Kapatın gitsin!

Sesli Dinle
A -
A +
Halkı tahrik edip mahkemelerde dava açtırarak sağlam konutların yapımını engellediler. Kendileri kurtuldu, ama binlerce insanımız enkaz altında hayatını kaybetti. Ardından utanmadan geç müdahale ettiniz diye hükûmete laf attılar. Erdoğan düşmanlığını devlet düşmanlığına çevirdiler. Ortada o kadar büyük bir hasar var ki, siz istediğiniz kadar arama-kurtarma ekibi seferber edin, fiziken yetişmeniz mümkün değil.
 
11 şehir 14 milyon vatandaş dehşeti yaşadı. 200 bin ev 20 milyon ton moloza dönüştü. Yüz binlerce kamyon gece gündüz çalışıyor. Çok büyük hasar var. Devlet askeriyle, AFAD’ıyla, tüm bakanlarıyla ve sivil toplum kuruluşlarıyla olayın üzerinden saatler sonra bölgedeydi. Canla başla inanılmaz bir fedakârlıkla çalıştı, yaraları sardı. Kimseyi sokakta bırakmadı. Afet bölgesinden ayrılmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan Adıyamanlılardan -yollar tahrip olduğu için iki gün ulaşamadıklarını söyleyip- helallik istedi, muhalefet hesap ver dedi. Suçu kendilerinde arayacakları yerde boş boş konuşuyorlar. 1 milyon 200 bin binaya sahip İstanbul’da büyük şehir belediyesi 3,5 yıldan bu yana deprem konusunda hiçbir adım atmadı. Şehirde kentsel dönüşüme girmesi gereken yapı stoku yüzde 40 civarında. Çılgın proje Kanal İstanbul’un ne kadar önemli bir eser olduğu görüldü. Yeni rezerv alanlarıyla kanalın iki yakasında 250 bin konut yapılacağı ilan edilince bunu büyük bir rant paylaşımı olarak göstermişlerdi. Kimin haklı olduğunu gördüler. 1-2 yıl içinde bu konutlar inşa edilip, 2,5 milyon İstanbullu bu bölgedeki yeni binalarda ikamet edecek.
 
Artık gizlisi saklısı kalmadı. Belediyeler devletin sırtında çok büyük yük Hepsini kastetmiyorum aralarında çok iyi çalışanlar da var. Ama sistem felç oldu. Bunun mutlaka kökten düzeltilmesi lazım. İdare hukukumuz müsait. Cumhurbaşkanının da yetkisi var. Belediye Kanunu değişmeli, bunlar tamamen İçişleri Bakanlığına bağlı yönetimler hâline getirilmeli. Başında devletin atayacağı bir kamu görevlisi bulunmalı. Kadrolar siyasi eğilime göre değil liyakate göre oluşturulmalı. Şehir planları bakanlık tarafından belirlenmeli. Bütün işlemler A’dan Z’ye kanuna uygun gerçekleşmeli. Böylece ne adam kayrılır, ne çıkar gözetilir, ne de hak yenir. Bakın 3 yıldan beri PKK’ya yataklık yaptığı için HDP’nin 40 belediye başkanlığına atanan devlet memuru kayyumlar belediyeleri gül gibi yönetiyor. Bir şikâyet var mı, yok… Aksine çok başarılılar. Aynı sistem bütün yurt genelinde hayata geçirilmeli. Belediyeler rant üreten derebeylikten kurtarılmalı, gerçek hüviyetine kavuşturulmalıdır. Kapatın gitsin!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
AYSEL İÇERLER 6 Mart 2023 14:55

4.mart.2023 tarihli türkiye gazetesindeki kapatın gitsin başlıklı yazınızdaki belediyelerin kapatılarak devlet memurunca yönetilmesinin faydalarına dair görüşünüze katılıyorum.Ancak,kentsel dönüşüme karşı çıkan halkımızın kendisidir,zira,toki,vs.arsa sahibinin gerçek hakkını vermiyor,daha azına vatandaşın razı olmasını istiyor.Vatandaşımız da kendi arsama kendim bina inşaa edersem,tamamı bana ait olur,gelecekteki çocuklarının ev ihtiyacını da karşılamış olurum diyerek karşı çıkması normaldir.Ticaret Kanunundaki tüccar gibi kar amacı güdüyor TOKİ.Vatandaşın kendi evini kendisinin yapabileceği şekilde hisseli arsanın ifrazına,imar Kanunundaki ortak alanlar,okul,cami,yol,sağlık ocağının arsası için %45 e kadar dop düşülebileceğine dair maddenin kaldırılması,ortak alanlar için Devlete ait arazinin kullanılması kuralının getirilmesi sağlanmalıdır.Vatandaşın aleyhine olan kurallar kaldırılarak kolaylaştırılmalıdır.Bunun için çalışılsın inşaallah.