"Ameller niyetlere göredir" hadîsinin vürûd sebebi-2

A -
A +

Dünkü makâlemizde tâm meâlini verdiğimiz hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz "Amellerin niyetlere göre değerlendirileceğini" haber vermiştir.

 

 

 

“Niyet”; “kasdetme, kalbin bir şeye yönelmesi, ibâdetleri, emre itâat ve Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için yaptığını kalbinden geçirmek” demektir...    

 

Bilindiği üzere niyet, her şeyin başıdır. Hayırlı işler, iyi niyetlerle, güzel maksatlarla yapılırsa, sevâbı çok olur. Böyle kimseye, Allahü teâlâ, doğruluk, sıhhat ve başka birçok nimetler ihsân eder. Kimin niyetinde zayıflık bulunursa, bildirilen faydalara kavuşamaz.

 

Yüce dinimiz İslâmın, en çok ehemmiyet verdiği husûslardan biri niyettir. Kişinin yaptığı işler, niyete göre değer kazanır. Aynı fiili yapan iki ayrı kişi, niyetlerindeki farklılık sebebiyle, birbirlerine zıt karşılıklar görebilirler. Bu sebeple, gerek Kur'ân-ı kerîmde, gerek hadîs-i şeriflerde niyetin ehemmiyetini bildiren beyânlar çokça gelmiştir. Bakara sûresinin 284. âyet-i kerîmesinde, insanların niyetlerine göre hesâba çekilecekleri belirtilerek şöyle buyurulmuştur:

 

"Gökte ne var, yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Siz, içinizde olanı açıklasanız da, saklasanız da, Allah onu bilir ve onunla sizi hesâba çeker. (Sonra da niyetine ve ameline göre) dilediklerinin günâhlarını bağışlar, dilediklerine azap yapar. Allah'ın kudreti her şeye yeter."

 

Bazı âlimler, “ameller niyetlere göredir” hadîs-i şerîfinin, ehemmiyetine ve geniş muhtevâlı manâsına binâen, İslâm'ın üçte birini, bazıları da dörtte birini teşkîl ettiğini söylemişlerdir. Hattâ ulemâdan bazıları, bu hadîs-i şerîf için şu değerlendirmeyi de yapmışlardır:

 

"Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ihbârları arasında, ahkâmca bundan daha câmi, manâca daha zengin, hâsıl ettiği fâideleri daha çok olan başka bir hadîs mevcut değildir.”

 

İmâm Beyhakî, “niyet hadîsinin, ilmin üçte birini teşkîl ettiğini” söyledikten sonra şu açıklamayı yapmıştır:

 

"Çünkü amel, kulun ya kalbiyle, ya diliyle, ya da uzuvları iledir. İşte niyet, bu üç kısımdan biri ve en üstünüdür. Çünkü niyet, bazen müstakilen bir ibâdet olduğu hâlde, diğerleri de Allahü teâlâ nezdinde ibâdet sayılabilmeleri için ona muhtaçtır. Nitekim Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Müminin niyeti amelinden hayırlıdır" buyurmuştur.

 

Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), bazı hadîs-i şerîflerinde, cephede ölenlerin şehîdlik sevâblarının, niyetlerine göre olacağını ifâde buyurmuştur.

 

O, "Kim Allah yolunda cihâd etmektedir?" mefhûmundaki bir suâle karşılık: “Kim, Allah'ın kelâmı, en yüce olsun diye savaşırsa, işte o kimse, Allah yolunda cihâddadır" tarzında cevap vermiştir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.