İtaat kültürü

A -
A +

Yozlaştırma, bir değeri asli mecraından çıkartarak hükümsüzleştirip tesirsiz bırakma psikolojik savaşının bir neticesidir. Birileri zekice ihdas eder, birileri de gafletle bunu çoğaltırlar. Vatan, millet, sakarya.. diye bir söz, her üç mühim varlığımıza kara çaldı. Fıkıhta "elfaz-ı küfr" diye bir mefhum vardır. Söz, insan ve sonucuna dair ilişkiler düzenlenmekte. Bu sözler, söyleyen için son derecede tehlikelidir. Demek ki söz, sorumluluktur. Kaynağı, felsefenin inkârcı ve şüpheci mantığı olan maddeci tefekkür, sosyalist, marksist, laik ve daha birçok dünya görüşüne yol verdi. Sonrasında "Biat kültürü" diye bir aşağılama sermaye edinildi. Sultan seçilmesi ve devlet erkânının da ona biat etmesi kötülenmekte. Oysa demokrasi kültüründe de seçim var. Orada da devlet başkanı, başbakan seçilmekte. Seçildiği de mazbata, güvenoyu gibi mekanizmalarla kabul ve tescil görmekte. Biat da nihayetinde bir güven unsurudur. Bu gerçek bilinmesine rağmen o şekilde küçümseyici üsluplarla isyan kültürü beslenmiştir. İslam medeniyetinde u'lül azm'e itaat vardır. Anarşi, terör, kargaşa, isyan yoktur. Çünkü birey kıymetlidir. Tabiî ki mes'uliyet mevkiinde olanları takip ve murakabe yolları caridir. Öyle olmasaydı Hindistan'da, Türkistan'da, Arap yarımadasında Türkiye'de, Endülüs'te her biri değişik müddetlerle asırlarca devam eden İslam devletleri olmazdı. Dünyamız, tarih boyunca ve günümüzde en büyük siyasi, iktisadi ve içtimai ziyanları biat ve ona dayanan itaat kültüründen değil, başıboşluklardan, ateistlikten, inkârcılıktan ve isyanlardan yaşadı. İslam nizamı ve bu nizamın uygulama modeli İslam devletlerinde ferdi huzur, aile huzuru, cemiyet huzuru ve devlet huzur olmazsa olmazdır. Masuniyet yani dokunulmazlık en ilkin insan içindir. Şu var ki bizim medeniyetimizde biat ve devamında da itaat olduğu gibi istişare de vazgeçilmez bir müessesedir. Bugün seçimler, pekâlâ geniş bir istişari faaliyet kabul edilebilir. İstişare bir disiplindir. İhmali yasaklanmıştır. Tabasbusa yani dalkavukluğa izin yoktur. Bizim medeniyetimiz, diyoruz. Çokları için o meçhul bir yitik medeniyettir. Bu adresin sorulması, bulunması ve üzerine kafa yorulması lazım. Tarihin bir döneminde Hıristiyan Avrupa'yla karşılaştık. Ne bulunduysa alındı. Bize mahsus ne mevcutsa onlar da atıldı. Alınanların ve atılanların yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Gözden kaçmasın ki bir asırdır yaşanan kavgalar, sebep değil neticedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.