Ben şunu anladım, Hakem köleymiş

Hakem ve gözlemcilere e-mail gelmiş. Özetle "16-17-18 Mayıs'ta yönettiğiniz maçlardan aldığınız parayı Soma'ya bağışlayacaksınız" deniliyor.    Matbu bir dilekçe doldurup imzala.
Paranın miktarı da 34. haftada aldığın maç ücreti.
Bu iş kimin fikri çok merak ediyorum.
Eğer yeni TFF Genel Sekreteri Kadir Kardaş'ın ise çok fena!
Bu işin adaletle ya da hayır yapmakla alakası hiç yok.
Bizim bildiğimiz bağış veya hayır rakamını hiçbir güç belirleyemez. Kişi gönlünden ne koparsa onu verir.
TFF'lerin beylik bir cümlesi vardı: "Biz bir aileyiz!"
Madem bir ailesiniz;
Soru 1) 34. haftada (16-18 Mayıs) maçı olmayan hakem ve gözlemciler neden hariç?
Soru 2) 34. hafta kulüplerin yayıncı kuruluştan aldığı parayı istediniz mi?
Soru 3) Futbolcu ve antrenörlerin o haftaki maç primlerini ya da maç başı ücretlerini istediniz mi?
Soru 4) TFF'nin profesyonellerinin ya da antrenörlerinin o haftaki gelirlerini isteyen oldu mu?
Soru 5) Temsilcilerin o haftaki aldıkları ücreti istediniz mi?
Hakem "yat yat, gel gel, kamp kamp, seminer seminer" sanki sizin köleniz.
Yetmedi, 34. haftadaki aldığın parayı bağışlayacaksın.
Hakemin biri sezon boyunca 3 maça gitmiş, öteki 5 maça, bir başkası 20 maça. Bu işte adalet var mı?
Bu adamdan siz "sahada adalet" dağıtmasını isteyeceksiniz.
Sen hepsinden aynı parayı zoraki istiyorsun. Üstelik adaletsiz olarak.
Rakamı kişi belirler, gönlünden ne koparsa.
İstinye'deki koltuklarda oturup bağış parası belirlenemez.
Kamuda ya da özel sektörde bunun bir benzeri görülmemiştir.
Ahmet Çakar'ın tabiriyle "daha ağırını" söyleyeyim;
Bir hakem şu gönderdiğiniz dilekçeyle savcılığa gitse eli boş dönmez.
TFF suçlu çıkabilir. Para toplamanın usulleri kanunda belirlenmiştir. Zorla toplamak suçtur!

Tayinler!
Hakem Atama Kurulu, bu hafta Süper Lig'deki hakem tayinlerinde hassas davranmış.
Pek sırıtan bir durum yok.
Ancak PTT 1. Lig'de geçen hafta önemli hata yapanların bu hafta tekrar maç almaları olmamış.
Bu en azından hata yapmayıp, maç alamayan hakemi rahatsız eder.
1. haftadaki hakem kararları klipler halinde hakemlere gönderilmişti.
2. hafta gönderilecek olan klipleri ben çok merak ediyorum.
Oğuz Sarvan ve Burçin Keskin yurdu baştanbaşa dolaştılar, belki on bin kilometre yol yaptılar. Bütün kulüpleri ziyaret ettiler. Rize'den Akhisar'a, Karabük'ten Mersin'e...
MHK talimatlarını anlattılar.
Teknik adamların dikkat etmesi gereken konuların altını kalın kalemle çizdiler.
Bu hafta Halilhodzic'i ekranda seyretmiş olan mesela Ertuğrul Sağlam, Tolunay Kafkas, Roberto Carlos ya da Kasımpaşa maçında tribüne gönderilen Mersin İY antrenörü acaba ne düşündü?
Hakemleri taciz etmeyi alışkanlık haline getirmiş bu teknik adamlar, dilerim hele bu sezon maç almaya başlayan genç hakemlerle uğraşmaz.
Çünkü ellerinde ve önlerinde üstü örtülemeyecek bir Trabzon-Fenerbahçe maçı var!

Hakem artık izleniyor!

Genç hakemler sürekli , "Ben izlenmedim, izlenmiyorum" diyordu. Bunu defalarca yazdım. Sonunda MHK bu konuda ciddi bir çalışma başlattı. Bölgesel yardımcı hakemi ilk maçında, ligin en üst düzey Süper Lig gözlemcisi izliyor. Oğuz Sarvan, Serdar Çakır, Metin Tokat, Murat Ilgaz her hafta ciddi bir tarama yapıyorlar. Bir hafta Larsen, bir hafta Uilenberg nasıl Süper Lig hakemlerinin bazılarını statta canlı izliyorlarsa, alt liglerdeki hakemler de objektif ve ön yargısız kriterlerle izleniyor. İllerine ve bölgelerine bakılmaksızın seyrediliyor. Bir kere değil, bir hakem belki bir kaç defa seyredilecek.

Bu, genç hakemler için tarihi bir şans ve fırsat.
Ben geçmişte ne hakemlerin zayi olduğunu biliyorum.
Nice hak etmeyenlerin de bugün bu ligde düdük çalmaya çalıştığını görüyoruz.
Bu bir.
İkincisi hakem koşacak. Çok istisnai ve özel durumlar olabilir. Bunu da MHK, tespit etmeli ve tedbir almalı.
Hiç unutmuyorum Bahattin Duran, televizyonda anlatmıştı. Bir Fildişili yardımcı hakem, atletik testteki bir salise ile Dünya Kupası'ndan geri gönderilmiş.
Bir sürü elemeyi geçiyor, son elemede ayıklanıyor.
Bir salise ile bir kariyer yerle bir oluyor.