Milli iradeye hakaret

A -
A +
Esasen CHP kuruluşundan bu yana hiçbir zaman "Milli irade"ye saygılı olmamıştır. 28 Ağustos 2014 günü TBMM'de olağanüstü toplantıda CHP'nin meclisi terki tek kelime ile milli iradeye saygısızlıktır. CHP meclise katılmayacaktı. Kamuoyunda ve bazı sağduyulu CHP'lilerin tepkisinden korktu. Komplo hazırlandı. Oysa bu toplantı sadece 12. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yemini ile ilgili idi. Gündem sadece bu idi. CHP'li milletvekili usul hakkında söz istedi. Bu istek yersiz, zamansız ve gündeme aykırı idi. Anayasa ve TBMM ilgili tüzüğü, Meclis Başkanına fırlatarak milli iradeye ve onu temsil eden TBMM'ye hakaret etti. CHP'den zaten başka bir şey beklenemez. Akrepten bal yapmasını beklemek gibi... Kaybeden CHP oldu...
CHP kuruluşundan bu yana milli iradenin karşısında olmanın ötesinde düşmanı oldu. "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" sözü sadece slogan olarak kaldı. 23 Nisan 1920 tarihinde dualarla açılan TBMM dünya siyasi tarihinde ender rastlanan demokratik bir meclis idi. Ve Türk milletini temsil ediyordu. 
Lozan Antlaşmasının TBMM'den geçirilmesi ve Lozan'da gizli anlaşma ile İngilizlere söz verilen başta hilafetin kaldırılması olmak üzere, saltanatın kaldırılması, hanedanın sürülmesi, harf ve kıyafet devrimi ve Türk milletini dinden uzaklaştırma gibi devrim maskesi ve aldatmacası ile bunların kabulü ilk kurulan meclisten geçmesi asla mümkün değil idi. Ancak ilk meclis fesh edildi. Çankaya'da hazırlanan listeye göre meclis asla demokratik değildi. Ve milli iradeyi temsil etmiyordu. 
1946 öncesi yapılan seçimlerde seçilecek kişilerin listesi Çankaya'da hazırlanıyordu. Yapılan seçimler dikta rejimler gibi göstermelik idi. Muhalefet partileri yoktu. Bu partilerden bazılarının ömrü 3 aydan fazla olmadı. İsmet İnönü komplolara zemin hazırladı. Seçimler iki dereceli idi. Halk milletvekillerini değil, milletvekillerini seçecek murahhasları seçiyordu. 
1923- 1950 arası tek kelime ile dikta rejim hüküm sürdü. Yalnız milletvekilleri değil, yargı kararları bile Çankaya'da veriliyordu. İskilipli Atıf Hoca için savcı beraat istedi. Çünkü yazdığı kitap şapka kanunundan önce neşredilmişti. Hukuka göre asla ve asla ceza verilemez. Kanunlar geçmişi yargılayamaz. İskilipli Atıf Hoca duruşma öncesi savunma hazırladı. O gece rüyasında Sevgili ve Şerefli yaratılanların en üstünü Peygamber Efendimizi (Sallallahü aleyhi ve sellem) görmekle şereflendi. Güzeller güzeli Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) İskilipli Atıf Hoca'ya "Bize kavuşmak istemiyor musun?" dedi. Uyanınca savunmasını yırttı. İdam sehpasında idam edildikten sonra sabah ezan-ı şerifi nereden geliyorsa o tarafa döndüğünü, oradakiler hayretle seyrettiler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.