İran’da (H)oy oy!

Sesli Dinle
A -
A +

İran denince aklıma her nedense Hasan Sabbah’ın Alamut Kalesi geliyor…

 

Acem ırkına mahsus fitne fücurun doktora yaptığı bu ülkede her şey suni, gölgeli ve perdeli! Ülkenin neredeyse yarısını oluşturan Türk milletine asırlardır hayatı zindan eden Acemler, her şartta ve durumda kendilerini birinci sınıf asli unsur olarak görüyor ve öyle kararlar alıyorlar. 

 

Aylardır ülkede hüküm süren toplumsal olayların ardı arkası kesilmiyor. Azerbaycan Türklerine karşı menfi tutumlarını daha da sertleştiren İran rejimi doğal afetlerde dahi ayrımcılık yapmaktan geri durmuyor.

 

Birkaç gün önce İran’ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy şehrinde meydana gelen 5,8 şiddetindeki depremde çok sayıda yerleşim yerinde çeşitli büyüklükte hasarlar meydana gelmiş, ölenler ve yaralananlar olmuştu.

 

Hoy halkı, birkaç geceyi şiddetli soğuk altında dışarıda geçirdi. Ancak merkezî hükûmetin ağır davranması, gerekli tedbirleri almaması, bu şehirde yoğun olarak yaşayan Azerbaycan Türklerini kendi hâllerine terk etmesi, çeşitli tepkilere sebep oldu.   

 

Evi yıkılan Azerbaycan Türkü bir annenin mikrofon uzatan muhabire sarf ettiği şu sözler, Acem adaletini bütün boyutuyla anlatıyor aslında:

 

“Oy size gurban olayım, zelzele olmuş, otağımız yıkılmış, ne çadır var ne bişey! Ayağınızın altına kurban olaydım. Sahapsız Azerbaycan’ım! Gar altında galdık... Uy gurban olduğum, hızanlar, körbe balalar yığışmışık böyle, soğuktan ölürsünüz diye soran yok! Ne çadır, ne ilaç, ne bişey!..”

 

Şehrin ekseri nüfusu, Azerbaycan Türklerinden oluşuyor.

 

4000 yıllık bir geçmişi olan şehir birçok devlet ve medeniyete ev sahipliği yaptı. Osmanlı döneminde şehir Kent-i Hoy olarak biliniyordu. Bu kadim şehre Araplar Hovayy, Farslar Hoy, Ermeniler Hir, Kacar Hanedanı rahatlığın, güzelliğin ve bolluğun kenti anlamlarına gelen Dar’us Safa diyorlardı.

 

Hoy şehrinin tarihçesine baktığımızda da Türk tarihi için çok önemli olaylara ev sahipliği yaptığını görüyoruz. Ancak Türk tarihi için en önemli yanı Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın, Malazgirt Savaşı öncesinde Hoy şehrini üs olarak kullanmış olması... Sultan Alparslan, Bizans ordusunun harekete geçtiğini ordusunu konuşlandırdığı bu şehirde öğrendi ve buradan Malazgirt’e doğru hareket etti.

 

Yine Osmanlı İmparatorluğunun cengâver Sultanı Yavuz Sultan Selim Han ile İran Şahı Şah İsmail, Hoy şehri yakınlarında bulunan Çaldıran’da karşı karşıya geldiler. Şehir, Osmanlı-İran savaşlarında defalarca el değiştirdi.

 

Hemen belirtelim ki Anadolu’daki Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran 1171 yılında Hoy şehrinde dünyaya gelmiştir. Pir Ahi Evran-ı Veli olarak da bilinen bu kıymetli zat, Anadolu’da ticarete ilim-irfan, Usûl-edep-erkân getirmiş, onun öğretileri çağları aşmıştır. Bugün ticarette yaşanan bütün menfi hadiselerin, terazideki kusurların nedeni Türk milletinin Ahi Evran töresini terk etmiş olmasıdır.

 

Hoy’u saya saya, söyleye söyleye bitiremeyiz...

 

Bu kadim Türk yurdunda geçtiğimiz günlerde meydana gelen depremden etkilenen soydaşlarımızın mollalar tarafından kendi hâllerine terk edilmesi çok can yıkıcı. Cümle cihana yardıma koşan Kızılay, acilen bölgeye gözlemci göndererek hadiseleri yakından takip etmeli, gereken her ne varsa yapılmalıdır. 

 

Güney Azerbaycan, Türk dünyasının tabii bir parçasıdır. Dolayısıyla Hoy’daki Türkler yalnız değildir. Türkiye ve bütün Türk dünyası yanı başlarındadır. İran rejiminin korkulu rüyası olan Türk milleti, Tahran’daki Alamut Kalesi'ne karşı her zaman pürdikkat teyakkuz hâlindedir.

 

Öyle ya…

 

Su uyur, Fars uyumaz!

 

Tarih bize daima bunu fısıldadı, bunu tecrübe ettirdi.

 

Öyle değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.