Kurtulmuş ne kazandırır?
3 Eylül 2014 01:00
Başbakan Yardımcılığı'na getirilen Numan Kurtulmuş, ekonomi dünyasının bundan sonra çok konuşacağı bir isim. Neden mi?
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Medeniyetler İttifakı Projesinin Yürütülmesi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Atatürk Kültür Dil Tarih ve Yüksek Kurumu'ndan Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine getirilen Numan Kurtulmuş Türk siyasi hayatında önemli bir sima olmasının yanı sıra bundan böyle isminden sıkça bahsedeceğimiz bir siyasetçi de. İstikbal vadediyor çünkü.
Kendisi iktisat profesörü. Siyasetin her kademesinde bulundu. Yurt içini bildiği kadar yurt dışını da biliyor. Gerçek bir centilmen. Fakat bunların çok ötesinde bir hasleti daha var ki, onu farklı yapan esas özelliği o.
Numan Kurtulmuş; istişare etmeyi, çevresini dinlemeyi şiar edinmiş ve doğru karar vermek için azami gayret gösteren bir siyasetçi. Uzun vadeli düşünen ve planlı hareket etmeye ehemmiyet veren bir karakter. Hangi alanda olursa olsun, o alanın aktörlerini etrafına toplayan ve onlarla birlikte ortak aklı işleten bir politikacı. Hasılı kelam Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu, kendine has stratejik derinliğe sahip bir isim Numan Kurtulmuş.
Numan Kurtulmuş her ne kadar Yurtdışı Türklerden, AFAD ve TİKA'dan sorumluysa da bu çemberin içinde kalacağını sanmıyorum. AK Parti'nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'nı yaptığı dönemlerde Anadolu'yu karış karış gezdi. Ekonominin başaktörü olan KOBİ'ler başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları ziyaret etti. Ekonominin iyi ve kötü yönlerini yerinde tespit edip kanaatlerini rapor hâlinde iktidar ve kamuoyu ile paylaştı.
Kurtulmuş'un bir hususiyeti de kavgacı olmaması. "Dediğim dedik"çiliği ise hiç yok. Uzlaşabilen, gerçekleri tüm çıplaklığıyla konuşup tartışabilen bir yapısı var. Karşı fikirlere saygı gösterme yeteneğine sahip. Kurtulmuş'un bu özelliği meselelerin daha kolay ele alınmasını ve vakit kaybetmeden çözüme kavuşturulmasını sağlayacaktır mutlaka.
Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman, Kurtulmuş'un ekonomi ile de ilgilenmesinin faydalı olacağını söyleyebiliriz. Peki, onun bu ilgisi Ali Babacan cenahını rahatsız eder mi? Etmez. Etmez çünkü, bu ikilinin birbirini tamamlaması fikri akla daha yatkın. Ali Babacan finans ayağını, Kurtulmuş da yatırım ayağını güçlendirirse; Türkiye ekonomisi yeniden hızlı bir büyüme trendine girer. Haliyle, bu tablo verse verse, birbirini tamamlayan iki aktörün iş birliği görüntüsünü verir ki; bu da Türkiye'nin ihtiyacı olan revizyonun hızla uygulamaya sokulması anlamına gelir.
Ayrıca Ali Babacan 2015 seçimlerinde "3 dönem" şartından dolayı aday olamıyor. Numan Kurtulmuş ise 2015 seçimlerinden sonra "ekonominin kaptan köşkü"ne namzet en güçlü aday. Onun ısınma turlarını Ali Babacan gibi tecrübeli ve saygın bir politikacı ile birlikte yapmasından faydadan öte bir şey beklemenin anlamı yok. Her ikisi de bu durumdan rahatsız olmayacak kadar sağlam karakter ve mizaca sahip siyasetçiler ayrıca.
