Mahpushane şair yaptı

Düzenleyen:
Mahpushane şair yaptı

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

30 yıldır cezaevlerinde idarecilik yapan Sedat Erdoğdu, bu mekânda hem Ebru Gündeş gibi sanatçılara şarkı sözü yazdı, hem de romanlar kaleme aldı

KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Kimi büyük bir hatayla hayatları söndürmüş, kimi istemediği bir işe karışmış, bazısı da büyük bir iftiranın altında kalmış... Cezaevleri içerisinde hüzün, vicdan azabı, hasret gibi birçok hissiyatı barındıran sayısız hikâyenin yer aldığı mekânlar... 30 yıldır cezaevlerinde idarecilik yapan Sedat Erdoğdu da bu hikâyelerin membaında içerisindeki edebiyatçıyı keşfetmiş. Ebru Gündeş, Gülşen, Selâmi Şahin gibi isimlere şarkı sözü yazan Erdoğdu, 6 tane de roman kaleme almış. Bu ‘karanlık’ mekânlardan, renkli eserler çıkaran Sedat Erdoğdu ile bir araya gelerek, çalışmalarını konuştuk...
MAHKÛMLARI DİNLEDİM
¥ Cezaevlerinde mi başladınız yazmaya?

Aslında çocukluğumdan beri bir şeyler kaleme almak istiyordum. 30 yıldır da cezaevlerinde vazife yapıyorum. Bu işe başladığımda farklı insanlarla karşılaştım. Yüz yüze geldiğim mahkûmların hikâyeleri dikkatimi çekti. Merak edip birçoğunun yaşadıklarını dinledim. 
¥ Neler vardı o hikâyelerin arasında?
Çok fazla şey dinledim mahkûmlardan. Farklı suçlardan hüküm yemiş insanların yaşadığı çok enteresan hadiseleri öğrendim. Ayrılık hikâyeleri olan kişilerle, seri cinayetler işlemiş katillerle, yaptığı iğrenç işlerden ötürü vicdan azabı çeken suçlularla konuştum. Okumak zorunda olduğumuz mektuplarda da değişik şeyler gördüm. Bunlar bana büyük bir ilham kaynağı oldu. Romanlarımı, duyduklarımla hayalimdekileri birleştirerek meydana getirdim. 
“İYİ Kİ CEZAEVİNDE ÇALIŞIYORUM”
¥ Size cezaevi yazdırıyor yani?

Cezaevleri dört duvar arasında, hürriyetten mahrum bir şekilde yaşanılan yerler. Aynı zamanda çok hüzünlü mekânlar. Buraların havası bana çok tesir ediyor. Yazdığım şeyleri hep cezaevi ortamında düşünüyorum. Bazen demir parmaklıklar, bazen bir mahkûmun düşünceli yüzü aklıma düşüyor. Gördüklerim karşısında daralınca, klavyenin başına oturup, başlıyorum yazmaya... İyi ki cezaevinde çalışıyorum. Yoksa bu kadar hikâyeyi bir arada bulamaz, bu güfte ve kitapları kaleme alamazdım. 
¥ Daha çok neleri işliyorsunuz?
 “Şabbat” romanımda bir Yahudi kızının Müslüman olma macerasını; “Makedonya Otu”nda Kıbrıs Harbi’nde geçen bir aşk hikâyesini; “Romanika”da ise bir çingene kızının hayatını ele aldım... Romanların mevzuları böyle ama her birinde cezaevinde duyup, şahit olduğum şeyler geçiyor.

Ebru Gündeş’in ‘Çingene’sini de kaleme aldı

Romanın yanında şarkı sözleri de yazan Sedat Erdoğdu’nun birçok eseri hit oldu. Erdoğdu bunu şöyle anlatıyor: İlk şarkı sözlerimi sanatçı Selâmi Şahin için kaleme aldım, “Mahpus Türküsü” diye bestelendi. Daha sonra Türkân Şoray’ın oynadığı bir filmi seyrederken, “Çingenem” diye şiir yazdım. Bu, Sinan Özşeker tarafından bestelendi. Popüler olunca, malumunuz Ebru Gündeş söyledi, albümü milyonlarca sattı. Bu, en büyük başarım... Ardından Gülşen, Kibariye, Nazire gibi çok sayıda sanatçıya 100’e yakın şarkı sözü yazdım. Fakat roman yazmak daha ciddi bir iş bence.  Çok kimse şarkı sözü yazabilir ama roman kesinlikle büyük bir birikim ve farklı bir kabiliyet istiyor. 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...