Görünen köy!..

A -
A +

Öncelikle Türk Milleti'nin, spor ve basın camiamızın, okuyucularımın, Türkiye Gazetesi ailesinin mübarek Ramazan Bayramı'nı kutlar, huzur, sağlık ve mutluluk içinde nice bayramlar dilerim.
Bursaspor'un, üçüncü, hatta dördüncü sınıf bir Gürcü takımına, hem de UEFA Ligi'nin elemesinde "tek gol bile atamadan" penaltılarla elenmesi, Türk futbolunun içinde çırpındığı kaosun ve krizin en açık göstergesidir!..
"Çok ağır olmasın" diye "çırpındığı" dedim; aslında "debelendiği" demem gerekirdi!..
Bu "talihsiz ve acı" sonuç, mahkemelere, Yargıtay'lara, Anayasa Mehkemeleri'ne, UEFA'lara, CAS'lara, İsviçre Mahkemeleri'ne kadar uzanan "çirkin bir çemberin içinde kıvranan" futbolumuzun, "sahadaki görüntüsünün de ne olduğunu" ortaya koyuyordu.
"Birkaç maçlık münferit başarıları gösterecek olan" bazı skorları bir yana bırakırsak, Şampiyonlar ve UEFA Ligleri'ndeki takımlarımızdan "büyük başarılar beklemek", üzülerek yazıyorum; hem hayal, hem de saflık olacaktır!..
Ne yazık ki, spor basınımızda "birkaç kalemin ve bir kaç yorumcunun dışında", anlaşılıyor ki, "bu tablo" kimseyi ilgilendirmiyor; çoğunluk "gözlüğünü taktığı renklerin taraftarlarına tatlı hayaller satmaya devam ediyor" ve çok açık ki, "Cambaza bak" oyununu oynuyor!..
Bu "pembe dünyanın bekçiliğini" de, ne yazık ki, Futbol Federasyonu Başkanı ve Federasyonu yapıyor; gözlerimizin içine baka baka "Bizlere gerçeklerin tam tersini söylüyor"; resmen "büyüklere masallar" anlatıyor!..
Benim kahkahalarla güldüğüm; "inanmadıkları hâlde", bu masallara inanmış görünenler; işte, "sporumuza ve futbolumuza en çok zarar verenlerin ön safında olan menfaat gruplarının biri" de bunlar!..
Sözü uzatmadan, sonuca geleyim; "böyle giderse", birkaç yıl içinde "Türkiye şampiyonu olan futbol takımımız da Avrupa Kupaları'nda eleme oynamaya başlayacaktır"; zaten bazı gazetelerimiz  "Şampiyonlar Ligi kategorilerine ait puanlamaları yazıp çizdiler"; acı gerçek orada duruyor!..
"Onca para harcıyoruz, onca emek veriliyor, onca insan futbola sevdalı"; ama  "yönetim zafiyeti", futbolu yöneten "resmi" kurullar ve kulüpler dahil futbolumuzu yiyip bitiriyor!..
Bu arada Cüneyt Çakır ve iki arkadaşı "bu kaostan kendilerini nasıl kurtardılar ve zirveye tırmandılar" şaşmamak elde değil, helâl olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.