaları ve saatçilik eğitimi hakkında... Ünlü markaların asırlık katologları raflarımızda. Bazıları firmanın elinde bile yok hatta.

 

Saatçilik mecmuaları eksiksiz duruyor sonra.

 

Bir dostum Antikacılar Çarşısından Osmanlıca cep takvimi bulmuş, getirdi hediye etti. Açtım neler neler, nasıl yüklü bir muhteva. Yeter ki dertlisi ol, kapılar açılıyor art arda. Biz seferle emrolunduk, zafer Allah’tan. Nasip eder, etmez bilemeyiz, yola çıkacak, üstümüze düşeni yapacağız, şikâyet etmeyeceğiz asla. Evet yoruluyor üzülüyoruz ama gayretimiz eksilmiyor. Her işte “bir zorluk” vardır, hayır işlerinde “zorluklar” vardır. Müşkilat çıkıyorsa bil ki alamettir hayra.

 

Bursa’da Saatçi Ali Bey Köşkü var. Arkasında da zikrolunan şahsın fabrikası.

 

Ali Bey cömert bir insan. Mutfağın yanına dolap koymuş, sürekli aş bulunduruyor. Kimseyi görmeden ve kimseye görünmeden yemeğini alabiliyorsun rahatlıkla.

 

Şu an devletin elinde, Orman Müdürlüğü ayı postlarını, leylek kurularını sergiliyor. Hâlbuki Ali Bey saat üretmiş burada. Keşke o yönü anlatılsa.

 

Saat ustaları okulunda yetişiyor! Burada her şey tıkırında

 

MERKEZ İSTANBUL

 

Hemşehrisi olmakla iftihar ettiğimiz Molla Fenari Hazretleri devrin önde gelen matematik ve astronomi âlimi. Kadızade Rumi gibi bir dehayı yetiştiriyor. O da gidiyor Semerkand’a Uluğ Bey’i buluyor, Uluğ Bey ise Ali Kuşçu’yu keşfediyor.

 

Ali Kuşçu, Ayasofya kubbesinin sıfır noktası olarak belirliyor, Asitane merkezli enlem boylam hesaplarını koyuyor ortaya.

 

Hasılı 1884 senesine kadar İstanbul ayar veriyor bütün dünyaya.

 

Sonra İngilizler 44 ülkenin katıldığı toplantıda Greenwich’i teklif ediyor. O devirde Cemiyet-i Akvam (Kavimler Cemiyeti) üzerinde hayli müessirler, kabul ediliyor.

 

26 Aralık 1927’de yayınlanan bir kanunla biz dahi alafranga saat ve miladi takvime geçiyoruz.

 

Bahsi geçen saat kapitalist sisteme payanda. İşçiler vardiya vardiya fabrikalara kapatılsın, gece mi, gündüz mü anlayamasınlar asla.

 

Hâlbuki insan fıtratı güneşle hareket etmeye meyyal, hem gece 24.00’te ne oluyor da gün değişiyor? Bilen varsa anlatsın bana.

 

Saat ustaları okulunda yetişiyor! Burada her şey tıkırında

 

ZAMAN MÜZESİ

 

Son günlerde ABD biyolojik saat üzerine çalışıyor. Vücut endorfini ne zaman salgılar, beyin dosya tasnifine ne vakit başlar?

 

Hekimler en geç 11’de yatın diyorlar, derin rem uykunuzu alın, uyurgezer gibi dolaşmayın ortalıkta. İyi de hangi on bir? 23.00 Edirne’de başka, Van’da başka, yazın başka, kışın başka. Ama saatini gün batımında sıfırlarsan aliyyülâlâ.

 

Gelin adını koyun, alaturka deyin şuna!

 

Bir ara Merinos’ta bir toplantı yapıldı, beni de çağırdılar. Bursa’da neyi öne çıkarsak acaba?

 

“Zaman Medeniyeti Müzesi” yapalım dedim. Bakın sağlık ocağı çıktıktan sonra Yıldırım Medresesi metruk kaldı, göz göre göre çürüyor orada.

 

Birkaç gün sonra Vali Bey kahvaltıya davet etti. Yıldırım Belediye Başkanı da vardı yanında.

 

- Teklifiniz dikkat çekici, yapabilir miyiz acaba?

 

- Efendim, ben Batı’da pek çok müzeyi ve saatçilik okulunu gezdim, meslekte yarım asrı aşkın tecrübem var ayrıca. Biz, “Bakın bu saat 16. yy.dan kalma” deyip geçmeyecek medeniyetimizi anlatacağız satır aralarında. Hafız İbrahim Bursevi’nin Ulucami’deki saatini Oris’nin patronuna göstermiştim, yarım gün ayrılamadı başından.

 

Sağ olsun Vali’miz, Vakıflar Genel Müdürü’nü aradı. Yıldırım Medresesini kopardı tek telefonla.

 

Mimar Hilmi Bey nefis bir proje hazırladı, bir sunum yaptı, hayran oldular.

 

Yüzdük yüzdük, geldik kuyruğuna.

 

Ümitvarız, güzel şeyler olacak inşallah! 

Saat ustaları okulunda yetişiyor! Burada her şey tıkırında
MUTLU SON: Saatçi Hayrettin Akpınar yıllardır Bursa’ya bir saat ve mikromekanik okulu kazandırmanın hayalini kuruyordu. Çok kapı çaldı, uğraştı, dolaştı, ulaştı menzili maksuduna.

 

ÂLASINI YAPARIZ

 

Bizim medeniyetimizde saatin yeri mühimdir. Müslümanlar 5 vakit namazdan gayri seher, imsak, sabah, güneş, işrak, evvabin, dahve-i kübra, asr-ı sâni, kerâhet, isfirâr, iştibak, işâ-i sani, teheccüd vakitlerini de takip eder. Her beldede bir muvakkithane olur, muvakkitler müteyakkız dururlar. Yaşlılar Ay’a bakar takvimi söyler, araziye çıkar Güneş’i okurlar. Hâli vakti yerinde olan mutlaka bir saat alır, sokar kuşağına. Ancak son asırda yaşanan gaileler, göçler, savaşlar bizi sektörden koparır. Batılı markalar seri üretime geçtiklerinde rekabet edemeyiz onlarla. Hiçbir şey için geç değil, inanıyorum ki babayiğitler çıkacak, yerli ve değerli saatlerimizi taşıyacağız gururla.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.