Ne demiş, Konfiçyüs?..

A -
A +

Bıktım artık "Ünal Aysal'ın büyük yanlışlarını, Mancini'nin Manchester City'yi darmadağın etmesi senaryosunu Galatasaray'da da sürdürmesini" yazıp çizmekten!..
İşin özeti şudur; bu ikili, Galatasaray'ın, "Ünal Aysal - Ali Dürüst - Fatih Terim triomvirası önderliğinde yaptığı büyük atağı" kelimenin tam anlamıyla torpillemişler ve  takımı da, kulübü de "bugünkü durumuna düşürmüşlerdir!.."
Ne yazık ki, "Ünal Aysal'ın ikinci döneminin yöneticileri" de, "bu gidişi seyretmişler"; Başkan'a "Ne yapıyorsun" dememişler, diyememişlerdir!..
Devam ediyorum; dahası da var; Galatasaray'ın anlı şanlı Divan Kurulu ve de Genel Kurulu, "sorumluluklarını yerine getirmekten kaçarak", çok açıktır ki, "gerileme sürecine en büyük desteği vermişlerdir!.."
Bitmedi ve "asıl", spor medyasının bazı "önemli" Galatasaraylı yorumcu ve yazarları, "Görünen köy kılavuz istemediği hâlde", uzun süre, "kendilerini de, Galatasaray camiasını da, taraftarını da avutacak" masallar anlatmışlar; Aysal'ın yanlışlarını, Mancini'nin büyük hatalarını "örtbas yarışına girmişlerdir!.."
"Daha yeni geldi, daha takımı, oyuncuları tanıyacak" martavalları sütun sütun yazılır, ekran ekran söylenirken, haftalar, aylar geçmiş, "Beceremedi, beceremeyecek" sözleri ve sesleri ekranlara, sayfalara aksetmeye ve şiddetini arttırmaya başlayınca, bu defa Aysal,  "Manchester City takımını şampiyon yaptığı yıl darmadağın ettiği için kapının önüne konulan" Mancini'ye sahip çıkarak,  "Kendi takımını kuracak ve yönetecek tam bir sezonu vermemiz gerek" vecizesi (!) ile "her şeyin üzerine tüy dikmiştir!.."
Ancak anlaşılmıştır ki, "ortada" Mancini'nin "çok yüksek bir tazminatı vardır" ve Aysal "Bu vecizeyi söylemeye mecburdur!.."
Mancini, "bir sezon önce 8'inciliğe düşmüşken" Terim'in eline verilen ve "iki sezon üst üste ülkede neredeyse almadık kupa bırakmayan, İngilterelerden kupa getiren, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynayan" takımı, "yok etmek için", her hafta başka bir tertip ve başka bir taktikle sahaya sürmüş, maç içinde defalarca tertip ve taktik değiştirmiş, oyuncuları perişan etmiş, kendilerine olan güvenlerini bitirmiş, şaşkın horozlara döndürmüş, sahadaki çirkin ve kabul edilemez tavırlarını, soyunma odalarında katmerleştirmiş", sonunda "Kasımpaşa faciası" ile karşılaşılmış, Sinyor, "futbolculara 3 gün izin vererek", Milano'ya "dinlenmeye gitmiştir!.."
Ne diyor taa 2500 yıl öncesinden Konfiçyüs:
"Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız."
Evet, görüyoruz ki, "Bu ikiliyi, bugüne kadar savunanların büyük bir bölümü" de dahil, çok Galatasaraylı "artık onlardan kaçmaya başlamışlardır" ve  görülüyor ki, Aysal, "durumu tam olarak anladığında", mecburen "ısrar ve inattan vazgeçecek", kendisi bırakıp gidecektir!..
"Hem suçlu, hem güçlü" misali, bir de "hiç yüzleri kızarmadan", Federasyon'a "Cüneyt Çakır'ın hatalı kararını bahane ederek"  hakarete kalkışıyorlar mı; ayıp!..
 Bu takım değil miydi, "geçen yıl 6 Nisandaki" Mersin İdman Yurdu maçında "3'üncü dakikada golü yiyip 1-0 yenik duruma düştükten ve 30'uncu dakikada Dany kırmızı kart gördükten sonra, 10 kişi ile 61, 70 ve 84'üncü dakikalarda 3 gol atıp, maçı 3-1 kazanarak, sahadan başı dik çıkan?.."
"Durmadan" Futbol Federasyonu'ndan şikâyet eden Başkan'a soruyorum; "Siz  değil misiniz, Federasyon kurulurken ve de federasyonun kurullarının üyelikleri Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor başta, kulüpler tarafından paylaşılırken" Ali Dürüst'ün bütün uyarılarına rağmen, "Biz bu oluşumun dışında kalacak, üye vermeyecek ve katkı yapmayacağız" diyen!..
Şimdi şikâyete hakkınız var mı; "Kendiniz ettiniz", ne yazık ki, "Galatasaray'a bulduruyorsunuz!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.