Milli İradenin zaferi

10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi aslında milli irade ile vesayet rejimi arasında yapıldı. Nasıl ki, 30 Mart 2014 seçimleri mahalli seçim gibi görükse de aslında bir nevi genel seçim gibiydi.  Recep Tayyip Erdoğan'ın halk ile bütünleşmesi , 25'i büyükşehir olmak üzere 40 ilde son derece kalabalık topluluğa seçim çalışmalarını doğru ifade etmesi 10 Ağustos'ta kendisine zafer olarak döndü. Erdoğan'ın karşısında yalnız CHP ve MHP değil 14 parti vardı. Bu ise Ak Partinin aleyhine diğerlerinin lehine idi.

Denge çatı adayının lehinde idi. Yalnız 14 parti değildi. Paralel yapı, İsrail, ABD, Almanya başta olmak üzere emperyalist ve küresel güçler Erdoğan'ın karşısında idi. 14 parti ve onları destekleyenler vesayet rejimi ve eski Türkiye taraftarı, hepsi yeni Türkiye'ye karşı idiler. Abdullah Gül hariç bütün cumhurbaşkanları vesayet rejimi mensubu idi. 14 parti Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasını önlemeye entegre edilmiş idi. 

Bunların TBMM tarafından seçilmesi sadece formalite idi. Cumhurbaşkanını derin devlet tespit ediyordu. Seçilen bu kişiler bir nevi noter vazifesi görüyordu. Yalnız cumhurbaşkanı değil iktidar (hükümetler) de 'kırmızı kitab'ın dışına çıkamıyordu. Anayasa Mahkemesi dahil anayasal kuruluşların asli görevi vesayet rejiminin devamını temin idi. 

Ak Parti iktidarına kadar Türkiye'nin siyasi, ekonomik, enerji, tarım, sanayi, eğitim ve bütün ana konuları ABD, AB ve İsrail'e entegre edilmiş idi. Stratejik uzmanlara göreTürkiye, 1699 Karlofça Antlaşmasından Ak Parti iktidarına kadar bağımsız değildi. 

Vesayet rejimi, faiz lobisi ve küresel güçler CHP ve MHP liderlerine uzattıkları zarfa kadar adaylarını bilmedikleri gibi İhsanoğlu da adaylığını bilmiyordu Bu 2 lider ve diğerleri Erdoğan'a iftira ve tenkitten başka ülke menfaatine faydalı hiçbir proje sunmadılar. Bu liderler durumlarını düzeltmez ise 2015 genel seçimlerinde kaybetmeleri kesindir. İnkarı mümkün olmayan bir gerçek: CHP ve MHP'yi paralel yapı esir almıştır.

Erdoğan ve Ak Parti başarılıdır. Ama çok sayıda Ak Partili 10 Ağustos seçimlerine katılmamıştır. 

CHP ve MHP son 12 yılda devamlı kaybetti. İki parti de eski düzendedir. Ve Türkiye'yi de eski düzen de zannetmektedirler. Oysa 2002'ye nazaran milli gelir 7 misli artmıştır. Sadece son 1 yıl içinde 1 milyon 400 bin kişi iş sahibi olmuştur. Ekonomik gelişmeler ciltlere sığmayacak kadar çoktur. 

Ben şahsen yüzde 58- 60 bekliyordum. Paralel yapının iftirası ve ihanetine karşı seçim dürüst ve sakin geçmiştir. Paralel yapı, İsrail, ABD, AB, Almanya vesayet rejimi taraftarları seçime gölge düşürmek isteyecektir. 

Erdoğan'ın kazanması sadece Türkiye'de değil, başta; Gazze, Bakü, Bosna, Cezayir ve daha pek çok  yerde bayram tadında kutlanmıştır. Taksim Gezi olayları ve 17- 25 Aralık darbeleri Erdoğan'ın seçilmesini önlemeye matuftur.

Çatı adayı aslında faiz lobisinin, küresel güçlerin ve eski Türkiye'nin adayı idi. Milli iradenin yani halkın doğrudan seçtiği Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlıkta olduğu gibi, ülkeye hizmet edeceğine inanıyorum. Allahü teala'nın yardımı üzerine olsun. Erdoğan'ın başarı ve zaferinin gerçek temeli duadır.