Kılıçdaroğlu’nun siyasi geleceği ve bazı gerçekler

Sesli Dinle
A -
A +
CHP’de işler sarpa sardığında “ABİLER FORMÜLÜ” devreye girer! Daha önce Hikmet Abi (Çetin) ve Altan Abi (Öymen), bu çerçevede siyasi roller almıştı… Bu defa Murat Karayalçın benzer bir misyonla harekete geçti. Harekete geçti derken, parti içinde yeni bir hareket başlatma teşebbüsü şeklinde değil, daha çok bir durum tespiti ve bu durumu mevcut başkana hatırlatma biçiminde. Nitekim o da şu tespiti yaptı: “ALINAN SONUÇ BİR HEZİMETTİR. BÖYLE DEVAM EDEMEYİZ…” Fakat Kılıçdaroğlu hiç de bu kanaatte değil. O kendi namına devam etmekte (En az bir on yıl daha) kararlı. Bunun için ilk adımları atmaya başladı.
 
Mustafa Sarıgül’ün partisi, Türkiye Değişim Hareketi’nin CHP ile birleşmesi bunlardan biridir. Sarıgül isminin bilhassa Ekrem İmamoğlu açısından çok kritik önemi var. Zira 2024 Mart’ında yapılacak mahalli seçimlerde, eski Şişli Belediye Başkanı Sarıgül’ün İmamoğlu yerine aday yapılması ihtimali şimdiden belirmiş bulunuyor!.. İmamoğlu’nu önce Beylikdüzü İlçe Belediyesine daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesine taşıyan Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisi… Lakin çok erkenden, kendisine rakip olmaya kalkışan bu aynı kişi.
 
“Baba-oğul ilişkilerinde” iyi bir sınav vermemiş olacak ki, son bir senede; baba kendisini ekarte etmek için, mesaisinin ciddi bir kısmını harcadı ve sonuçta başarılı oldu. İmamoğlu’nu Meral Akşener’in ve diğer görünür görünmez odakların bütün tazyiklerine rağmen, cumhurbaşkanı adayı yaptırmadı.
 
Fakat rekabet bitmedi. Tam aksine daha da şiddetlendi… İmamoğlu artık doğrudan ve kesin biçimde, Kemal Bey'in koltuğuna talip olduğunu ilan ediyor. Bakalım bu defa da, Kemal Bey'in partideki gücü benzer sonucu almaya yetecek mi? Hâlihazırdaki delege ve yönetim yapısına bakılırsa evet. Ancak bu kere Kılıçdaroğlu’nun elini zayıflatan çok şey var… 14 ve 28 Mayıs yenilgileri başta olmak üzere, on üç yıldır birbirini kovalayan daimî hezimetler. Bu durum parti tabanını topyekûn bir infiale sürüklemiş durumda. Şimdiye kadar Kemal Bey'in yanında mevzi alan güçlü isimler de, birer birer isyan bayrağı açıp, karşı tarafta cepheye diziliyorlar. Tabii İmamoğlu değişim talebi dalgasını fırsata dönüştürmekte kararlı. İşi kolay değil, ama vazgeçecek gibi de görünmüyor. Son bir yıldaki atraksiyonları kendisini siyaset gündeminde belli bir yere oturtsa da, netice almaktan uzak kaldı. Önemli olan neticedir!
 
2018’de Muharrem İnce daha zor şartlarda belli bir noktaya kadar, Parti Yönetimini sıkıştırabilmişti. Herhâlde İmamoğlu da bunu deneyecek. Ama tekrar belirtelim ki, CHP’nin kemikleşmiş yapısını aşmak hiç kolay değil…
 
Hâlihazırda başlatılan kurultay sürecinde, teşkilatların yenilenmesi veya yenilenememesi işin püf noktası. Zira DEĞİŞİM diyerek, statükoyu muhafaza etmek için eski usullerin devreye sokulması, beklenen sonucu asla vermeyecektir. Mahalle delegasyonu, ilçe ve il yönetimlerinin sözde yenilenmesi ve nihayet kurultay delegelerinin genel merkez kontrolünde şekillenmesi. Bu en fazla Kılıçdaroğlu’na yarar. Kendisi her şartta, 2024 mahalli seçimlerine kadar koltukta kalmak için gayret edecek. Ve böylece belediye başkanları ile meclis üyelerini bizzat belirleme yetki ve avantajını elinde tutarak, sonrası için güç devşirmeye çalışacak. Ancak değişim isteyenler, bu kadar sabırlı davranmayacak elbet…
 
Kurultayın mahallî seçimler sonrasına kalmaması için bütün gücüyle yüklenecekler. Bu arada şunu da hatırda tutmak, süreci doğru okumaya yardım edecek. Bugüne kadar, hemen her kurultayda değişim ve dönüşüm söylemlerinin hüküm sürdüğü CHP’de, eski tas eski hamam durumu devam etti. Evet, bugünkü ortam çok elektrikli. Velakin CHP’nin genleri bu tür gerginliklere müsaittir. Her seferinde ortalık ayağa kaldırılır ve fakat bir müddet sonra, toz duman çekilince pek bir şeyin değişmediği görülür. CHP’nin tarihinde hep buna benzer serüvenler söz konusu...
 
Sadede gelirsek, başlangıçta pek de öngörülemeyen bir başarıyla (Bu başarının ardındaki güçleri unutmadan…), 13 yıl CHP genel başkanlık koltuğunu muhafaza edebilen Kılıçdaroğlu’na; verilmiş olan kredi şayet tükenmişse, lider değişimi de kesin demektir. Gelgelelim lider değişimi gerçekten bir dönüşüm olur mu? İşte orası çok şüpheli. Çünkü hangi fraksiyondan olursa olsun, CHP’lilerin söylemlerine baktığımızda, hâlâ daha 1930’ların, 40’ların zihniyeti devam ediyor. Gerçek manada bir yenilenme, modernleşme ve günün şartlarına cevap verebilecek siyasi yaklaşım içine girme durumu hâlâ ortada yok!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.