Kurtuluş Savaşı’nda genç bir sanatçı

Kurtuluş Savaşı’nda genç bir sanatçı

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Ressam namzediyken Ankara Hareketi’ne katılan Cemal Tollu’nun hatıraları, metinlerle yapılmış bir savaş tablosu gibi. Tollu, anlattıklarıyla, Millî Mücadele’ye farklı açılardan bakmayı sağlıyor.

MURAT ÖZTEKİN

Cemal Tollu, Türk resim sanatının tanınmış isimlerinden biri... Cumhuriyet devrinde yıldızı parlayan Tollu’nun, aynı zamanda enteresan bir hayat hikâyesi var. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Sanayi-i Nefise Mektebinde (Güzel Sanatlar Akademisi) talebe olan Tollu, Ankara Hareketi’ne katılarak yedek subay olmuş. Genç bir sanatçı namzetti iken Yunanlılara karşı yapılan harplerde yer almış. İşte Cemal Tollu’nun o yıllarda kaleme aldığı hatıratı günümüze taşındı. “Talimgâh’tan Güzel Sanatlar’a” adıyla İş Bankası Yayınları’ndan neşredilen eser, bir gencin yaşadıklarından çok daha fazlasını okuyucuya aktarıyor. Dr. Servet Avşar tarafından hazırlanan eserin kelimeleri büyük ölçüde orijinalliğini koruyor.
Türk resmindeki D Grubu’nun kurucularından olan Cemal Tollu, İngilizler İstanbul’u işgal ettiğinde henüz 21 yaşında bir akademi talebesidir. İşgal esnasında eğitim faaliyetlerine ara verilince, Anadolu Hareketi’ne katılmayı kafasına koyar. Dede yadigârı saatini satıp babasından habersizce yola çıkan Tollu, Ankara’ya ulaşarak Zabit Namzetleri Talimgâhı’na katılır. 1921-1923 yılları arasında, İstiklal Harbi’nin sonuna kadar Ankara Hareketi’nin “Dragon Alayı” diye bilinen 20. Süvari Alayı’nda vazife yapar. Konya’dan başlayıp İzmir’de son bulan bu zorlu iki yıl içerisinde devamlı notlar tutar; yaşadığı enteresan şeyleri, gördüklerini ve savaşın garip hâllerini kayda geçirir. Köyleri, savaşın ortasında kalmış zavallı insanları ve muharebeleri fırçayla değil yazılarıyla resmeder.

HARBİN ATMOSFERİNİ YANSITTI
Her hatırat yazarı gibi yaşadıklarını sübjektif bir şekilde ifadelere döken ve Ankara Hareketi’nin ideolojik tezlerine uygun olarak anlatan Tollu, satır aralarında o zamanki politik hesapların mahiyetine dair ipuçları veriyor. Fransızlarla olan kısa yakınlık, Yunan muharebelerinin şiddet seviyesi ve Anadolu Hareketi’ndekilerin fikrî yapıları gibi şeyler esere yansıyor. Tollu’nun dikkat çektiği üzere “ne bir roman ne de edebî bir eser” olan “Talimgâh’tan Güzel Sanatlara” kitabında, perişan hâldeki Anadolu insanın Ankara Hareketi kadrolarına nasıl fedakârca kucak açtığı da hatırlar eşliğinde yer alıyor.

Savaşta hayatı değişmiş
Millî Mücadele yıllarında ressam adayı olan Tollu, hayatında yaşadığı değişimlere de eserinde yer veriyor.  Onların en çok dikkat çekenlerinden biri ekserisi İttihatçı kadrolardan oluşan Ankara Hareketi’nde nasıl içki kullanmaya başladığı. Yüzbaşı İhsan’ın (Önakın) teşvikiyle ilk defa içtiği rakıyı “Gireceğim yeni hayatın eşiğinde zamana ve çevreme uymanın daha doğru olacağına fazla düşünmeden karar vererek, sunulan rakı bardağını aldım” sözleriyle anlatıyor. Tollu, o yıllarda alkollü içkileri yasaklayan “Men-i Müskirat Kanunu” olmasına rağmen “başkumandanından emir erlerine” içki içenlerin çok fazla olduğunu aktarıyor. Yazar, Millî Mücadele yıllarının bu atmosferini yansıtırken, bir yandan da resim sanatının hayatının merkezine geçişinin izlerini okuyucuya sunuyor. Teknik bilgilerin ağırlıkta olduğu “Talimgâh’tan Güzel Sanatlara”, dikkatli bir okumayla yakın tarihe dair farklı bakış açıları edinmeye yardımcı olacak bir eser.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...