Ruh hastasından sanatçı yontmak

A -
A +

Dünyaca ünlü!!!... Bu "dünyaca ünlü" lafı, mahiyeti gizlenmiş meşhur yalanlardan biridir. Bir sosyete efsanesi. İçerdeki ahbap çavuşları gibi dışarıda da bir kaç ahbap çavuşları vardır. İçeri-dışarı kulisleriyle dışarıda iş alındı mı, orada bir-iki konser verildi mi birden dünyaca ünlü olunmuş olur. Halbuki dünyada en kalabalık meydanlara çıksa kendini kimse tanımayacaktır. O söz, dünyaca ünlü yalanı bir pazarlama, satış unsurudur, bir ego tatminidir. Buna dayanarak ayakta kalır. Bu toplumun en köksüzlerinden biri, ruhunu kaybetmiş sanatçı tipidir. Bu doğu-batı arası şaşkınlar, bazen ressamdır, bazen müzisyen, bazen tiyatrocu, bazen yazar. Karakteristik özellikleri yerli olmamalarıdır. Yerli, milli, tarihi ve dini her şeyden nefret ederler. Diğer taraftan batı değerlerini batıya satmak gibi bir sefilliğe düştüklerini idrak edemezler. Batıyı batıya tabii ki pazarlamaları mümkün değildir. Ancak batıyı içerdeki bir avuç kendini batılı sanan fakat batının ancak mübtezel taraflarıyla hemhal olmuş dar çevrelerine biteviye satıp dururlar. Bu hasta tipler, nihayetinde haddini bilmezliğin son noktasına varırlar. Her şey ve herkes hiçtir. Her şey ve herkes, onlara hayran olmak, onlara mecbur kalmak borcundadır. Her şeye ve herkese tepeden bakarlar. Kendilerini kuldan öte görürler ve herkesin de böyle görmesini beklerler. Diktatör, sadece devlet idaresinde yoktur. Faşist sadece politikada olmaz. Bu sözde sanatçılar ceberrudun, diktatör özentisinin, faşist taklitçisinin tâ kendisidir. Bunlar bencildir. Tanrı tanımazlar. Çünkü sahneye çıktıklarında veya piyanonun başına oturduklarında yahut kadehler dolduğunda, sigaralar sarıldığında artık kendilerini tanrı sayarlar. Yeni zamanlar firavunlarıdır. Bazen tesettüre saldırırlar, bazen de doğrudan doğruya İslamiyete. Allah, kimseyi böylesine kibir illetine tutulmuş şöhret delisi, batının ayakçısı madrabaz sanatçılardan etmesin. Bohem hayatı, inkâr ve serserilik, bir kısım aşağılık batılı sanatçılarda vardır. Bizdeki bu zekâ özürlüler de sahneleriyle, piyanolarıyla, tualleriyle, kalemleriyle onlara özenirler. Bunlar, bu ülkenin her mukaddesine düşman bir zavallı azınlıktır. Bu piyanistler, bu oyuncular, Haluk'un amentüsünün neslidir. Tükenişlerini görmenin azgınlığındalar. Bu kötü bahtlılar, kendilerini sanatçı saymakta mazur görülebilir. Garip olanıysa bazılarının ruh hastasından sanatçı yontma abesliğine düşmeleridir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.