Quo Vadis?..

A -
A +

Futbolda "şike süreci", basketbolda "şiddet dönemi" ne yaptı; "fanatikler hariç", milleti "futboldan da, basketboldan da soğuturken", daha da kötüsü, "spor sponsorlarını" da sahalardan salonlardan, kulüp formalarından kaçırttı; herkes bakıyor, seyrediyor, hatta bazıları da "göğüs reklamsız formalar" kahramanlığına soyunarak, "ileri görüşlü" arkadaşlarımızdan övgüler alıyor ve de yavaş yavaş ortalıkta "dişe dokunur bir şeyler veren" sponsorlar olarak "devlet kuruluşları kalıyor"; hayırlı, uğurlu olsun!..
"Bu tablo", Türkiye'de "sporun adım adım bitkisel hayata girmesi" demek değilse nedir?..
"Benden sonra tufan" diyen, "koltuğunda kalabilmek" için "her şeyi göze alan ve yapan" ve de "spora düşmanlığı sokan, düşmanlar oluşturan"  Kulüp padişahlarının, kulüplerimizi ve sporumuzu getirdiği "durak" işte burasıdır; "durak" kelimesini özellikle seçtim; "ne anlama seçtiğimi" anlayan, anlar!..
"Dünya gider Mersin'e, biz gideriz tersine"; Demirperde yıkıldığından beri, dünyada "devlet destekli spor" hemen hemen kalmadı; ne yazık ki, "Biz geri getiriyoruz!.."
Kimse "göz boyamacı bir kahramanlığının ardına saklanmasın", evet bugün, "gırtlağa kadar borç içinde olan kulüplerimiz", hatta "en büyükleri de, takımları Avrupa Kupaları'nda oynayacak olanları da dahil", formalarına "reklam bulmakta zorlanıyorlar"; düşündükleri, dahası "şike-şiddet kaosu yüzünden", büyük kulüp olarak "analarının ak sütü gibi hak ettikleri paralar" verilmeyince de, "bir zamanların Barcelona'sı misaline soyunma gösterisi" yapıyorlar; soruyorum,  "bu gidişle işin sonu nereye varacak?.."
Ne yazık ki, ortada "bu işlere neşter atacak" bir Spor Genel Müdürlüğü yok; "Aman ben karışmayayım, ne olur ne olmaz, problemler üzerime yapışır, kalır" kaçamağında, "sebebi" de güldürüyor; "Federasyonlar özerk!.."
"Türkiye'de Federasyonların ne menem özerk olduğunu herkes biliyor" ya, diyelim ki, "sahiden özerk"; peki ama "suçun özerki olur" mu, "Federasyonlar beceremiyorsa ki, beceremiyorlar", dahası "üstelik herkesi de birbirine sokuyorlar";  ne olacak peki?..
İşte "acı gerçek" ortada; "futbolun ve basketbolun amiri olan" federasyonlar, "Tavşana kaç, tazıya tut" mavi boncukçuluğu içinde, "ne, ne yapmaları gerekeni biliyorlar, ne de, ne yapacaklarını!.."
Spor dünyada "trilyonlarca dolar dönen" bir "ultra endüstri" hâline gelirken, "Spor Bakanlığı'nın ilk ihdas edildiği fi tarihinden beri, spora, çağa, ülkemize, kulüplerimizse yakışan bir Kulüpler Yasası bile çıkaramayan ve kulüplerimizi 'şekli' Dernekler Yasası'na mahkum eden" siyasetçilerimizin de kulakları çınlasın; "bugünkü acı tablodan alacakları nasip" yok mu?..
Türk sporunda, Anayasa'ya da, "ilgili" kanun ve talimatlara da, kulüp tüzüklerine de aykırı olan  "Bizim Kulüpte başkanlık sistemi geçer, o ne derse o olur" zihniyet ve uygulamasını ortadan kaldıracak bir "Kulüpler Yasası" çıkarılmadıkça, "sporumuz, bugün içinde çırpındığı spor suçları bataklığından kurtulamayacak" ve de "sonunda, Türk insanı ile sporun arası buz gibi olacaktır!.."
"Şike" var mı, var; "şiddet" var mı, var; "ayrımcılık-ırkçılık" var mı, var; "doping" var mı, var; bitti mi, hayır; zira "bütün bu suçların önlenememesinin en büyük sebebi" heybede; "Spor suçlarını önleme, hiç olmazsa asgari seviyeye indirmek için gerekenler yapılacağına ve de suçlar, örnek teşkil edecek şekilde cezalandırılacağına, örtbas etmek için elden gelenin yapıldığı bir ülke miyiz", evet!..
Kim, "böyle" bir ülkede ve süreçte, "spora milyonlarca dolar / avro / lira döker" de, sponsor olur, Allah aşkına?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.