Zindan iki hece Mehmed’im lafta...

Zindan iki hece Mehmed’im lafta...

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Hapishane fotoğrafları, zindanda kullandığı çorapları, gözyaşlarıyla ıslanmış mendili ve niceleri… Necip Fazıl Kısakürek’in hapishanelerde geçen acılı günleri AKM’de açılan sergide canlandı. Biz de sergiyi şairin torunu Şeyma Kısakürek’le gezdik…

MURAT ÖZTEKİN

Yazdığı eserler ve yaptığı konuşmalarla bedeller ödeyip zindanlara kondu, eserlerinin birçoğunu demir parmaklıklar ardında kaleme aldı, 25 Mayıs 1983’te vefat etmeseydi askeri idare tarafından 80 yaşında hapse konacaktı... Evet, Türk edebiyatının usta kalemi Necip Fazıl Kısakürek, hayatı boyunca böyle “mükâfatlandırıldı”!

Zindan iki hece Mehmed’im lafta...

Toptaşı Cezaevinde meşhur “Zindan, iki hece Mehmed’im lafta!/ Baba katiliyle baban bir safta...” mısralarını kaleme alan Kısakürek’in hapishane hayatı ise 39. vefat yıl dönümü çerçevesinde Atatürk Kültür Merkezinde (AKM) açılan sergiyle canlanıyor. Biz de Necip Fazıl’ın torunu ve küratör Şeyma Kısakürek Sönmezocak’la birlikte “Bir Şiir, Bir Hayat: Zindandan Mehmed’e Mektup” adlı sergiyi dolaşıyoruz... Kendisine Necip Fazıl’ın nihayet büyük faaliyetlerle yâd edildiğini hatırlatıp neler hissettiklerini sorduğumda, “çok şükür” diyerek memnuniyetini ifade edip “Kültür ve Turizm Bakanlığı Necip Fazıl Haftası ilan etti. AKM’de peş peşe ‘Reis Bey’ ve ‘Bir Adam Yaratmak’ oyunları sahneleniyor. İnşallah seyredenlerin hoşuna gider. 26 Mayıs’ta da ikindi namazını müteakip Ayasofya’da hatim duası yapılacak” diye konuşuyor.

Zindan iki hece Mehmed’im lafta...

HAPİS HAYATI, TAHSİL HAYATINDAN UZUN

Sözü ilhamını “Zindandan Mehmed’e Mektup” şiirinden alan sergiye getiren Şeyma Kısakürek “Necip Fazıl’ın hapis hayatı, öğrenim hayatından bile uzundur. O, çocuklarının büyümesini, eşi Neslihan Hanım’ı hep demir parmaklıklar ardından izliyor. Aslında boynunda yağlı bir urganla yazıyor. Fikir dediğimiz şey zaten böyle ortamlarda doğuyor. Biz de sergide interaktif uygulamalar ve nesnelerle onun hislerini aktarmaya çalıştık” diye konuşuyor.

Zindan iki hece Mehmed’im lafta...

İLK DEFA GÖRÜLECEK VİDEOLARI

Sergide Necip Fazıl’ın az bilinen ve bazıları ilk defa görülecek fotoğraf karelerinin interaktif ortamdaki hâlleri, yazarın hapishanede ve günlük hayatta kullandığı eşyaları görülebiliyor. En çok dikkat çeken şeyler ise daha evvel hiçbir yerde yayınlanmayan videoları. Bu videolardan biri, bizzat Necip Fazıl kamerasıyla ailesini çekmiş. Diğerlerinde ise kendisi görülüyor. Ata binme görüntüleri de ilk defa teşhir ediliyor. Bir yerde ise Necip Fazıl’ın hapishanede kullandığı çorapları ve yine hapishanede kitabını yazarken gözyaşıyla ıslanan mendili yer alıyor. Kısakürek’in son fotoğrafı ise şahsi eşyalarıyla canlandırılıyor. Koltuğu, bastonu ve robdöşambrı var; yalnız kendisi eksik… Hapishanedeyken kendisine yazılar mektuplar da interaktif olarak görülebiliyor. Bütün bunlar yazarın, yaşadığı çileyi daha iyi hissetmenizi sağlıyor.

Zindan iki hece Mehmed’im lafta...

ANLAŞILMADAN BENİMSENDİ

Şeyma Kıskürek “Necip Fazıl, fikirleri için yargılandı, o fikirler idam edilmeye çalışıldı” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:  Necip Fazıl muhaliftir. Bu sebeple her zaman negatif ayrımcılığa maruz kalmıştır. Bu bağlamda kendi ifadeleriyle “anlaşılmadan benimsenmek, tanınmadan dışlanmak” durumunu yaşıyor. Bu mücadelenin bir de ailevi boyutu var. Mesela “Zindandan Mehmed’e Mektup”ta, onsuz hayat yaşamaya mecbur edilen bir oğul görürüz. Dolayısıyla bir de bunlara bakmak lazım. Mehmed Amca’m hep “Babam yokken inanılmaz bir sessizlik olur, anneme belli etmeden gizli gizli ağlardım” der.

ESERLERİ FİKİRLE ÇAĞLADI

Kendisi de yazar olan Şeyma Kısakürek, dedesi Necip Fazıl’ın edebiyat için önemini şu sözlerle anlatıyor: Üstad, edebiyatta da çığır açan bir yazar. Kendisi “Abdülhakim Efendi hazretleriyle tanıştıktan sonra benim eserlerim çağlamaya başladı” diyor. Mesela “Aynadaki Yalan”a baktığınız zaman, aslında “Çile”den çok farklı olmadığını görüyorsunuz. Hikâyelerinde keza aynı şeyler… Fikri, edebiyatın ve sanatın altına koyduğunda çok daha farklı eserler ortaya çıkıyor. Bana sorarsanız Necip Fazıl, edebi açıdan da tartışılmazdır. Maalesef sağ sol gibi bir ayrımımız var ama sol cenahta da bunu takdir eden mevcuttur. Mesela Can Yücel “Solda adamı mı var, Necip Fazıl’ı anlayacak?!” der. Edebiyat noktasında Necip Fazıl böyle bir yazardır. Türkiye’deki ilk postmodern yazardır. Mesela daha 1937’de yazılmış “Bir Adam Yaratmak”, ilk postmodern eserimizdir.


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...