"Kimi seversen sev bir gün ayrılacaksın!"

A -
A +

Son aylarda yöneticilerimizin, personelimizin yakın akrabalarından pek çok kimseyi kaybettik. Hepsine Allah rahmet eylesin. İnsanoğlu ölmeyi istemez; hep yaşamak ister. Sanki ölüm başkaları için. Mesai arkadaşlarının, özellikle de yakınlarının vefatı insanı biraz olsun gaflet uykusundan uyandırıyor. Ölümün başkaları için değil, kendi yakınları ve kendisi için de her an gelebileceğini hatırlıyor insan. ÖLÜMÜ HATIRLAMAK... Ölümü hatırlayanlar genelde iki şey yapıyor. Ya hemen doktora koşuyor, kontrollar, check-up'lar yaptırıyor. Ölümden kurtulmanın, en azından geciktirmenin yollarını arıyor. Ya da, gaflet uykusundan uyanıp, ahırete, ölüme hazırlığını yoğunlaştırıyor. Aklı başında olan, ahırete inanan bir kimsenin yapması gereken de budur. Çünkü, ölüme inanan ve bir gün onun mutlaka kendisine de geleceğini bilen kimsenin, ona hazırlanmaması akıllı bir insanın yapacağı bir iş değildir. Peygamber efendimiz, "İstediğin gibi yaşa, bir gün öleceksin! Kimi seversen sev bir gün ayrılacaksın! Ne yaparsan yap, bir gün hesabını vereceksin!" buyurdu. Birkaç saatlik yolculuğa çıkan bile az çok hazırlık yapar. Sonsuz yolculuğa çıkmak hiç hazırlıksız olur mu? Bu hazırlık, hayatta ahırete yarar işler yapmak ve kötü amellerden, işlerden uzak durmakla olur. Gerçek bir Müslüman, hayatının her anında, faydalı ameller, işler içinde bulunmalıdır. Zira, ölümün ne zaman ve nerede geleceği hiçbir suretle belli olmaz. Resulullah efendimiz, ölümün sıkıntısını ve acılığını açıkça belirtmiştir. Dünya hayatının sıkıntılarına sabredip, tahammül göstermek, ölüm acısına tahammül etmekten daha kolaydır. Çünkü ölüm acısı ahıret azabı cinsindendir. Ahıret azabı ise dünya azabından daha sıkıntılı ve daha şiddetlidir. Dünya sıkıntısı ile mukayese bile edilemez. Resulullah efendimiz bir nasihatında şöyle buyurdu: "Beş şeyden önce beş şeyi ganimet bil: 1. İhtiyarlıktan önce gençliğin, 2. Hastalıktan önce sıhhatin, 3. Meşgalelerden önce boş vakitlerin, 4. Fakirlikten önce zenginliğin, 5. Ölümden önce hayatın." İYİ AMELLER EDİNMEK... Resulullah efendimiz bu beş şeyde birçok ilimleri toplamıştır. Zira insan, ihtiyarlığında yapamadığı amelleri gençliğinde yapabilir. Yine, gençliğinde bir günahı işlemeye alışan insan, ihtiyarlığında onu terk etmeye kolay kolay muktedir olamaz. O halde, bir gencin, gençliğinde iyi ve hayırlı amelleri âdet edinmesi gerekir. Ta ki, ihtiyarlığında onları kolaylıkla yapabilsin. Sağlıklı insan, malında ve kendi iradesinde hükmünü daha çok ve daha kuvvetle yürütebilir. O halde, sağlıklı insanın, bunu ganimet bilmesi ve gerek mal ile ve gerekse beden ile ibadetler hususunda faydalı amellerde bulunması lazımdır. Çünkü hastalanınca beden zayıflar, kuvvetten düşer ve ibadetleri hakkıyla yapamaz olur. İnsan, Allah'ın helalinden verdiği azığa kanaat etmeli, ona razı olmalı, onu ganimet bilmeli ve diğer insanların elindekine tamah etmemelidir. Kişi, hayatta oldukça iyi ameller işlemeye muktedir olabilir. Ölünce amel kesilir. Bunun için bir Mümine yaraşan, bu fani, geçici hayatı boşa geçirmemek ve sonsuz hayata hazırlanmaktır. Hikmet ehli bir zat şöyle der: "Ey insan! Çocukluğun oyunla geçer, gençliğin gafletle. İhtiyarlayınca da zayıf düşersin. Acaba sen, şanı yüce olan Allah için ne zaman faydalı ameller işleyeceksin?" > NOT: Hakk'ın rahmetine kavuşan yazarımız Mehmet Oruç'un vefatından önce kaleme aldığı yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.