Tartışılması teklif dahi edilemez Türkiye solu

A -
A +

Türkiye solunun genişçe bir kesiminin, siyaseten karşısında yer aldıkları herkesi eleştiriye tahammülsüzlükle, hatta dogmatizmle yaftaladığı malumunuz.

Bu kesimlere göre "bilimselliklerinin" en önemli dayanağı da, işte bu eleştiri-öz eleştiri mekanizmasına sahip olma iddiası.Ne var ki her fırsatta, bu söylemin pratikte hiçbir karşılığı olmadığını, taassubun sola da fazlasıyla sirayet ettiğini açıkça görüyoruz.Bendeniz de senelerdir içeriden yaptığım sol eleştiriden ötürü çok yoğun ve sistematik bir faşizan mahalle baskısıyla baş etmek zorunda kalıyorum.Çarşamba akşamı Habertürk'te Balçiçek İlter'in "Karşıt Görüş" programında solun bu çocukluk hastalığının geri döndürülemeyecek boyutlara vardığına bir kez daha şahit oldum.Yaşını başını öne sürmekten, söylenilene kulaklarını tıkayıp seküler "amentülerini" ezbere okumaktan ve karşısındakinin argümanları yerine onun kişiliğine yönelik ön yargılarını sırlamaktan başka bir şey yapamayan solun eski tüfeklerinin acziyetini üzülerek izledim.Öne sürdüğüm onca felsefi ve politik argümana karşı alabildiğim yegâne cevap "AKP'li misin" oldu."So what? Velev ki öyleyim, söylediklerim için bir şey söyleyemeyecek misiniz peki?"Ve programda da söylediğim, yıllar yıllar önce bu "dertten" şu cümlelerle yakınan Mises'in hakkını bir kez daha teslim ettim; üzülerek..."[Marksistlerin çoğu için] Düşman püskürtülmez, onu bir burjuva olarak ifşa etmek yeterlidir... Onların polemiği hiçbir zaman muhalifin iddiasına yöneltilmez; aksine her zaman muhalifin kişiliğine yöneltilir."Ne yazık ki bu saldırgan tarz, özel sohbetlerde pek eleştirel olan kimi solcu dostlarımızın bile dilini tutuklaştırıyor. Tartışma programlarında solu soldan eleştirmeye cesaret edebilecek kişilerin bir elin parmaklarını geçmediğini, onların da çoğu zaman aşırı dikkatten "kırıldığını" sizler de görmüyor musunuz?
CHP'li Ediboğlu haklıymış...Çarşamba günü Hatay'da işlendiği iddia edilen bir cinayeti ele almış, kafamdaki soru işaretlerini sorgulamış ve olayın takipçisi olacağımı söylemiştim.Hatay Valiliği dün bir açıklama yaparak cinayeti teyit etti. Bu gelişme, olayla ilgili aradığım Hatay Emniyeti'nden ve öldürülen kişi taksici olduğu için ulaştığım Şoförler Odası'ndan aldığım "böyle bir olay olmadı. Başvuru da yok" yanıtlarının doğru olmadığını açıkça ortaya koydu. Dolayısıyla CHP'li Ediboğlu'nun, Meclis gündemine taşıdığı "olay basından gizleniyor" iddiaları da doğrulanmış oldu.Ancak çarşamba günü yazımın temasını oluşturan uyarıyı yinelemeliyim. Zira bu gelişme üzerine bazı yayın organları pek sevdikleri "Yine Suriyeli katiller" propagandasına başladı. Tıpkı "Ermeni hırsız yakalandı" ya da "Kadın sürücü kaza yaptı" klişelerdeki gibi, cinayet zanlılarının Suriyeli olmalarına yapılan aşırı vurgunun, topyekûncu yaklaşımın, mültecilere yönelik üzücü olaylara yol açtığına defalarca şahit olduk. Cinayeti katiller işler; Suriyeliler, Müslümanlar, solcular... değil.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.