Yeni kabinenin fotoğrafı
31 Ağustos 2014 01:00
Davutoğlu kabinesi birçok özelliği bünyesinde barındıran bir kabine ve Türkiye'nin ihtiyacı olan taze kan olmaya namzet.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı kabineyi "gerçekçi" sözüyle tarif edebilirim. Bu ana başlığın altına "gelenekçi, barışçı, yenilikçi, dengeleyici, eskiyle yeniyi kucaklayıcı" alt başlıklarını da ilave edersem; tam anlatmış olurum. Bir de tabii, 2023 hedefini yeniden revize etme misyonu olduğunu da zikretmem lazım. "2015 Haziranına kadar kısa ömürlü bir kabine" değerlendirmesi yapılamaz yani. En azından bazılarının dediği gibi "emanetçi" bir kabine olduğunu değil; tam aksine, çözüm üretici ve görev sorumluluğuyla işine sımsıkı sarılan bir kadro olduğunu düşünüyorum.
Şunu hemen belirtmem gerekiyor ki; Başbakan Davutoğlu, "dikensiz bir gül bahçesi" devralmadı. Komşu ülkelerde kriz var ve öyle ya da böyle bu kriz Türkiye'ye sızdı. Dolayısıyla ekonomi can suyuna ihtiyaç duyar hale gelmişti. Sosyal ve siyasi tablo inişli çıkışlı bir sürece girmişti. Davutoğlu İktidarını, ülkeye lazım olan taze kan özelliğine sahip bir kadro olması yönünden önemsiyorum.
Mevlüt Çavuşoğlu mesela. Onun Dışişleri Bakanı olarak kabinede yer alması olumlu bir gelişme. 2010-2012 yılları arasında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı yapan Çavuşoğlu, 25 Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirilen kabine değişikliğinde ise Egemen Bağış'ın yerine Avrupa Birliği Bakanı olarak görev almıştı. Oldukça tecrübeli bir siyasetçi. Erdoğan ve Davutoğlu'nun desteğiyle başarılı projelere imza atacağı ve Türkiye'nin yumuşak güç "soft power" politikasına katkı vereceği kesin.
Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır da öyle. Turgut Özal'ın Dışişleri Danışmanlığı'ndan büyükelçiliğe kadar uzanan süreçte elde ettiği birikimi en iyi şekilde değerlendirecek bir siyasetçi olduğunu düşünüyorum. Nezaketi, zekâsı ve tecrübesi ile AB müzakerelerinde yaşanmakta olan engellerin aşılmasında önemli rol oynayacağı kanaatindeyim.
Başbakan Yardımcısı görevine getirilen Yalçın Akdoğan çözüm süreci koordinatörlüğü bayrağını Beşir Atalay'dan devraldı. Başbakan Başmüşavirliği ve AK Parti Genel Başkan Danışmanlığı görevlerinde bulunan Akdoğan aynı zamanda çeşitli üniversitelerde liderlik dersi veriyor ve gazete köşe yazarlığı yapıyordu. Aşina olduğu Çözüm Süreci'nin 2015'te başarıyla sonuçlanması hususunda ciddi adımlar atacağından ümitvarım.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yeni kabinde yer alması da gayet isabetli bir karardı. Her ikisi için de piyasa tedirginlik yaşamış ve son 10-15 günde kâr satışlarına neden olmuştu. Bu ikilinin 2015 Bütçesi'ni hazırlayacak olması da ayrı bir olumlu gelişme.
AK Parti'nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un Başbakan Yardımcısı olarak Kabinede yer alması da bir başka olumlu gelişme. Neden böyle söylüyorum; onu da anlatacağım ama yerim kalmadı. Önümüzdeki makalemde Kurtulmuş'un ne katkı sağlayacağını anlatacağım. Hem de uzun uzun anlatacağım. Kurtulmuş, geniş bir vizyona sahip ve onu hak ettiği şekilde anlatmak lazım.
Yeni kabine ülkemize hayırlı olsun.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı kabineyi "gerçekçi" sözüyle tarif edebilirim. Bu ana başlığın altına "gelenekçi, barışçı, yenilikçi, dengeleyici, eskiyle yeniyi kucaklayıcı" alt başlıklarını da ilave edersem; tam anlatmış olurum. Bir de tabii, 2023 hedefini yeniden revize etme misyonu olduğunu da zikretmem lazım. "2015 Haziranına kadar kısa ömürlü bir kabine" değerlendirmesi yapılamaz yani. En azından bazılarının dediği gibi "emanetçi" bir kabine olduğunu değil; tam aksine, çözüm üretici ve görev sorumluluğuyla işine sımsıkı sarılan bir kadro olduğunu düşünüyorum.
Şunu hemen belirtmem gerekiyor ki; Başbakan Davutoğlu, "dikensiz bir gül bahçesi" devralmadı. Komşu ülkelerde kriz var ve öyle ya da böyle bu kriz Türkiye'ye sızdı. Dolayısıyla ekonomi can suyuna ihtiyaç duyar hale gelmişti. Sosyal ve siyasi tablo inişli çıkışlı bir sürece girmişti. Davutoğlu İktidarını, ülkeye lazım olan taze kan özelliğine sahip bir kadro olması yönünden önemsiyorum.
Mevlüt Çavuşoğlu mesela. Onun Dışişleri Bakanı olarak kabinede yer alması olumlu bir gelişme. 2010-2012 yılları arasında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı yapan Çavuşoğlu, 25 Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirilen kabine değişikliğinde ise Egemen Bağış'ın yerine Avrupa Birliği Bakanı olarak görev almıştı. Oldukça tecrübeli bir siyasetçi. Erdoğan ve Davutoğlu'nun desteğiyle başarılı projelere imza atacağı ve Türkiye'nin yumuşak güç "soft power" politikasına katkı vereceği kesin.
Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır da öyle. Turgut Özal'ın Dışişleri Danışmanlığı'ndan büyükelçiliğe kadar uzanan süreçte elde ettiği birikimi en iyi şekilde değerlendirecek bir siyasetçi olduğunu düşünüyorum. Nezaketi, zekâsı ve tecrübesi ile AB müzakerelerinde yaşanmakta olan engellerin aşılmasında önemli rol oynayacağı kanaatindeyim.
Başbakan Yardımcısı görevine getirilen Yalçın Akdoğan çözüm süreci koordinatörlüğü bayrağını Beşir Atalay'dan devraldı. Başbakan Başmüşavirliği ve AK Parti Genel Başkan Danışmanlığı görevlerinde bulunan Akdoğan aynı zamanda çeşitli üniversitelerde liderlik dersi veriyor ve gazete köşe yazarlığı yapıyordu. Aşina olduğu Çözüm Süreci'nin 2015'te başarıyla sonuçlanması hususunda ciddi adımlar atacağından ümitvarım.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yeni kabinde yer alması da gayet isabetli bir karardı. Her ikisi için de piyasa tedirginlik yaşamış ve son 10-15 günde kâr satışlarına neden olmuştu. Bu ikilinin 2015 Bütçesi'ni hazırlayacak olması da ayrı bir olumlu gelişme.
AK Parti'nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un Başbakan Yardımcısı olarak Kabinede yer alması da bir başka olumlu gelişme. Neden böyle söylüyorum; onu da anlatacağım ama yerim kalmadı. Önümüzdeki makalemde Kurtulmuş'un ne katkı sağlayacağını anlatacağım. Hem de uzun uzun anlatacağım. Kurtulmuş, geniş bir vizyona sahip ve onu hak ettiği şekilde anlatmak lazım.
Yeni kabine ülkemize hayırlı olsun.