Türkiye'nin "orta gelir tuzağı"ndan çıkması ancak ve ancak katma değeri yüksek ürün üretmesiyle mümkün. Ar-Ge yapması, inovatif düşünmesi gerekiyor. Bu da Numan Kurtulmuş ve Ali Babacan ikilisinin tecrübelerini bir araya getirmeleriyle olacak şey. Her ikisinin de sözüne güvenilen politikacı olmasını, işleri kolaylaştırıcı unsur olarak değerlendiriyorum.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Medeniyetler İttifakı Projesinin Yürütülmesi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Atatürk Kültür Dil Tarih ve Yüksek Kurumu'ndan Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine getirilen Numan Kurtulmuş Türk siyasi hayatında önemli bir sima olmasının yanı sıra bundan böyle isminden sıkça bahsedeceğimiz bir siyasetçi de. İstikbal vadediyor çünkü.
Kendisi iktisat profesörü. Siyasetin her kademesinde bulundu. Yurt içini bildiği kadar yurt dışını da biliyor. Gerçek bir centilmen. Fakat bunların çok ötesinde bir hasleti daha var ki, onu farklı yapan esas özelliği o.
Numan Kurtulmuş; istişare etmeyi, çevresini dinlemeyi şiar edinmiş ve doğru karar vermek için azami gayret gösteren bir siyasetçi. Uzun vadeli düşünen ve planlı hareket etmeye ehemmiyet veren bir karakter. Hangi alanda olursa olsun, o alanın aktörlerini etrafına toplayan ve onlarla birlikte ortak aklı işleten bir politikacı. Hasılı kelam Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu, kendine has stratejik derinliğe sahip bir isim Numan Kurtulmuş.
Numan Kurtulmuş her ne kadar Yurtdışı Türklerden, AFAD ve TİKA'dan sorumluysa da bu çemberin içinde kalacağını sanmıyorum. AK Parti'nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'nı yaptığı dönemlerde Anadolu'yu karış karış gezdi. Ekonominin başaktörü olan KOBİ'ler başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları ziyaret etti. Ekonominin iyi ve kötü yönlerini yerinde tespit edip kanaatlerini rapor hâlinde iktidar ve kamuoyu ile paylaştı.
Kurtulmuş'un bir hususiyeti de kavgacı olmaması. "Dediğim dedik"çiliği ise hiç yok. Uzlaşabilen, gerçekleri tüm çıplaklığıyla konuşup tartışabilen bir yapısı var. Karşı fikirlere saygı gösterme yeteneğine sahip. Kurtulmuş'un bu özelliği meselelerin daha kolay ele alınmasını ve vakit kaybetmeden çözüme kavuşturulmasını sağlayacaktır mutlaka.
Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman, Kurtulmuş'un ekonomi ile de ilgilenmesinin faydalı olacağını söyleyebiliriz. Peki, onun bu ilgisi Ali Babacan cenahını rahatsız eder mi? Etmez. Etmez çünkü, bu ikilinin birbirini tamamlaması fikri akla daha yatkın. Ali Babacan finans ayağını, Kurtulmuş da yatırım ayağını güçlendirirse; Türkiye ekonomisi yeniden hızlı bir büyüme trendine girer. Haliyle, bu tablo verse verse, birbirini tamamlayan iki aktörün iş birliği görüntüsünü verir ki; bu da Türkiye'nin ihtiyacı olan revizyonun hızla uygulamaya sokulması anlamına gelir.
Ayrıca Ali Babacan 2015 seçimlerinde "3 dönem" şartından dolayı aday olamıyor. Numan Kurtulmuş ise 2015 seçimlerinden sonra "ekonominin kaptan köşkü"ne namzet en güçlü aday. Onun ısınma turlarını Ali Babacan gibi tecrübeli ve saygın bir politikacı ile birlikte yapmasından faydadan öte bir şey beklemenin anlamı yok. Her ikisi de bu durumdan rahatsız olmayacak kadar sağlam karakter ve mizaca sahip siyasetçiler ayrıca.
Türkiye'nin "orta gelir tuzağı"ndan çıkması ancak ve ancak katma değeri yüksek ürün üretmesiyle mümkün. Ar-Ge yapması, inovatif düşünmesi gerekiyor. Bu da Numan Kurtulmuş ve Ali Babacan ikilisinin tecrübelerini bir araya getirmeleriyle olacak şey. Her ikisinin de sözüne güvenilen politikacı olmasını, işleri kolaylaştırıcı unsur olarak değerlendiriyorum.