Rolümüzü çaldırmamalıyız

A -
A +

Irak Kürtlerinin bir zulme karşı yıllar yılı kendilerini ifade babında attıkları her adım, Ankara'da buğzla karşılanmıştı. Sonunda ne oldu? Bugün Kuzey Irak'ta şeklen muhtar/özerk gerçekte ise sanki yarı bağımsız bir devlet var. Bu 'devlet' Türkiye'nin eyaleti gibi. Ticaret, sanayi, inşaat, büyük ölçüde kültür ve her şey Türkiyeli. Kaç sene önce "Azerbaycan'a hangi özeni gösteriyorsak Kuzey Irak'a da aynı özeni göstermeliyiz" diye yazmıştık. Şimdilerde galiba o noktaya gelmiş bulunuyoruz. Bu aynı zamanda Kürt probleminin hallinde de çok mühim bir adımı teşkil etmekte. Kuzey Suriye'de beklenmedik bir Kürt dalgalanmasının yaşanması, Mesut Barzani'nin Ankara'ya gelmesi, Leyla Zana'nın "Kürt meselesini Tayyip Erdoğan çözebilir" demesi ve bunun ardından Başbakanla görüşmesi ve o görüşmeyi hem Türkiye'de ve hem de Avrupa Parlamentosunda sitayişle dile getirmesine denk gelmesi nasıl bir tesadüftür? Besbelli ki bu bir tesadüf değil, bir taktiktir: PKK ve Baas rejimleri, sosyalizm ve Rus muhabbeti köklerinde buluşmaktalar. Kanlı örgüt, aynı zamanda derin batının bölgemizdeki hançeridir. Batının samimiyetine ihtiyatla güveniriz. Bize gülücükler atarken örgüt üzerinden dolaylı biçimde Esad'la temas halinde. Kuzey Suriye'de özerk Kürt devleti kurma planındalar. Ne var ki bu Kuzey Irak'taki gibi bir Sünni yapılanma değil. Bölgeye dağdan inme bir Marksist kılıf giydirilecek. Bozulması gereken bu oyundur. Mesut Barzani'nin bu mevzuda bölgeye dahli mümkündür ki Kürt halkı içinde bir sapmayı önlemek içindir. Suriyeli Kürtler, Baas zulmünden kurtulurken kanlı bir örgütün eşkıyalığına mazur kalmamalı, yağmurdan kaçarken doluya yakalanmamalı. Kuzey Irak gibi, Kuzey Suriye'deki Kürd'ün meselesi de Anakara'nındır. Özerk bir idare olacaklarsa buna Ankara sahip çıkmalı. Kuzey Irakta muhtar idare kurulmasından korkulmaktaydı. O korkunun yersizliği bugün ortada. Aynı hata tekrarlanmamalı. Kürtler, Türkiye dururken halk ağzıyla demek lazımsa "elin gâvuru"yla dost olmak zorunda kalmamalı. Bir gün herkes, aldıklarını alıp, çaldıklarını çaldıktan sonra gidecek. Ve bizler, bu bölgenin insanları yine baş başa kalacağız. O zaman diğerimizin yüzüne bakabilmeliyiz. Bizler köprüleri atmayız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.