Soygun değil kadınlar matinesi!

Soygun değil kadınlar matinesi!

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Efsane soygun filmi Ocean’s, 11 yıl sonra kadınlardan meydana gelen bir kadroyla seyirci karşısında. Eğlence düzeyi yüksek filmde beklentilerin altında kalan karmaşık ve sıradan bir hikâye var.

2000’li yıllara damgasını vuran hızlı soygun filmi serisi Ocean’s, bu defa kadın kadroyla geliyor...  1960’larda sinema seyircisiyle buluşan film, yönetmen Steven Sodebergh tarafından yıldız oyuncularla dolu efsane bir üçlemeye dönüşmüştü. Bu seri, gerek hikâyesi gerekse sinema tekniğiyle nostaljik soygun filmlerini milenyuma taşımıştı.
11 sene sonra Ocen’s’a müstakil bir hikâye ilave ediliyor. Yönetmen koltuğunda Gary Ross’un oturduğu “Ocean’s 8” tam bir kadınlar matinesi havasında! Neredeyse oyuncularının tamamı kadın yıldız isimlerden müteşekkil olan filmde; Sandra Bullock, Cate Blanchett, Anne Hathaway, Mindy Kaling, Sarah Paulson, Awkwafina, Rihanna ve Helena Bonham Carter bir araya geliyor.

BEŞ YIL SOYGUNU DÜŞÜNDÜ
Filmin hikâyesine temas edecek olursak: Öldüğü düşünülen Danny bu defa sahneyi kız kardeşi Debbie’ye devrediyor. O da en az ağabeyi kadar usta bir soyguncu. Ancak olmadık bir oyuna gelip hapse düşmüş. Hapiste tam 5 yıl, 8 ay, 12 gün kaldıktan sonra “Artık sade bir hayat yaşamak istiyorum” deyip şartlı tahliye olmayı başarıyor. Ama onun “sade hayatı” zaten suçla iç içe...

KARMAŞIK PLAN…
Genç kadın hapisten çıktıktan sonra uzun müddet üzerinde düşünme şansı yakaladığı soygun planını devreye sokuyor. Hedefinde ise 150 milyon dolarlık elmas bir kolye var. Soygun planı ise oldukça karmaşık. Bunun için eski arkadaşlarını bir araya getirerek tamamı kadınlardan meydana gelen bir ekip kurmaya başlıyor. Aralarında anne de var, kalpazan da var, hacker da... Önce gözden düşmüş modacı olan Ross Weil’in bağlantılarını kullanıyorlar. Maksatları meşhur bir mücevher firmasına ait olan elmas kolyeyi Met Gala’da aktris Kluger’in üzerinde taşımasını sağlamak. Sonrasında da “kadın işi” ince bir planla kolyeyi ele geçirmek… Süratli filmde, dikkatle seyredilmesi gereken bir macera ortaya çıkıyor. İşin içerisine bir de kadınsı intikam ilave ediliyor.

SIRADANLIĞIN EĞLENCESİ
Ocean’s 8’, George Clooney, Matt Damon ve Brad Pitt gibi yıldızlarla hatırlanan seriye kadınsı hava katma çabası. Bence gereksiz bir ilave. Filmde asla inandırıcı olmayan, belki de bu inandırıcılığı kaybetmek için kompleks bir şekilde kurgulamış suç hikâyesi var. Oradan oraya uzanan macerada tempo düşmüyor belki ama takip sizi de yoruyor. Malumunuz 11 Eylül’ün politik havasından çıkan Hollywood, son yıllarda da cinsiyet üzerinden, giderek yükselen bir tonda mesajlar veriyor. “Ocean’s 8”e de bu noktadan bakmak lazım.
Oyunculuklara gelirsek: filmde, hacker rolüyle karşımıza çıkan şarkıcı Rihanna, sırıtmayacak bir performans sergiliyor. Ama kadın oyuncuların birlikte meydana getirdiği kimya zayıf. “Peki, eğlenceli değil mi?” diye sorulacak olursa; evet film nispeten eğlenceli ama bu zekâ mahsulü esprilerle değil klişe argümanlarla sağlanıyor. Yönetmen Gary Ross, renkli bir atmosfer meydana getirmeyi başarıyor ama bunda çığır açıcı bir şey yok.

YA BEYİNLERDE HACK'LENİRSE...
Öğrenmeyi kolaylaştıracağı gerekçesiyle bilim çevrelerinde konuşulan insan beynini hack’leme teknolojisi, bir bilim kurgu filmine ilham kaynağı oldu. Yönetmenliğini Andrew Goth’un üstlendiği “Aklın Gözü”, gerilimli bir hikâyeye odaklanıyor. Filmin oyuncu kadrosunda ise Tom Payne, Sam Neill, Melia Kreiling ve Dominique Tipper gibi isimler yer alıyor. Filmin hikâyesi ise şöyle: Genç bir bilim adamı ekibi, dünyadaki her insanın zihnini birbirine bağlayabilecek görünmez bir ağ kurarlar. Bilim insanları, bir müddet sonra bağlandıkları beyinleri kontrol edebildiklerini fark ederler. Gençler bu teknolojinin insanları özgürlüğe kavuşturacağını düşünerek ücretsiz dağıtırlar. Ancak bu keşif, insanların toplu olarak kontrol edildiği şeytani bir projenin parçası olur. Oldukça çarpıcı bir mevzu üzerinden ilerleyen “Aklın Gözü”, gerek senaryosu gerekse oyunculuklarıyla beklentilerin altında kalıyor.

KAZA YAPINCA KARIŞTI İŞLER
Sinemada son aylarda trend olan yerli komedi fırtınası fasılasız devam ediyor. Bugün gösterime giren ‘Dümdüzz Adam’ da taksi şoförü Ferdi’nin yaşadığı maceralara odaklanıyor.  Murat Toktamışoğlu’nun yönetmen koltuğunda oturduğu filmde, Ferdi Sancar, Cezmi Baskın, Ersin Korkut ve İlyas Yalçıntaş gibi isimler rol alıyor. Ferdi’nin dedesi Cemşit, telefonla tanıştığı Bulgaristanlı kadın tarafından dolandırılmak üzeredir. Taksici Ferdi, tarlalarını satıp parasını Bulgaristan’a göndermeye çalışan yaşlı adama mani olmaya çalışır. Ancak arabasıyla Kader isimli bir kadına çarpar ve işler büsbütün karışır. Ferdi hem hafızasını kaybeden Kaderle hem de mafya elemanları ile mücadele etmek zorunda kalır. ‘Dümdüzz Adam’ eğlenceli bir film ama  seyirciye bel altı mizah dolu sıradan bir Türk komedisi sunuyor.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...