Vandalizm

Kanuni Sultan Süleyman, 46 yıl devlete, millete ve bu milletin ulvi değerlerine hizmet etmiş bir Padişahtır. Sadece padişah değil, aynı zamanda Halife. Halefleri ve selefleri gibi birçok seçkin unvanlara sahip. Sultan'ül berreyn/karaların sultanı ve Hakan'ül bahreyn/denizlerin Hakanı ve Halife-i ruyi zemin/yeryüzünün Halifesi ve Zıl'lullahi fi'l ard/Allah'ın iradesinin arz küredeki gölgesi. Ayrıca "muhteşem" diye bir unvana muhtaçlığı yok. Bu unvanı, O'na teb'a/halk değil Avrupa vermiştir. Bir kimse hakkıyla adam olunca düşman da hayranlığını dile getirir. Şu var ki bu unvanın verilmesi Sultana fazladan bir kıymet katmamıştır. Verilmeseydi de bir eksiklik olmazdı... Nitekim, Sultan II. Abdülhamid Han'a Kont Albert Vandal adında bir Fransız tarihçi, "kızıl sultan" diye iftira atmış, bu iftira, Ermenilerle Jön Türkler tarafından derhal havada yakalanmış ve daha sonra ittihatçılar sonra da laikçilerce çeyrek asır öncesine kadar kullanılmıştır. O iftiralar, Ulu Hakan'ı harcayamadı, küçültemedi, bitiremedi. Aksine şimdilerde nesiller bu padişah üzerine dikkat kesilmekteler. Görülüyor ki bugün var olan her sosyal ve siyasi hadise, neredeyse O'nun zamanında da vardır, bunlara dair aldığı tedbirlerle devlet devam etmiştir. Sultan Abdülhamid'e "kızıl sultan" diyen vandal zihniyet, şimdilerde bu defa seyircideki merak ve nefsani iştahayı tahrik ederek Kanuni Sultan Süleyman'a zulmetmektedir. Asırlardır medarı iftiharımız olan ve kıyamete kadar da medarı iftiharımız olarak kalacak bir padişah, bir halife, bir büyük tarihî şahsiyetimiz, pespaye bir roman malzemesi gibi senaryo yalanlarına alet edilerek bir saray zamparası şeklinde gösterilmekte.. Ne Kanuni bu zulme revadır. Ne tarihimiz revadır. Ne Türkiye revadır. "Seyirci izlemesin", demek hoyrat bir mes'uliyetsizliktir. Ekranına ne çıkarsa onu izler. Onun hassasiyet diye bir derdi yoktur, seyirci izlemesin lafı boştur. "Dizi tarih değildir" gibi savunmalar da gerçeğin kötüye kullanılmasıdır. Tarihi dizi, tarih belgeseli olmasa da avam onu tarihin tâ kendisi olarak almakta. Reklam geliri uğruna tarih ve zihinler çarpıtılıyor. Para için tarihe ve tarih yapmış büyük hatıralara kıyan bu ve benzer diziler, bir sosyal faciadır ve endişe ederiz ki sinsi bir planın mahsulüdür. Millete üç çeyrek asırdır verilen emekler neticesi aslına, özüne, tarihine, dinine, Peygamberine, Allahına dönüş var. O yol tahrip edilmek istenmekte. Bunu yaparken dünkü gibi cepheden saldırı düzenlenmiyor. İçerden yıkıma gidilmekte. Malum dizilerin cemiyette yaptığı tahribat, işgal günlerinde bile yaşanmadı. Hayreti mucip olansa RTÜK'tür. RTÜK bu dizileri, hukuk önünde dize getiremeyecekse vicdanlarda kendisi mahkûm olur. O zaman "DDK, RTÜK'ü incelemeli" demeye hak doğar. Bu vandallık bitmeli...