Şâfiî mezhebine uyuluyor iddiası

A -
A +
Sual: Bir hoca, (Tam ilmihal kitabının yazarının hocası olan Seyyid Abdülhakîm Arvâsî, Şâfiî olduğu için, bu kitap Şâfiî'nin hükümleri esas alınarak hazırlanmıştır) diyor. Her konuda mı, yoksa bazı konularda mı Şâfiî esas alınıyor?
CEVAP: Hiçbir konuda Şâfiî esas alınmıyor. Sadece ihtiyaç hâlinde, diğer üç hak mezhepten de örnekler verilmiştir. Bu kitap, Hanefî'ye göre yazılmıştır. Bu söylenti tamamen yanlıştır. O hocaya yanlış bilgi verildiği için öyle söylüyor. Eğer bizzat kendi inceleseydi, bu kadar yanlış şey söyleyemezdi. Birkaç örnek verelim:
1- Şâfiî'de teşehhütte şehadet parmağını kaldırmak sünnet iken, Tam İlmihâl'de, Hanefî'de parmak kaldırılmaması gerektiğine dair, birçok delil bildirilmiştir. Şâfiî'ye uygun yazılsaydı, (Teşehhütte parmak kaldırmak sünnettir) denirdi. Denmediğine göre, hoca iftira ediyor. 2- Şâfiî'de çıplak ayakla namaz kılmak sünnettir. Tam İlmihâl'de çıplak ayakla kılınmaması gerektiğini bildiren birçok delil vardır. Şâfiî'ye uygun yazılsaydı, (Çıplak ayakla namaz kılmak sünnettir) denirdi. 3- Şâfiî'de, sünnetle farz arasında bazı duaları okumak sünnettir. Tam İlmihâl'de, (Hanefî'de farzla sünnet arasında konuşmak ve dua okumak sünnete zarar verir) deniyor. Şâfiî esas alınsaydı, dua okununca, (Sünneti iade gerekir) denmezdi. 4- Şâfiî'de, namaz içindeki tekbirlerde elleri kulaklara kaldırmak sünnet, Hanefî'de ise mekruhtur. Şâfiî'ye göre yazılsaydı, (Elleri kulaklara kaldırmak mekruhtur) denmezdi. 5- İmamın arkasında Fâtiha okumak, Şâfiî'de farzdır. Şâfiî esas alınsaydı (İmam arkasında Fâtiha okumak tahrimen mekruh) denmezdi. 6- Gusülde ağzı yıkamak, Hanefî'de farz, Şâfiî'de farz değildir. Tam İlmihâl'de, (Gusülde ağız yıkanmazsa, gusül sahih olmaz) deniyor. Şâfiî esas alınsaydı, (Diş dolgusu gusle mânidir) denmezdi. 7- Kaza namazı borcu olanın sünnetleri kılması 4 mezhepte de caiz değildir. Fevt edilen namaz borcu varken de, sünnet kılması 3 mezhepte caiz değildir, Hanefî'de ise, sünnet kılmanın evla olduğu Tam İlmihâl'de yazılıdır. Şâfiî esas alınsaydı, (Fevt edilen yani bir özürle kazaya kalan namaz borcu varken, sünnetleri kılmayın) denirdi. Hâlbuki (Fevt edilen birkaç vakit kaza namazı varken, sünnet kılmak evladır) deniyor. Hanefî'de (Fevt edilen, yani bir mazeretle kaçırılan kaza namazı varken, sünnetleri kılmak evladır) denirken, art niyetliler, evla kelimesini lazım diye değiştirip (Senelerce kaza borcu olsa da, sünnet kılmak lazımdır) diyorlar. Muteber eserleri esas almayanlara itibar edilmemeli.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.