İslam Dünyasında gelişmeler

A -
A +

İslam Dünyasında yaşanan bazı menfi gelişmeler asla Müslümanları umutsuzluğa sevk etmesin. "Gecenin en karanlık noktası aydınlığa en yakın olanıdır." İslam Dünyasında Hilafet (40 yıl) ve Hanedan devri asırlarından sonra şu anda zalimler devrinin son demleri yaşanmaktadır. Asırlarca yalnız İslam ülkelerini ve öteki saydığı dünyayı sömürmekle kalmayıp zulm eden, halkların dinini, dilini, örf ve adetlerini, bütün kültürünü Hıristiyan Batı potasında medeniyet maskesi ile eriterek yok eden zalim Batı medeniyeti son anlarını yaşamakta olup komada ve hatta bitkisel hayatta olduğu kendi bilim adamlarının müşterek görüşüdür.Batı medeniyeti asırlardır insanlara ancak gözyaşı, kan ve zulüm vermiştir. Bu medeniyetin insanlığa vereceği hiçbir müsbet ve hayırlı bir şey yoktur. Batı medeniyetinden iyi, güzel ve faydalı bir şey beklemek akrepten bal yapmasını beklemek gibi abestir. İslam Dünyasının ve hatta ve onun hizmetleri  ve adaletine bakıldığında dünyanın tek bir kurtuluş reçetesi vardır: Alemlere rahmet olarak gönderilen ve yaratılanların en güzeli en şereflisi ve Allahü teala'nın kulu, elçisi ve son Peygamberi Sevgili ve Şerefli Peygamberimiz Hazreti Muhammed (Sallallahü aleyhi ve sellem)in güzeller güzeli ahlakı ile şereflenmek ve tebliğ ettiği Allahü teala'nın emir ve yasaklarına uymakla mümkündür. Aksi taktirde Hıristiyan Batı'nın ve onun uşakları olan dikta rejimlerin postalları altında ezilmeye mahkumuz. Ne kadar şükretsek azdır. Müslümanlar uyanmıştır. Batı afyonu ile uyutulan kitleler ölümü göze alarak Hıristiyan Batı'nın uşağı, taşeronu olan diktatörlere baş kaldırmıştır. Hıristiyan Batı (ABD, AB, Rusya), putperestler önlenemeyen kendi çöküşlerini, Müslümanların uyanışını görerek İslamiyete ve Müslümanlara post- modern bir savaş açmıştır. Asırlarca devam ettirdikleri sömürge sisteminin yerini küreselleşme ile icra etmektedirler. Sömürge devrinde sömürdükleri ülkede sömürge askeri bulunurdu. Şu anki küresel sistemde bu askerlerin yerini çoğunluğu üniversite öğrencisi olan o ülkenin bazı gençlerine yaptırmaktadırlar. Taksim Gezi Parkı gibi bahanelerle gençleri sömürge askeri gibi kullanıyorlar. Oysa ülkemizde çok büyük atılımlar olmaktadır: İstanbul'da yıllık 100 milyon yolcu kapasiteli üçüncü havaalanı ile İstanbul havayollarında kavşak noktası olacak. Başta Frankfurt olmak üzere Paris ve Londra havaalanları bugünkü önemini kaybedecek. Gençleri ormanlar yok olacak, ağaçlar kesilecek diyerek çevrenin korunmasını bahane ederek birazda dolar ve Euro akıtarak sokağa döküyorlar. İnsanların ve devletin malları tahrip ediliyor ve bu arada yasadışı örgütlerde zehirlerini döküyorlar. İstanbul kanalı açılırsa maliyeti 10 yılda ödenir. Ayrıca Türkiye'nin zayıf anında 1936 yılında yapılan Montro Anlaşması ile ülkemiz boğazlarına hakim değiliz. İstanbul kanalı ile bu anlaşma sadece kağıt üzerinde kalır ve hatta devre dışı olur. Ancak bu Batı'nın işine gelmez. Bu gibi sebeplerden dolayı her birine 200 Tl vererek gençleri sokağa döktüler. Ama emellerine ulaşamadılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.