Kispet için yola çıktı, Hollywood’a kostümcü oldu

Bir kispet ustasının tasarımları nereye kadar ulaşabilir? Bu sorunun cevabı sanırım Murat Boncuk’un hayat hikâyesinde saklı… Arkadaşlarının sokaklarda bilye oynadığı, akranlarının kispet kelimesini duymasına daha yıllar olduğu yaşta, Murat Boncuk kafasına enteresan bir şey koymuş: Kispet ustası olmak… Bunun için onun yaşındaki birinden hiç beklenmeyecek işlere kalkışmış. Türkiye’de kimse kalmadığı bir zamanda kendi emeğiyle kispet dikmeyi öğrenmiş, ustalaşmış. Dahası güreşçilere kispet yapmak için çıktığı bu yolun sonunda aralarında Madonna’nın da olduğu ünlülere deri elbise dikip, Diriliş Ertuğrul’dan Game of Thrones’a kadar çok sayıda diziye kostüm tasarlayan biri olmuş. Deri tasarımcısı ve kispet ustası Murat Boncuk’tan enteresan sanat yolculuğunu dinledik….
¥ Nereden çıktı bu kispet merakınız?
9 yaşındayken babamın eve getirdiği bir gazetede, meşhur kispet ustası İrfan Şahin’in haberini gördüm. Haberdeki “kispet” kelimesi alakamı çekti. Kelimenin manasını öğrendikten sonra kispet ustası olma isteği doğdu bende. Sıra dışı şeyleri yapmayı çok seviyordum zira... Çocuk hâlimle bu kispetçiliği nerede öğrenebilirim diye araştırmaya başladım. Meğerse gazetede gördüğüm Çanakkale Bigalı İrfan Şahin, Türkiye’de bu işi yapan tek kişiymiş. Yanına giderek kendisine çırak olmayı planlıyordum. Çevremizde pehlivanlar vardı, onlara bu mevzuyu açtım. Fakat İrfan Usta’nın mesleği kimseye öğretmek istemediğini söylediler. Hatta işin ekonomik getirisi yüksek olduğu için kendisine çırak olmak isteyenler yüklü paralar teklif etmiş ama kabul etmemiş. Bunu duyunca tek çaremin güreşçi kılığına girerek yanına yaklaşmak olduğunu anladım. Hemen bizim oradaki güreş kulübüne yazıldım. Herkes beni pehlivan olacak zannediyordu ama benim çok farklı bir planım vardı. Artık güreşçi unvanını alarak kispetçi İrfan Usta’nın yanına gitmek için hazırlanmaya başladım. Daha yaşım 10’du. Babamdan güreş yapmaya gidiyorum diyerek para aldım. Dedemden de para isteyerek, kispet yaptırabilecek bir paraya sahip oldum. Yaşıma bakmadan Biga’ya doğru yola koyuldum. Sabah gün ışırken İrfan Usta’nın dükkânına vardım. Kapının önünde beklemeye başladım. Derken dükkâna geldi ve kendisiyle tanıştık.
BİR KERE SEYREDİP ÖĞRENMİŞ
¥ Sizin hâlinizden şüphelenmedi mi?
Ben işi öğrenmek için geldiğimi gizleyerek kispet yaptıracağımı söyledim. Hazır kispet almayarak yenisi istedim. Böylece nasıl yapıldığını görmeyi planlıyordum. Derken kispeti yapmaya başladı. O deriyi işliyor, ben de tıpkı kamera ile kaydedercesine dikkatle seyredip yaptıklarını hafızama atıyordum. Saatlerce benim için uğraşıp bir kispet yaptı. Derken otobüse atlayıp İzmir’e doğru yola koyuldum. Kispeti de zembilinden çıkarıp yol boyunca sevgiyle kucağımda taşıdım. Eve getirdiğimde günlerce ona sarılarak uyudum. Daha sonra kendim amatörce kispet yapmaya başladım. Evimizin altında bir ayakkabıcı vardı. Ondan deriler alıp makinesinde dikiyordum. Bir müddet sonra yaptıklarım giyilebilecek duruma gelmişti. Güreşlere giderek yaptığım kispetleri sergilemeye başladım. Gittiğim bir güreşin organizatörü gelerek Türkiye’de İrfan Usta’dan başka kimsenin kispet yapmadığını söyledi. Önümdeki kispetleri, babamın yaptığını zannetti. Benim yaptığım anlaşılınca herkes şaşırdı. O günlerde bir başpehlivan olan Sabahattin Kangal bana kispet siparişi verdi. Böylece ilk işimi bir başpehlivana yapmış oldum. Daha sonra İzmir’den Samsun’a giderek işimi orada sürdürdüm. Ben ketum davranmadım, birkaç kişiye işi öğrettim. Burada daha büyük pehlivanlara kispet yaptım. 
