Kardeşlik hukukundan ileri olmak ne demek?

A -
A +

'Kuzey Suriye' diye düveli muazzama rehberliğinde bir başka tehlikeli gailenin üretildiği günlerde bir hadise, Ankara gündeminde âdeta infilak etti. Cumhurbaşkanlığı basın danışmanı Ahmet Sever, verdiği bir mülakatta Abdullah Gül'ün ikinci kere seçilmesinin yolunu kesen hukuki düzenlemeyi yapan AK Partililere kırgın olduğunu söyledi. Mülakatın iki eski meslektaşın sıradan bir sohbeti olduğu söylenemez. Şunu tahmin edebiliriz: Cumhurbaşkanı, arkadaşlarının bu tasarrufuyla bazı demeçlere darılmış, bunu da danışmanıyla paylaşmıştır. Ancak 'hislerimi şu gün kamuoyuna açıkla' dememiştir. Basın danışmanıyla aralarında bir konuşma olmuş fakat mevzubahis mülakatla tasvibi alınmış o konuşma, sır olmaktan çıkmış oldu. Cumhurbaşkanı da insandır. Cumhurbaşkanı da darılır, gücenir kırılır. Ancak, Shakespeare'in 'taç giyen baş rahat uyuyamaz' dediği gibi devlet adamları darıldıkları, kırıldıkları nice olayları ya içlerine gömer, ya hatıra olarak yazar veya tarihe bırakır yahut kendileriyle götürürler. Böyle bir mülakatın yayınlanması ve Köşk'ten de bir açıklama gelmemesi üzerine birçok kimse, birçok yorumlar yaptılar. Halbuki bazı çevreler, artık Abdullah Gül-Tayyip Erdoğan ikilisinden ümitlerini kesmişlerdi. Onların dostlukları o kadar sadakatle kurulmuştu ki bozacaklarını tahmin edemiyorlardı. Hatta eşler üzerinden çıkartılan dedikodular bile Hayrünnisa Gül ve Emine Erdoğan Hanımların samimi görüntüleriyle bitirilmişti. Bu itibarla bazı kimseler, beklenmedik bir zamanda ortaya çıkan haberi havada kaptılar. Üzerine haylice de laflar edildi. Fakat nihayet Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bir cümlelik bir açıklaması son noktayı koydu. Sayın Abdullah Gül, sayın Tayyip Erdoğan için 'bizim ilişkimiz kardeşlik hukukundan ileridir!' dedi. 'İlişkinin kardeşlik hukukundan ileri olması' ne demek? Kardeşten öte ne daha olabilir? Ondan ötesi aşktır... İslami kültüre yabancı olanlar, tabiatiyle bazı şeyleri anlamakta zorlanırlar. Aslında bu memleketin bir kısım aydınlarının kendi dinleriyle biraz hemhal olmaları gerekir. Gerçi şimdi söyleyeceğimiz havas ilmidir ama yaşanan asgariden malumattan mahrumluktur. Tasavvufta bir kaide vardır 'arkadaşında fena bulmayan hocasında fena bulamaz' der. Bu her iki isim de bu iklimden nasiplidir. Abdullah Gül için ikinci kere seçilmemek gibi bir dert düşünülemez. Bu coğrafyanın mâneviyatından nasiplenmiş insanlar, makamı gaye olarak görmezler. Cumhurbaşkanının bu açıklamayı bir gönül sultanının Hacı Bayramı Veli Hazretlerinin huzurunda yaptığına dikkat edildi mi? Geçmiş senelerde TGRT'deki bir programda bir sorumuz üzerine sayın Erdoğan 'Başbakanlık nedir ki?' demişti. Abdullah Gül de farklı düşünceye sahip değildir. Veliahd İbrahim Ethem'in İbrahim Ethem Hazretleri olma menkıbeleriyle büyüyenlerin üslubu ve samimi inancı böyledir. Bizdeki ölçünün şu güzelliğine bakınız. "Makama talip olunmaz, teklif edilince de reddolunmaz". Sahiden öyle, seçimlere daha iki sene var. O gün istişare edilir. O istişarenin nasıl bir sonuç vereceği bugünden tahmin ediliyor. Buna belki "Putin-Medvedev" modeli de denebilir. Biri Çankaya'ya çıkarken, diğeri Çankaya'dan Başbakanlık Konutu'na geçer. Yaşları müsait. İkisi de ustalık dönemindeler. Daha çok hizmet etmeleri gerekir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.