Vah G.Saray'a!..

ABDURRAHİM ALBAYRAK: "Galatasaraylı taraftarlar yerden göğe kadar haklıdır. Şu şartlarda Prandelli'nin arkasında kalmam zor. İçim kan ağlıyor. Eski yönetim Prandelli'ye gerçekleştirilemeyecek sözler vermiş, vadedilenlenler inanılmaz. Şu anda futboldan memnun değilim. Mukavelesine baksanız kafayı yersiniz. Sözleşmesinde çok ağır maddeler var."

ÜNAL AYSAL: "Teknik direktör Cesare Prandelli ile yapılan anlaşmada iddia edilenin aksine içinde tazminat maddesi yoktur. Mancini'yi beş dakikada getirdim, 5 dakikada da öpüşerek ayrıldık. Prandelli için de aynı şey geçerlidir.

Dört takım meselesi de anlaşılmamış. Bu benim bir hayalimdi. Avrupa'da Galatasaray ismiyle özdeşleşen dört takım olmasını istiyordum. Ama sözleşmede bununla ilgili herhangi bir şey zaten yok. Daha düne kadar kapımda dolaşıp bana yalvaranların bu yaptıkları açıklamaları anlamak mümkün değil. Gerekirse bundan sonra da başka açıklamalar yapabilirim. Umarım buna mecbur kalmam."

CESARE PRANDELLİ: "Buraya  önemli hedefler için geldiğimi tekrardan söylemek isterim. Eski başkanımız beni çok önemli ve yenilikçi bir proje ile ikna etti. Bu projeye göre; Avrupa'da, biri İtalya'dan, biri Almanya'dan ve biri İngiltere'den olmak üzere, üç kulüp satın alınacak ve bu kulüpler, Galatasaray ile birlikte benim kontrolümde olacaktı. Sonra bırakıp gitti.

Benim sözleşmem hiçbir şarta bağlı değil. Bilakis, ben buraya kazanmak için geldim, para kazanmaya değil. Tazminat maddesi yok."

Son 10 gün içinde art arda gelen "bu" açıklamaların Galatasaray'ın gündemine getirdiği "ilk soru" şu; "Bu üçlüden hangisi doğru söylüyor?.."

Ardından, "tüyler ürpertici" bir başka soru geliyor; Aysal'ın "Daha düne kadar kapımda dolaşıp bana yalvaranlar" dediği yöneticiler kimler?..

Dahası, Aysal'ın "Camiamızın aidiyet duygusuna ve kurumsal itibarına kasıtlı olarak zarar veren bazı spor programlarına katılarak kulübümüzün zarar görmesine maalesef katkı sağlayan yönetici" dediği yönetici kim?..

Bitmedi; Aysal, "Gerekirse başka açıklamalar da yapabilirim, umarım buna mecbur kalmam" demekle "ne demek" istiyor?.. 

Bu "yenilir yutulur" cinsten olmayan acı tablo, spor sayfalarının, futbol programlarının baş konusu olurken, Galatasaray'ın "hukukçu"  Başkanı Duygun Yarsuvat, ortalarda yok, "tek kelime açıklaması da yok"; tam bir "sfenks sessizliği!.."

İnşallah yanılırım, işte buraya not düşüyorum; "mayısa kadar emaneti alan" bu yönetim, "aldığından çok daha kötü bir Galatasaray" devredecektir; gelecek yönetime!..

Şu futbolun hâline bakın, şu  basketbolun hâline bakın, erkeğindeki "salon dışı" dağılma, kadınındaki "salon içi" perişanlık; bu iki takımdan "biri Türkiye, öteki Avrupa Şampiyonu" unvanı ile girmişlerdi, bu sezona!..

Prandelli için hâlâ "ocak ayından filan bahsediliyor" ve "Efendim, rakiplerimizden sadece 1 puan gerideyiz" deniliyor!..

Galatasaray tarihinde görülmemiş bir rekora imza atarak, Avrupa'da "5 maçta 15 gol yiyen 'eksi 12 averajlı', Süper Ligde "10'uncu haftada 'eksi 2' averajlı bir takımın hocası" unvanını kazanan Prandelli ile geçecek her günün, "4'üncü yıldız hedefini de, Şampiyonlar Ligi'ndeki hezimete dönüştüreceğini" göremeyen, görmek istemeyen, takım "böyle bir hocanın elinde" bütünüyle, itibarı, morali ve 41 futbolcusuyla eriyip giderken, Trabzonspor'un "Ersun Yanal" darbesi gibi bir neşter vurarak, "Yılmaz Vural, Hikmet Karaman gibi ligimizi, Galatasaray'ı, futbolcularını, rakiplerini çok iyi tanıyan" bir hocayı "hemen" takımın başına getiremeyen, "lâftan, sporcularla yemek yiyip görüşmekten ve hocalarına  konuşma yasağı getirmekten başka bir şey üretemeyen", böylece "günü geçiştirmeye çalışan" bir yönetimle karşı karşıyayız; "Çarede çaresiz" bir yönetimle!..

Vebal, "seçenlerin" boynuna; Galatasaray'ı "böyle" bir yönetime emanet ettiler!..  

Not: Ben bu yazıyı yazarken, Prandelli hâlâ görevinin başındaydı, yönetim de 'tazminat maddesi' dahil İtalyan Hoca'nın durumunu masaya yatırmış, tartışıyordu...