Tasarruf işte böyle artar

A -
A +
Türk halkı tasarrufunu yastık altında tutuyordu. Hükümet verdiği teşviklerle o paraları ekonomiye kazandırmaya başladı.
Türkiye iç tasarrufu düşük olan bir ülke. 2000'li yıllarda yüzde 20 civarında olan yurtiçi tasarruf oranı yüzde 13.4'lere geriledi. Bu da Türkiye'nin dış kaynak ile yatırım yaptığı ve kazancının yüzde 86.7'sini dışarıya transfer ettiği anlamına geliyor. Acı bir durum bu. Çin'in iç tasarruf oranı yüzde 50, Hindistan'da yüzde 38, gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 33, AB ortalaması yüzde 25.  Türk halkının gelir seviyesi yetersiz ve tasarruf sahiplerinin bir kısmı finans sistemine güvenmiyor. Bir kısmı ise nasıl tasarruf edileceğini bilmiyor. İç tasarrufun ülke ekonomisinde kullanılması çok önemli halbuki. Her şeyden önce ülkenin kazancı ülkede kalıyor.  Bireysel Emeklilik Sigortası (BES) yüzde 25 devlet desteği verilmesiyle birlikte büyüdü ve 22 milyar liralık bir fona ulaştı.Başbakan Davutoğlu'nun önceki gün açıkladığı "konut desteği" de tıpkı BES gibi iç tasarrufu teşvik edici bir sistem. "Konut kredilerinin yüzde 25'ine yüzde 15 devlet desteği" verileceğini açıkladı Davutoğlu. Konut almak maksadıyla vatandaşın bankada açtığı hesaba, beş sene içinde yatırdığı paranın yüzde 15'i kadar da devlet katkısı geliyor. Bu katkı, Türkiye'nin yaşaması muhtemel bir Mortgage Krizi'nin önüne geçeceği gibi yeni evlilerin ve fakir ailelerin konut sahibi olmalarını da kolaylaştırıcı bir katkı. Ayrıca, iç tasarrufu teşvik edici olması yönüyle de önemli.Vatandaş, 400 bin lira değerinde bir konut almayı düşündü ve bu hesapta 100 bin lira biriktirdi, diyelim. 5'inci sene sonunda devlet de o hesaba 15 bin lira yatırma kararı aldı ve böylece vatandaş 100 bin lira değil de, 115 bin lira peşinat ödemiş olacak bu sayede.Davutoğlu, 3 ve 4 sene sonra ev almak isteyenlere de devletin katkı sağlayacağını ifade etti. 3 sene dolduktan sonra alana yüzde 10, 4 sene sonunda alana yüzde 12 oranında olacak bu katkı.Burada şu hususun altını çizmekte fayda var. Tasarrufun en büyük düşmanı enflasyondur. Enflasyon tasarrufları kemirir ve sonunda tasarruf sahibini el elde, baş başta bırakır. 1990'lı yıllarda BES sisteminde tasarruf yapanlar bu acıyı yaşadı. Fakat son senelerde enflasyonla ciddi mücadele ediliyor ve BES her sene yüzde 10'a yakın kâr sağlıyor. Yüzde 25 devlet katkısı da buna ilave edilince, ortaya başka bir yerde elde edilmesi pek de mümkün olmayan bir kazanç çıkıyor. Ki, tasarruf sahibinin yüzünü güldüren bir kazanç bu.Türkiye'nin iç tasarrufu arttırması için izlemesi gereken yollardan biri de vatandaşın gelirini arttırıcı tedbirler almaktır hiç şüphesiz. Başbakan Davutoğlu 8 toplantıda 380 başlık açtı ve bunların önemli bir kısmı geliri arttırıcı tedbirlerden meydana geliyor. En başta da katma değeri yüksek ürün üretimini teşvik programı geliyor tabii. Ar-Ge yatırımı yapan firma sayısının artması için devlet elinden gelen desteği vereceği hususunda kararlılığını gösterdi. Önümüzdeki dönemlerde bunun meyvesi toplanacaktır mutlaka.Hükümet'in önemle üzerinde durduğu konulardan biri de kayıt dışı ekonomiyle mücadele ve yolsuzlukları önleme konusu. Bu iki konuda başarılı oldukları takdirde Türkiye'ye yabancı sermaye akını yaşanır ki, bu da başta KOBİ'ler olmak üzere Türk işletmelerinin güçlenmesini sağlar. O da Davutoğlu'nun sözünü ettiği "Güçlü ve dengeli büyümenin" yolunu açar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.