Döndüm "Yeni Türkiye" buldum

A -
A +
Gelin ata binmiş "Ya nasip" demiş. Benimkisi de aynen öyle oldu. Tatile çıkacağım diye izne ayrıldım. Biletimi aldım. Ziyaret edeceğim eşin dostun listesine varıncaya kadar her şey hazırdı. Gittiğimde kalacağım yerlerin planını dahi yapmıştım. Nasip değilmiş, olmadı; gidemedim.
Gidemedim çünkü ameliyat oldum. Varis ameliyatı. Bizim gazetenin başarılı Sağlık Editörü Ziyneti Kocabıyık araştırmış ve Prof. Dr. Ahmet Akgül'ün varis konusunda uzman olduğunu, isabetli teşhis koyduğunu ve kendi geliştirdiği bir yöntemle kesin sonuç alan operasyon yaptığını söylemişti. Üstüne üstlük hasta kısa sürede ayağa kalkıyordu. Benim gibi hiç operasyon geçirmemiş ve biraz da korkak biri için iyi haberdi bu. Referans sağlamdı ve bu fırsatı değerlendirmeliydim. Araya ramazan girdi, sıcakları bahane ettim ve birkaç ay erteledim yine de. Korkaklığımın da etkisi vardı tabii.
Cesaretimi toplayıp gittiğimde Prof. Akgül "Hemen yapalım" dedi. Kafamı ellerimin arasına alıp "sağlık mı, tatil mi" diye düşündüm. "Sağlık" daha ağır bastı ve "Peki" dedim. "Peki, yapalım." Tatil bir yere kaçmıyordu ya; nasıl olsa yapardım. Bütün programlarımı iptal edip dosdoğru Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittim. 
Bilateral (iki taraflı) bir operasyon tatbik edildi ve bir gece kalıp sapasağlam taburcu edildim. Prof. Dr. Ahmet Akgül ve Asistan Doktor Mehmet Atay başta olmak üzere tüm ekibine teşekkür ederim. Kısa sürede sağlığıma kavuştum ve bacak ağrılarından kurtuldum.
Sadi Konuk Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Gökhan Tolga Adaş ile Hastane Yöneticisi Doç Dr. Halil Alış'a da teşekkür ederim. Fabrika gibi işleyen bir hastane ve hızlı hizmet veriyor. Hijyenik şartlara riayet ediliyor. Hastaların fiziki olduğu kadar psikolojik rahatlığa kavuşmasına itina gösteriliyor. Bu başarılı yönetimlerinden dolayı kutlarım ayrıca. Her şey mükemmeldi.
Bir teşekkür de Bakırköy Renkli Ultrason Merkezi yöneticisi Radyoloji Uzmanı Dr. Ersen Alp Özbalcı'ya etmem lazım. İşinin ehli bir uzman...


      Gündem yoğun


Bendeniz kendi derdimle uğraşırken ülkede çok şey değişti. Yeni Türkiye, Yeni Cumhurbaşkanı, Yeni Başbakan, Yeni Kabine, Yeni Program. Önümüzdeki günlerde bunların ne anlama geldiğinin analizini yapmaya çalışacağım.
Davutoğlu Hükümeti'ni neler bekliyor ve bu kabineden beklentiler neler? Tek tek yazacağım.
Bu arada CHP var tabii bir de. "Yeni CHP" yerine "Yeniden CHP" mi göreceğiz. Kemal Kılıçdaroğlu değişim istedi ama statükoları kırmakta pek başarılı olamadı. Risk almaktan çekindi. Liderin en önemli özelliği "risk alması" halbuki.
Muharrem İnce ağzı laf yapan bir politikacı ama CHP'yi nereye götürmek istediği henüz netlik kazanmış değil. CHP delegesinin neye karar vereceği ise pek belli olmadı.
Belli olan bir şey varsa, o da; ülkenin değişim ihtiyacı içinde olduğu. Davutoğlu bu değişimi gerçekleştirebilir mi? Ekonomide yeni kan arayışı var mı?  Hepsini ama hepsini araştırıp yazacağım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.