Türk dünyasında karşılığı yok

A -
A +

Öz Türkçecilik, diye dilde sadeleşme düşüncesi irfanımız ve medeniyetimizle aramıza duvarlar örmüştür. Faciayı, 1983’te Ankara’yı ziyaret eden Azerbaycanlı şair, mütefekkir, Memmed Aslan da müşahede etmiştir. Türkçe ve Türkiye sevdalısı şairin serzenişini, Türkçemizin üstadı, edip ve şair Yavuz Bülent Bâkiler ile araştırmacı-yazar Oğuz Çetinoğlu’nun ortak eseri  "Dilimizdeki Dikenler” kitabından “mealen” ve "kısaltarak" aktaracağım.

 

Memmed Aslan, o dönem Kültür Bakanlığı bürokratı olan büyük üstat Yavuz Bülent Bâkiler tarafından ağırlanır. Kalabalık bir sohbette Türkçemizi bir aile apartmanına benzetir. Girişte Türkiye Türkleri,  Azerbaycan Türklüğü, diğer mertebelerde Kazak, Özbek, Kırgız, Tatar, Başkırtlar oturmaktadır. Şair; "Ağabey, kolonları yıkıyorum. Çıkan malzeme ile müstakil ev yapacağım, dese bina yıkılmaz mı?" sualini sorar. Misaller verir:

 

Arapça, Farsça diyerek attığınız kelimeler 1000 yıllık hazinelerimizdir; Türkçenin ortak mirasıdır. Kitaba "betik", kaleme "yazgaç" dediniz. İltifat için "Yazgaç kaşlı" mı dersiniz? Edebiyata "gökçeyazın", Balkanlardan Çin’e kadar kullanılan "akıl" yerine "us" diyorsunuz. "Mektep" kelimesi Arapça diye onu kötüleyerek Fransızca "ekol"den "okul" kelimesini çıkarttınız. Ne değişti? Biz Azerbaycanlılar, Türkmenler, hatta Kazaklar, Tatarlar hâlâ mektep deriz. "Özgür, özgürlük" kelimesini uydurdunuz. Türkistan’da, Azerbaycan’da "Hür, hürriyet, azad” denilir. Türk âlemi "Hikâye" ve "şart" kelimesini sever, kullanır. Yerine "öykü", "koşul" dediniz. Yazık değil mi? Türk toplulukları “olanak”, “olasılık” demez; "imkân", "mümkün" der. "Eser" yerine "yapıt"; "ruh" yerine "tin" demenin manası nedir? Türk dünyasında "Millet" kelimesi kullanılır. Yerine Moğolca "Ulus" kelimesini aldınız." "Biz Sovyetlerin idaresindeyiz. Lakin siz İstiklal Harbinde düşmanı defettiniz. Esir düşseniz dilinizi tahrif ederlerdi. Şimdi bunu kendiniz yapıyorsunuz, der.

 

Öz Türkçe diye uydurulan kelimelerin diğer Türk lehçelerinde ve Türk dünyasında karşılığı yoktur.

 

     Hakan Karagöz

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

     ÇINAR EGE İÇİN

 

 

 

İsmim Çınar Ege soyadım Portakal

 

Bana iyilik için bir kumbara al

 

SMA TIP 1 kas hastasıyım

 

Tedavim için bana yardımcı ol

 

 

 

Ne ağlayabilirim ne gülebilirim,

 

Sayenizde belki iyileşirim,

 

Allah’ın izniyle ben gelişirim

 

Gelişince size çok dua ederim.

 

 

 

Allah’ım kimseyi zorda koymasın

 

Bunaltmasın Rabbim darda koymasın

 

İnletmesin ahu zarda koymasın

 

Çaresiz dermansız derde koymasın.

 

 

 

Yardım edin dostlar ben de güleyim

 

Hayatın tadını bir dem alayım

 

Ben de sizler gibi sağlam olayım

 

Mutluluk denizine kulaç atayım

 

 

 

Şair Süleyman’ım yanar yüreğim,

 

Çocuklar gülerse ben de gülerim

 

Bütün hastalara dua ederim.

 

Rabbimden hastalara şifa dilerim.

 

 

 

     Süleyman Usta Espiye-Giresun

 

 

 

 

 

 

 

ESKİMEZ KELİMELER

 

 

 

MÜKTESEBAT: Edinilen, kazanılan bilgiler. Çalışmak suretiyle kazanılmış olanlar.

 

ÜSLUP: Tarz, yol. Biçim. İfade tarzı. Dizmek.

 

KÜLHANİ: Farsça serseri, çapkın, avare anlamlarındadır. Külhanbeyi: Kendilerine özgü giyinişi olan, argo kullanan, başıboş, haylaz delikanlı, serseri, hayta, külhani:

 

İFRAT: Herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık, tefrit karşıtı:

 

AKAMET: Kısırlık, verimsizlik. Başarısızlık, sonuçsuzluk:

 

BAHADIR: Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse, batur.

 

DEVŞİRME: Devşirmek işi. Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri Ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi. Toplanmış, bir araya getirilme işi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.