¥ İrfan Usta’nın sizden haberi oldu mu peki?
Genç birisi kispet yapıyor diye haber almış. Bana telefon açtı, “Sen kispet yapıyormuşsun doğru mu?” dedi. Kispet yaptığımı söyledim fakat kendisinden öğrendiğimden bahsetmedim hemen. Daha sonra bir hediye alıp yanına gittim. Çocukken yanına bir bahaneyle gelip kendisini seyrettikten sonra bu işi öğrendiğimi anlattım. Hikâyeme çok şaşırdı. Şu an hâlâ görüşüyoruz. Yaptığım işleri beğeniyor, çırağım diye anlatıyor.
¥ Kispet dikmenin incelikleri neler?
Kispet eskiden manda derisinden dikilirdi. Bu kispetlerin ağırlığı da 15 kiloyu bulurdu. Bunlarla saatlerce güreşmek zor. Şimdi pehlivanlar daha hafif kispetlerle mücadele etmek istiyor. Bu yüzden dana derisi kullanılıyor. Bir kispeti dikmek de 3 gün sürüyor. Ben kispetini diktiğim bütün güreşçilerin ölçülerini bilirim. O bana telefonla sipariş verirken “Şu kadar kilo aldım” der, ben de ona göre ebadını ayarlarım. Daha sonra deriyi işler, süslemelerini yaparım. Kispetin baldır kısmı çok mühimdir, buranın güreşte tutulunca yırtılmaması için güçlü dikişler atarız. Kispet tamamlandıktan sonra da dayanıklığını tecrübe etmek için iki arabanın arasına bağlayıp çekeriz. Ancak bu testi geçebilenleri müşteriye teslim ederiz. Zira eskiden beri kispetin güreşlerde yırtılması büyük bir ayıptır. Ekseriyetle kispet iki sene giyilir. Zaten ondan sonra da deforme olur. Deforme olmasına mümkün mertebe mâni olmak için de sürekli zeytinyağı sürülür. Fermuar sistemi olmayan kispet, yağlanarak giyildikçe yavaş yavaş güreşçinin bedenine oturur ve onunla bütünleşir.
ÖNCE MADONNA’YA SONRA GAME OF THRONES’A 
¥ Diziler için kostüm dikmeye nasıl başladınız?
Amerikalı şarkıcı Madonna’nın modacısı Jean Paul Gaultier, Kırkpınar Güreşlerine gitmiş. Güreşçilerin üzerindeki kispeti merak etmiş. Pehlivan Ahmet Taşçı aracılığıyla beni buldu. Madonna için kispet istedi. Modonna Türkiye’ye konser için gelince kendisine elden teslim ettim, çok beğendi. Artık isimim duyulunca modacılarla tanıştım. İlk film kostümünü Osmanlı Kıyam dizisi için yaptım. Daha sonra da Diriliş Ertuğrul için kostümler tasarlamaya başladım. En son Game of Thrones dizisinin kostüm tasarımcısı Michele Clapton benimle irtibat kurdu. Dizideki özel bir karakter için deri kostüm tasarladım. İşlerimiz Hollywood’a kadar ulaştı. Hem artık sayemizde film ve diziler de kostüm tasarımın dışında deri tasarım diye bir başlık oluştu.
¥ Hazırladığın yeni projeler var mı?
Şu günlerde önümde birkaç tarihî film projesi var ama isim veremeyeceğim. Yakında bu filmlerin kostüm tasarımı için çalışmalara başlayacağım.
¥ Artık Hollywood dizilerine kadar kostüm tasarlamaya başlamışken, hâlå kispet dikmekle uğraşıyor musun?
Elbette dikiyorum. Ama daha hususi işlerini yaptığım müşterilerim var. Onlar için el işi tasarımlar üretiyorum.

Yırtılınca nasıl kaçtığımı bilemedim!

Murat Boncuk’un başarı hikâyesinin enteresan durakları da olmuş tabii. Bir tanesini şöyle anlatıyor: “Kenan Şimşek isimli başarılı bir güreşçiye kispet yaptım. İki sene kadar giydi. Bir güreş öncesinde bana gelerek, “Senin kispetinle başpehlivan oldum. Bak şimdi yine olacağım” dedi. Neyse güreşler başladı. Güreşi değil kispetlerin, çekişme esnasında şekil alışlarını inceliyordum. Kenan Şimşek güreşirken kispet hiç beklenmedik bir anda yırtıldı. Başpehlivan olmayı bekleyen Şimşek tribüne dönerek bana sert bir bakış attı. Oradan nasıl kaçtığımı bilemedim.”