Çininin sırlarını herkese açacağım

Çininin sırlarını herkese açacağım

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Babasından çini sanatının kadim sırlarına dair reçeteleri devralan sanatçı Nida Olçar “Vasiyetim var; eğer oğlum çini sanatına devam etmezse reçetedeki bütün sırlar güzel sanatlar fakültelerine dağıtılacak” diyor.

Murat Öztekin

Nida Olçar, “Çininin Picasso’su” diye anılan ve UNESCO tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” ilan edilen merhum sanatçı Sıtkı Olçar’ın kızı. O da babasının yolunda giderek, bir zamanlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bu nadide sanatı yaşatıyor. Yaptığı çarpıcı çalışmalarla adından söz ettiren Olçar, şu günlerde Üsküdar’daki Abdülmecid Efendi Köşkü’nde ‘Çiniden Şifa Tasları’ isimli sergiyle sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Biz de kendisiyle çini sanatına dair bir sohbet gerçekleştirdik…

Çininin sırlarını herkese açacağım

Çiniye sizi çeken sadece babanızın bu sanatla alakadar olması mıydı?
Babam, ben küçükken oturduğumuz evin bodrumunu atölye olarak kullanırdı. Bu yüzden sanatın içinde yoğruldum diyebilirim. Toprağa 5 yaşımda dokundum. Bütün bunlar beni çini sanatına çekti.

Çininin sırlarını herkese açacağım

Sıtkı Usta, çini sanatıyla uğraşmanızı istemiş miydi?
 Babam çini sanatçısı olmamı çok arzu ediyordu ama önceleri yaptıklarımı pek beğenmiyordu. Baba-kız, aramızda sanatçı çekişmesi yaşıyorduk. Hatta bazen ben küsüp atölyeyi terk ediyordum. Ancak vefat etmeden 1,5 yıl önce işlerime ısındı, beni atölyenin başına geçirdi.

Çininin sırlarını herkese açacağım

KAZ TÜYÜ FIRÇA, KÖK BOYA...
Atölyedeki imalatı siz nasıl devam ettiriyorsunuz?

Kök boyalar kullanıp kaz tüyü ve dişi merkep kılından yapılan fırçalarla, çiniciliği tam manasıyla yaşatan son atölyeyiz. Maksadım, geleneksel imalatın yok olmaması için atölyeyi ayakta tutmak.

Çininin sırlarını herkese açacağım
Sanatınızda Sıtkı Usta’nın gölgesinde kalmanın endişesini yaşadınız mı hiç?
Doğrusunu söylemek gerekirse uzunca bir zaman bu endişeyi yaşadım. Ancak kendimi ispatladığımda bu yok oldu. Ben Sıtkı Usta’nın kızı olarak anılmaktan büyük şeref duyuyorum.

Eserlerinize bakarsak, siz biraz zor nesneler yapmaktan hoşlanıyorsunuz galiba...
Aslında zordan ziyade farklı nesneler yapmayı seviyorum. İlk olan şeyler üretmeye çalışıyorum. Bunlar benim yeni arayışlarımın bir parçası.

Çininin sırlarını herkese açacağım

Balık formundaki eseriniz yüksek fiyatından ötürü çok konuşulmuştu. Geleneksel sanatları çok mu ucuz buluyoruz?
Günümüz sanatında her şeyin âdeta fabrikasyon gibi benzerleri imal edilmekte. Baskı ve kopya şeklinde üretilen çiniler de raflarda daha ucuz yer buluyor. İnsanlar da ‘Kandırılıyorum’ düşüncesiyle geleneksel sanatlarla aralarına mesafe koyuyorlar.

Çininin sırlarını herkese açacağım

SIRRIN SIRRI...
Peki bu gelenek kimlerle devam edecek?
Bizim sanata “sırrın sırrı” derler. Ustalar sanatlarında biraz kıskanç. Tarihteki mercan kırmızısı da bu yüzden kayboldu. Mesleklerini öz oğullarına bile öğretmek istemeyen ustalar var. Mesela babamın baş ustası otuz yıl boyunca, yanında çalışan oğluna sanatını göstermemişti. Ancak mesleğin sırlarının bulunduğu 40’a yakın reçete babamdan bana ulaştı. Ben kıskançlık değilim. Bu yüzden mesleğin bütün sırlarını oğluma devredeceğim. Resmî vasiyetim var; eğer oğlum çini sanatına devam etmezse reçetedeki sırlar, bütün güzel sanatlar fakültelerine dağıtılacak.

Ne var o reçetede?
Bütün boya tertipleri, sır ve uygulama sırları, Kütahya çamuru yapımı gibi kimsenin bilmediği bilgiler yer alıyor.

Çininin sırlarını herkese açacağım

Hacı teyze hastamız var!

Yeni serginize gelirsek; neden şifa taslarını işlemek istediniz?
Rahmetli babaannemin bir şifa kabı vardı. Çocukken komşular “Hacı teyze, hastamız var” diyerek bu tası almaya gelirlerdi. Eskiden hastalara ve ölüm döşeğinde olanlara aynı taslardan su içirilerek, şifa bulmaları veya rahat vefat etmeleri niyaz edilirdi. Yine doğum yapacak kadınlara da bu kaplardan su içilirdi. O tası  yıllar sonra buldum, bu mevzu daha evvel pek ele alınmadığı için işlemek istedim. Altı ay araştırma yapıp 6 ayda ekibimle birlikte imalat yaptık. 109 eserden meydana gelen bir sergi ortaya çıktı ve büyük rağbet görüyor eserlerimiz.

Neler işlediniz şifa kaplarına?
Bu kaplara Kur’ân-ı kerimde şifa ayetleri olarak geçen ayetlerin yanı sıra “Ya Şafi”  ifadeleri, kelime-i tevhidler ve diğer dinî ibareler yazdık. Bu gelenek cemiyetimizdeki çok güçlü bir inançtan geliyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...